Merkez Bankası’nın uluslararası rezervleri, uzunca bir süredir önemli tartışma konularından biri olarak gündemdeki yerini koruyor... Tartışmaların son halkasını, döviz swap işlemlerinin TCMB’nin rezervlerine etkisi oluşturdu. Bu işlemlerin muhasebeleştirilmesinin şeffaf olup olmadığı sorgulamaları gündeme geldi. Zira açıklanan periyodik verilerde, tartışmalara konu hesaplama yöntemlerine ilişkin bir netlik bulunmuyor.
Diğer yandan döviz rezervine ciddi katkı sağlayan net bir araç var ve katkısı da hızla artıyor; reeskont kredileri… TCMB, mal ve döviz kazandırıcı hizmet ihracatı yapan firmalara uygun maliyetli finansman desteği sağlamak üzere amacıyla Eximbank ve bankalar kanalıyla reeskont kredisi olanağı sağlıyor. Krediler, 360 güne kadar vadeli senetler karşılığı TL olarak kullandırılıyor. Ancak vadesi geldiğinde döviz cinsinden tahsil ediyor. Ve bu mekanizma Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin artışına ciddi katkı sağlıyor. 2009 yılında reeskont kredilerinin tahsilatının net döviz rezervine katkısı bir milyar dolar ve rezerv içindeki payı da yüzde 1,8 düzeyindeydi. İzleyen yıllarda söz konusu kredilerin hem miktar hem de payı hızlı bir artış kaydetti.
2010 yılında 8 milyar doları aşan rezerve katkı miktarı, 2015 yılında 15 milyar dolar sınırını geride bıraktı. Reeskont kredilerinden net döviz rezervine 2019 yılında ise rekor seviyede katkı geldi. Yıl sonunda 41,1 milyar dolar olarak gerçekleşen TCMB net döviz rezervinin 22,7 milyar dolarlık bölümü reeskont kredilerinin katkısından oluştu. Böylece reeskont kaynaklı döviz rezervinin net döviz rezervi içindeki payı da ilk kez yüzde 50 sınırını aşarak 55,2 seviyesine ulaştı.