Merkez; sürpriz bir adımla dün faizi 200 baz puan arttırdı ve %10,25’e çıkardı. Sürpriz diyorum zira gerekliydi ama beklenmiyordu. Çünkü Cumhurbaşkanı’nın “faizlerin daha da inmesi gerekir” beyanı vardı. Fakat doların tırmanma şeridinde hız kazanması, acil faiz artışını zorunlu kılıverdi.
Bilinir ki havuza dalmadan önce derin nefes almak, iyi fikirdir. Ancak daha da iyi bilinir ki havuza daldıktan sonra derin nefes almak, kötü fikirdir. Bir fikri iyi veya kötü yapan, fikrin kalitesi kadar zamanlamasıdır.
Oysa bu karar, dolar 8 liraya yaklaşmadan önce de alınabilirdi. Zaten faizler arka pencereden artmış, gösterge faizi 13,84’e tırmanmıştı. Beklenti, Merkez’in Eylül’ü pas geçeceği, artışı Ekim’de yapacağı yönünde idi. Ancak dolar korkusu galebe çalınca Merkez, pürtelaş artış kararı almak zorunda kaldı.
Peki, bu artış ne işe yarayacak? Eğer sadece faiz ile piyasalar rahatlatılacaksa, bunun imkanı yok. Merkez’in elinden gelen; bu kadar... Gerisi? Makro politikalar, reformlar, harcama disiplini, üretim artışına dair tedbirlere bağlı. Merkez, yönetime zaman kazandırmıştır sadece...
Yönetim ne yapacak? Bunu henüz bilmiyoruz. Bir paket hazırlığından söz ediliyor ama kimseye danışıldığı yok. Konuştuğum sanayici, tüccar, iş insanları ve STK yöneticileri, “arayan soran yok” diyor. Görünen, bundan sonrası olacakları, doların seyri belirleyecek. Geciken tedbir, maliyettir zaten.
1 KM YOLDA 100 KM’LİK HARCAMA
Merkez; faizle dolarla uğraşa dursun, harcamalara disiplin kimsenin aklına gelmiyor. Akmerkez Yolu var her gün kullandığım... Önce korkulukları söküldü sonra yenileri kondu, sonra onlar da söküldü, beton döküldü, sürekli inşaat halinde...
Harcanan parayı üretime yönlendirmek yerine binlerine aktarıp duruyoruz. Sonra da orta gelir tuzağında patinajdan şikâyet ediyoruz.