Merkez bankalarının yeni dönem hazırlıkları bize ne getirir?

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Küresel ölçekte büyüme verileri, tüm ekonomilerde baz etkisiyle zirve yaparken, gözler yeniden merkez bankalarına çevriliverdi. Alınacak yeni aksiyonlar merak ediliyor. Japonya’da çeyrek büyüme %1,3’ten %1,9’a, Euro Bölgesi’nde yıllık büyüme; %13,6’dan %14,3’e revize edildi bile.

PİYASALARI HAZIRLAMA TELAŞI

Merkez bankaları, dağıttıkları paraları nihayetinde toplayacaklar. Bunun için piyasaların tepkisini almadan aksiyona geçiyorlar. İlk hamle; varlık alımlarının azaltılması... Avrupa Merkez Bankası (ECB) 1,85 trilyon €’luk Salgın Acil Varlık Alım Programı (PEPP) kapsamını yavaşlatmaya karar vermiş.

AB piyasalarındaki haber akışına bakıyoruz; şu anda aylık 80 milyar € olan alımların 60-70 milyar € bandına çekilmesi bekleniyor. Peki ya ABD? Fed üyelerinden Browman, New York Fed’den Williams, Dallas FED’den Kaplan, St. Louis Fed’den Bullard, varlık alım azaltımının bu yıl içinde realize edilmesi görüşünde.

BOL LİKİDİTE VE BALONLAR

Bol likidite dönemi birçok parasal büyüklükte balonlara sebep oluyor. Aynı zamanda tüketimi ve enfl asyonu hareketlendiriyor. İstihdam verileri de olumlu sinyal vermiyor. Kripto paralar, borsalar coştu, gelişmekte olan ülkelere para akıyor ve varlık değerleri yükseliyor.

Bu gelişmeler bizi nasıl etkileyecek? Zaten kendi enfl asyonumuz varken,dışarıdan enfl asyon ithal ediyor ve kendi sıkı para politikamızı, büyüme hedefl erimizle dengelemeye çalışıyoruz. Başarabiliyor muyuz? Hayır, ama başarmalıyız; zira salgından büyüme ile çıkalım derken başka sorunlara gömülmeyelim.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Türkiye yurtdışından gelen bir sıkı para duruşu karşısında nasıl etkilenir?

Olumsuz etkilenir. Zaten kredi risk primi (CDS) puanları yeterince yüksek iken buna Fed’in sıkılaştırması da eklenince, dış kaynak temininde daha da zorlu bir döneme girmiş oluruz. Yapılması gereken, döviz üretme kabiliyetimizi artırmaya odaklanmak… Elin parası giderek pahalı ve kıt hale geliyor.

Merkez’in hangi yeni adımı bir rahatlama yaratır?

Merkez tek başına kaldığı enfl asyonla mücadele konusunda desteklenirse, enflasyon beklentileri aşağı doğru kırılırsa ancak bir rahatlama olur. Aksi halde faiz-enflasyon-kur sarmalı, Merkez Bankası’nı zorlayacaktır. Sorun şu ki enfl asyon, toplumun sorunu haline gelmiştir. Merkez’e destek vermeden çözülmesi de imkânsızdır.

not

LİKİDİTEDEN YARARLANAMADIK ÇEKİLMESİNDEN ETKİLENECEĞİZ

Piyasalara trilyonlarca dolar dağıtılırken Türkiye bu etkiden sadece kasım-mart döneminde yararlanabildi. Ancak Merkez Bankası’nda başkan değişimi ile bu fırsat kaçtı. Eski Guvernör Naci Ağbal’ın gece yarısı görevden alınınca, iç ve dış piyasalarda güven erozyonu yaşandı.

Şimdiki başkanın kredibilite oluşturması hem zaman alacak hem de destekleyici politikalar gerektirecek. Misal neden bütçe, reel ekonomi, üretim gibi alanlarda proje üretmeyiz?

Türkiye yararlanmadığı likiditenin ıstırabını çekmek zorunda değildir. Belki de bu sıkıntılı süreç; “cari açığı nasıl yönetirim?” zihin yapımızı; “nasıl cari fazla veririm?” vizyonuna taşımak için fırsat olabilir.

Tüm yazılarını göster