Merkez bankaları 2022’yi tamamladı

Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Aralık ayında kaleme aldığımız yazıların ağırlıklı teması, yıl sonu işlemleri kaynaklı azalan işlem hacmi, yeni başlık arayışı ve merkez bankalarının merkezinde Fed’in yer aldığı yılın son FOMC toplantısına dair beklentiler oldu. Geride kalan hafta ile birlikte hikayeden Fed kısmını da çıkarmış olduk. Arada ECB ve BOE’yi de takip etmeye çalıştık. Gün sonunda gelinen noktada küresel merkez bankacılığı ve para politikalarının seyri açısından 2022’yi tamamladığımızı söylemek artık çok daha kolay. Elbette bizim işlerde “sürpriz” faktörü oldukça kuvvetlidir, neyin ne olacağı bilinmez ama biz yine de bardağın dolu tarafından bakmaya çalışalım.               

Yılın son FOMC toplantısına yönelik haksızlık yapıldığı kanaatindeyim. Neden? Zira fiyatlamalardaki düşüş baskısının tek sebebi Fed olarak gösteriliyor. Oysaki öyle olmamalı. Yıl sonu etkisi ve cuma günü takip edilen Amerikan borsalarındaki opsiyon ve futures kontratlardaki vade sonu takvimi ciddi anlamda göz ardı ediliyor. Ya da böylesi analiz açısından bazı kesimler açısından daha kolay oluyor.             

Fed’in neyi nasıl anlattığını uzun uzun detayları ile konuşmak biraz zaman kaybı niteliğinde. Çünkü Fed’in duruşunda farklılık yok. Daha düşük viteste bir süre federal fonlama oranı aralığında artışa devam edeceklerini zaten Kasım başlangıcından bu yana duyuruyorlar. Üstelik buradaki iletişimi en üstteki isim olan Başkan Powell’dan ekibin diğer önemli isimlerine dek kullanmaktan yana da hiç imtina etmediler. Çok değil 1 ay önce Fed Başkanı Powell, kendi faiz tahminlerinde eylül toplantısına kıyasla daha yukarı bir patikada yer aldığını açık açık söylemişti. Peki, şimdi sürpriz bunun neresinde?             

FOMC katılımcıları kısaca, “daha yavaş ekonomik büyüme, daha yüksek faiz hadleri, nispeten düşüş gösterecek ama projeksiyon dönemi sonuna dek hedefin üzerinde kalacak ve işsizlikteki artışa zemin hazırlayacak bir patika beklentisindeler. Bilinmeyen kısım kuşkusuz bilinenlerden çok daha fazladır. Doğrusu da budur. Sadece hisse senetlerindeki fiyatlama üzerinden bir şeylerin değiştiğini, farklı anlatıldığını söylemek kolay mıdır? Misal, Amerikan 10y tahvil faizinde haftalık değişim 10bp üzerinde azalışa işaret ediyor. Peki, şimdi sürpriz bunun neresinde?              

Bir diğer husus da faiz patikasının seyri. 2023’te enflasyonun kayda değer bir düşüş göstermeden faizlerde indirim seçeneğinin gözetileceğini değerlendirmek ciddi hata konumunda. Yine Fed’in halihazırda yaptığı da tam olarak bu. 2023’ün şimdilik akıllardan çıkmasını istiyorlar. Enflasyondaki düşüşe ikna olmak, artırımlardaki zamanlama hatasını bu kez tarihteki farklı örnekleri ile sabit olan bir başka sorun başlığı ile güncellemek istemiyorlar. Öte yandan swap piyasası fiyatlamalarında yüzde 5-5.25 aralığına taşınması gayet sağlıklı, doğal olandır. Peki, şimdi sürpriz bunun neresinde?              

Son olarak ECB’ye de parantez açmalı. Beklendiği şekilde +50bp patikasına Atlantik’in diğer yakasında da geçiş yapıldı. Anlaşılan, +75bp tartışmaları da yapılmış. Bir ECB klasiği olduğu üzere, toplantı sonrasındaki “isimsiz kaynaklara dayalı değerlendirmeler” Avrupa para politikasına dair beklentilerin yüksek volatilite ortamında şekillenmesine neden oluyor. Ek olarak, “nihayet”, Avrupa’da bilanço daraltma operasyonunun başlayacağı ve nasıl ilerleyeceğine dair detaylar da paylaşıldı. Görünen o ki ECB’nin faizlerdeki yolu Fed’e kıyasla daha sancılı ve uzun gibi duruyor. Buradaki oyun değiştirici faktörler ise, Avrupa’da, başta enerji grubu olmak ise emtia fiyatlarının seyri ve savaşın evrileceği nokta; ABD’de ise iç talepteki süregelen canlılık ve olası resesyonun şiddeti.

Tüm yazılarını göster