Merkez bankaları için “yeşil dönüşüm” ne ifade ediyor?  

Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ekonomide merkez bankaları, küresel mali krizin de büyük etkisi ile son on yılda makroekonomik istikrarı sağlamanın ötesine geçerek ekonomik kalkınma ve yapısal dönüşümün teşvik edilmesine yönelik önemli adımlar atmaya başladı. Merkez bankaları bu kapsamda, finansal sektörün gelişimi, finansal kapsayıcılığın teşvik edilmesi ve finansal sistemin sürdürülebilir kalkınma ile uyumlu hale getirilmesine yönelik “yenilikçi politikalar” geliştiriyor.

Merkez bankalarının görev kapsamı ve sınırları genişliyor

Bu değişim süreci ile merkez bankalarının görev kapsamı ve sınırları konusunda yeni bir tartışma başlamış oldu. Günümüzde gelişmekte olan ülkelerdeki birçok merkez bankası uygulamada, proaktif bir şekilde sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı teşvik etmeyi amaçlıyor. Giderek artan sayıda merkez bankası ve finansal düzenleyici kurum, özellikle finansal kapsayıcılığı ve sürdürülebilir finansal sistemin geliştirilmesini aktif bir şekilde teşvik etmeyi önceliklendiriyor ve bu konuları kalkınma finansmanının temel taşları arasında görüyor.

Dengeli düzenleme merkez bankaları için yol gösterici

Merkez bankalarının finansal kapsayıcılığı teşvik etmek için kullandıkları araçlar, ülkeler arasında önemli ölçüde farklılık göstermekle birlikte, tüketicinin korunması ve finansal okuryazarlık, birçok ülkede ön plana çıkan alanlar haline geldi. 2011'den bu yana, Uganda, Nepal ve Ekvator gibi çeşitli ülkelerin merkez bankaları, finansal kapsayıcılığı teşvik etmek üzere ölçülebilir taahhütlerde bulunduğu uluslararası bir inisiyatif olan Maya Bildirgesi'ni imzaladı. Finansal düzenlemenin hem finansal istikrar hem de finansal kapsayıcılık üzerindeki etkilerini dikkate alan dengeli düzenleme (proportionate regulation), birçok merkez bankası için yol gösterici bir ilke. Dengeli düzenlemenin en önemli örnekleri arasında yer alan, Kenya Merkez Bankası’nın mobil ödeme sistemlerine yönelik düzenlemesinin, ülke ekonomisinin hızlı gelişimine önemli katkı sağladığı biliniyor.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları merkez bankalarının odağında

Merkez bankalarının sürdürülebilir kalkınma amaçları (SKA’lar) kapsamında, KOBİ finansmanı ve tarımsal finansman konusunda da teşvikleri yükselişe geçti. Örneğin Nijerya ve Pakistan'da merkez bankaları son yıllarda KOBİ ve tarımsal kredi garanti programları oluştururken, Bangladeş'in merkez bankası KOBİ girişimcileri için düzenli olarak eğitim programları düzenliyor.

SKA’lar kapsamında, artan sayıda merkez bankasının ve finansal düzenleyici kurumun aktif hale geldiği ikinci bir alan ise yeşil finansal sistemler. Merkez bankalarının çevresel riskleri önemsemesinin önemli nedenleri bulunuyor kuşkusuz. Birincisi, çevresel risk - özellikle iklim değişikliğinden kaynaklanan risk - reel ekonomi ve dolayısıyla finansal sektör için önemli bir sistemik risk oluşturuyor. İkincisi, karbon salınımı yoğun işletmelerin faaliyetleri gibi sosyal olarak istenmeyen faaliyetler için finansman sağlanması piyasa başarısızlığı olarak nitelendiriliyor. Bu piyasa başarısızlığını düzeltmek ve bu tür yatırımları caydırmak için çevresel düzenlemeler ve karbon fiyatlandırması tercih edilen politika araçları büyük önem taşıyor. Bununla birlikte, karbon fiyatlandırma piyasalarının olmadığı veya çalışmadığı ve etkin bir çevre politikasının bulunmaması durumunda, finansal otoritelerinin kredi tahsis sürecinde yetkilerini kullanması alternatif çözümler arasında yer alıyor.

Yeşil Dönüşüm ile uyumlu yenilikçi politikalara ihtiyaç var

Merkez bankalarının genişleyen görev kapsamı ve sınırları, 2015 sonrası kalkınma gündeminin finansmanı için çerçeve koşullarının iyileştirilmesi yoluyla sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın desteklenmesine önemli katkılar sunuyor. Bu doğrultuda merkez bankalarının geleneksel politikaların ötesine geçerek sürdürülebilir kalkınma ile uyumlu yenilikçi ve kapsayıcı “yeşil dönüşüm politikaları” benimsemesi atılacak ilk adım olarak görünüyor.

Tüm yazılarını göster