Merkez Bankası’nın faiz toplantısı yaklaşırken, bu konudaki tahminler ekonomi ve finans dünyasının birinci gündem maddesi haline geldi. Perşembe günkü toplantıda faizin tekrar artırılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bunun tersine bir tahminde bulunan yok. 2.5 puanlık ve 5 puanlık faiz artışı yapılacağı seçenekleri en fazla taraftar bulan tahminler. Özellikle yabancı finans kuruluşları tarafından yapılan tahminler faiz artışının 5 puan olacağı noktasında yoğunlaşıyor.
Merkez Bankası’nın faiz artışı yapıp yapmayacağı, yaparsa kaç puanlık bir artış yapacağı, artışların arkasının gelip gelmeyeceği, artışların nereye kadar süreceği, bireylerden ailelere, şirketlerden bankalara, finans profesyonellerinden uluslararası fonlara kadar ekonomik kararlar almak durumunda olan her aktörün önünü görebilmek için yanıtını aradığı hayati sorular. Bu konuda öngörüde bulunurken çoğunlukla ve doğal olarak enflasyona ilişkin gelişmeler, beklentiler ve bu konuda Merkez Bankası ile ekonomi yönetiminin söylediklerini çözümlemekle işe başlanıyor.
İkinci olarak da yerel seçimler yaklaşırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz artışları konusundaki tutumunun ne olacağı, değişip değişmeyeceği sorusuna yanıt aranıyor.
Bunların her ikisi de bu konuda bir öngörüde bulunmak için cevabı bulunması gereken doğru sorular.
Ancak Türkiye ekonomisinin içine düşürüldüğü aşırı kırılgan günümüz koşullarında bir başka faktör ikisinden de öne çıkıyor. Erdoğan liderliğindeki ekonomi yönetiminin enflasyondan önce birinci ve en acil önceliği, yüklü miktarda dış kaynak bulabilmek. Dolayısıyla sıcak para kaynaklarından gelen sinyaller, faiz kararı ve diğer finansal, ekonomik kararlar alınırken öncelikle dikkate alınıyor.
Körfez’deki dostlardan kaynak girişinin ihtiyaca uygun miktar ve hızda olmayacağının görülmesi ile Merkez Bankası yönetimindeki değişikliklerin zamanlaması arasında bile bizce böyle bir bağlantı var. Yüzünüzü Batılı merkezlere çevirdiğinizde güven verebilmek için bu değişiklikleri ve ardından yüklü faiz artışlarını yapmak gerekiyordu.
Merkez Bankası’nın faiz toplantısı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın New York ve Londra başta olmak Batılı finans kuruluşlarıyla yaptıkları toplantılardan aldıkları sinyaller ve elde edebildikleri sonuçların gölgesinde yapılacak.
Bu toplantılardan dışarı yansıyan bilgiler, Batılı fonların, ekonomi politikalarındaki U dönüşünü olumlu bulduklarını, bu yolda devam edilmesini talep ve tavsiye ettiklerini; ama iş yatırım yapmaya gelince çok yavaş ve nazlı davrandıklarını gösteriyor. Merkez Bankası ve piyasa verileri de hala derde deva olma umudu veren bir sıcak para girişi olmadığını gösteriyor. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, bu yüzden son bir aydır politikalardan dönüş olmayacağını, kararlılıkla süreceğini her fırsatta yineleyip güven tesis etmeye çabalıyor.
Bu koşullar altında Merkez Bankası’nın da Erdoğan liderliğindeki ekonomi yönetiminin de sıcak para fonlarının kafasını karıştıracak bir adım atma ihtimali yok.