Matematik bilmek veya bilmemek meselesi

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ

Mathematics is not about numbers, equations, computations, or algorithms: it is about understanding. (Matematik, sayılar, denklemler, hesaplamalar veya algoritmalar hakkında değildir; anlama hakkındadır)

William Paul Thurston (Amerikalı Matematikçi)

Bir ders

Yurtdışındaki bir profesör arkadaşımın ekonomi dersine dinleyici olarak girmiştim yıllar önce. Arkadaşım tahtada ekonomik bir kavramı anlatıyordu. Anlatımı somutlaştırmak için de basit bir matematik formülü kullanıyordu. Konuyu tamamlayınca da sordu: “Sorunuz var mı çocuklar?” Bir öğrenci “Ben anlamadım. Bir daha anlatır mısınız?” dedi. Arkadaşım tekrar anlattı ve yine sordu: “Anlaşıldı mı?”. Yine aynı öğrenci “Hâlâ anlamadım” dedi. Arkadaşım tekrar anlattı. Yine aynı öğrenci “Belki size tuhaf gelecek ama, yine anlamadım.” Arkadaşım sabırlı bir hoca idi. Bir kez daha anlattı. Öğrenci bu kez pişkin pişkin gülerek “Anlamadım yine. Bana ne tavsiye edersiniz?” diye sordu. Anlatılan kavram basitti. Ancak öğrencinin sorunu matematikte idi; öğrencinin matematiği zayıftı. O ana kadar sabırla sessiz kalan öğrencilerden birisi “Bana ne tavsiye edersiniz” sorusuna cevap verdi gülerek “Alışverişe yalnız gitme, kandırırlar; annenle git”

- Bir basın toplantısı

Geçen hafta canlı yayında bir basın toplantısı izliyordum. Asgari ücret artışı ile ilgili bir açıklama yapılacaktı. Ne olmuştu da daha aralıkta 2022 yılı için belirlenen asgari ücret yeniden gündeme gelmişti? Sabah gazetesinin resmi haberine(!) göre “Enflasyonun koronavirüs salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı sonrası küresel olarak artması ile alım gücü düştü. Asgari ücrete Temmuz zammı tarihte ilk kez gündeme geldi. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz.” çıkışı ile talimatı vermesi sonrası işçi ve işverenler asgari ücrete zam için bir masaya oturdu”. İşte bu talimatla toplanan “Asgari Ücret Komisyonu” bir sonuca ulaşmıştı.

Basın toplantısında asgari ücret açıklamasını Cumhurbaşkanı yapıyordu. Masada işçi ve işveren temsilcileri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı da vardı. Cumhurbaşkanı hayırlı haberi verdi ve yeni asgari ücretin “5.500” TL olduğunu açıkladı ve ekledi “%25” zam yapıldığını söyledi. Bunun üzerine Bakan ve İşveren Temsilcisi hareketlendi. Sonra Bakan kalkıp Cumhurbaşkanı’nın kulağına bir şeyler fısıldadı. Cumhurbaşkanı da %25 rakamını “sehven” söylediğini ve artış oranının %30 olduğunu söyledi. Ama bu rakam da yanlıştı. Ne idi gerçek artış oranı?

İşin doğrusu ne?

Bu yıl için belirlenen asgari ücret “4.253,40” TL idi. Güncelleme ile “5.500” TL oldu. (Dil sürçmesi(!) için özür dilerim. Bu devirde sadece fiyatlardaki artışa zam yerine “güncelleme” deniyor; ücretteki artışa zam demeliydim.) Artış oranını şöyle bulunur: 5500/4253,40=1,293083; yani %29,3. Yuvarlama yaptığınızda da bu “29,3” rakamı “29” olur. Demek ki asgari ücret artış oranı %30 değil, %29 dur. Peki artış oranı için neden doğru rakam söylenmedi?

Burada Cumhurbaşkanı’nı bu yanlışın dışında tutmalıyız. Her konuşması anında yayınlanan Cumhurbaşkanı’ndan cep telefonunu çıkarıp, oradan “Hesap makinesi” uygulamasını açıp yukardaki bölme işlemini yapmasını beklemek haksızlık olur. Ama gördüğüm kadarı ile İşveren Temsilcisi’nin önünde cep telefonu vardı. Herhalde hesabı yapmıştır. Bu artış oranı, toplantılarda da çok konuşulmuştur. Peki %29 yerine neden %30 rakamı telaffuz edildi? Burada üç olasılıktan söz edebiliriz.

Birincisi, bunu bu şekilde söyleyenler matematikteki (hatta aritmetikteki) yuvarlama kuralını bilmiyorlar. Eğer yukardaki bölme işleminde bulduğumuz rakamdaki (1,293083) 9’dan sonraki rakam 3 değil de 5 veya yukarısı (yani 5,6,7,8,9) olsa idi artış oranı %29 değil de %30 olarak verilirdi. Ama 9’dan sonraki rakam 3 olunca yuvarlama sonucu %29 olarak verilmeli idi.

İkinci olasılık ise yuvarlama kuralı biliniyordu, ancak %30 rakamı daha yakışıklı görüneceğinden, cinlik yapılarak bu şekilde yanlış bilgi verildi.

Bir üçüncü olasılık da basın toplantısının heyecanı içinde yanlış hesaplama yaptılar. Ama bu yanlış için özür dilenmedi ve şu ana kadar resmi olarak düzeltilmedi.

“Hocam, bütün bu söyledikleriniz %0,7’lik bir fark için. Eğer gerçekten %30 zam verilse idi, asgari ücret “5.529,42” TL olacaktı. Aradaki fark 29,42 TL. Bu fark ile bir damacana suyu bile alamıyoruz. Bir bardak suda fırtına yaratıyorsunuz, sorun yaratıyorsunuz” diyenler çıkabilir. Ama sorun doğruluk, dürüstlük ve devletin ciddiyeti meselesi. Sorun, matematiğin kesinliği meselesi. Sorun, matematik meselesi. Sorun, matematik bilmek meselesi.

Bir sınav

Konu matematikten açılınca Ortaöğretim Kurumlarına ilişkin Merkezi Sınav’ın (LGS) bu yılki sonuç raporunu inceledim. Sınava “1.031.799 “ öğrenci katılmış. Sınavın matematik sonuçlarına baktım. Sınavda 20 soru sorulmuş. Doğru cevap sayısı ortalaması 4,74. Ortanca (Median) ise 3. Yani sınava katılanların %50’si 3 veya daha az soru yapabilmiş. Öte yandan %8,21 öğrenci ise 20 sorudan hiçbirine cevap verememiş. Bu sonuçların anlamı: Çocuklarımıza doğru dürüst matematik öğretemiyoruz.

Matematik önemli mi?

Matematik, bilim ve teknolojinin ana dilidir. Eğer matematik yoksa ne bilim vardır ne de teknoloji. Hangi mesleği yaparsanız yapın matematik kullanırsınız Araştırmalar gösteriyor ki, matematik beyni geliştirir. Matematik, analitik becerilerin gelişmesine, sebep-sonuç ilişkilerini kurmaya yardımcı olur. Matematik, kişilerin günlük hayatı için de önemlidir. Örneğin, eğer matematik biliyorsanız bütçenizi yapabilir, paranızı daha iyi yönetebilirsiniz. Mutfakta da matematik devreye girer, daha iyi bir aşçı olursunuz. Matematik bilirseniz çevrenizdeki evreni daha iyi anlarsınız.

Matematik bilmezsen ne olur?

“Bütün yollar Roma’ya çıkar” gibi, her sorun eğitime çıkıyor ve oradan da matematiğe. Matematik bilmezsen ne olur? Bilim ve teknolojiye bir katkın olmaz. Sadece bir tüketici toplumu olursun. Bilinçli yurttaş olamazsın. Örneğin şu soruları sormayı akıl edemezsin: “Neden tarihte ilk defa bir temmuz zammı gerekli oldu?”. “Evet, küresel olarak artan bir enflasyon var. Ama bizim aylık enflasyon neden bazılarının yıllık enflasyonu kadar?”. “Ben bölme işlemini yaptım, artış %29. Neden %30 arttı diyorsunuz?”. “Madem ülke olarak uçuyoruz, neden bu ülkede çalışanların %40’dan fazlası asgari ücretle çalışıyor?”.

Matematik bilmezseniz bir de sizi kolayca kandırırlar. Kanmamak için ekonomi dersindeki çocuğun tavsiyesine uyulacak olsa, o da çalışmaz. Çünkü eski annelerin çoğu matematik biliyordu. Görünen o ki, yeni annelerin birçoğu da doğru dürüst matematik bilmeyecek.

Sonuç

Anlamak, kavramak ve kandırılmamak için matematik bilmek gerekir. Ülkelerin gelişmesi için de matematik bilen, dürüst yöneticilere ihtiyaç vardır.

Tüm yazılarını göster