Türkiye’de hem iktidar cephesi, hem de muhalefet seçim kampanyasını ekonomik gelişmişlik üzerine kurmuş durumda. İktidar cephesi İHA-SİHA’lar ve üretimde olan ilk elektrikli otomobil ile kampanya yürütürken, muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD, İngiltere ve Almanya’ya yaptığı gezilerin ardından, burada gördüğü teknolojiyi vaadediyor Türkiye’ye.
Ancak Türkiye, bu konuda yüzünü sadece batıya değil, doğuya da dönmeli;
Kore’ye mesela.
Hemen her şehrin çıkardığı uluslararası bir marka var Kore’de; Suwan’da Samsung, Busan’da Hyundai, Incheon’da uluslararası serbest ticaret ve teknoloji bölgesindeki büyüklü küçüklü pek çok firma.
Seul ise, hepsinin merkezi konumunda.
Suwan’da bir bakkal dükkanından çıkıp, dünya markası olan Samsung, mobil iletişim merkezini bu şehirde tutarken, girdiği diğer sektörler için yatırımı Kore’nin diğer şehirlerine kaydırmış durumda; İncheon’deki biyolojik laboratuvarlar bunun örneği. Otomobil markası olarak bilinen Hyundai ise, otelcilikten inşaata kadar pek çok sektörde, pek çok Kore kentinde oldukça görünür işler yapmakta.
Tek konuda ülkece birleşebilmek...
Ancak sektörel uluslararası markalar yetmemiş olacak ki Kore'ye, şimdi ticarette de merkez olarak anılmak üzere yola çıkmış Koreliler. Tüm ülke, siyasi parti ayırımı olmadan, tek bir hedefe kilitlenmiş durumda; Expo 2030’un sahipliği için Busan kentini seçtirmek.
Kore Gazeteciler Cemiyeti’nin davetiyle ülkeye gelen 100’ü aşkın gazeteci, ziyaret ettikleri 4 farklı Kore kentinde, farklı siyasi partilerden seçilmiş olan tüm yetkililerden, hep aynı cümleyi duydular bir haftalık gezi boyunca; "Busan expo 2030; Hazırız…”
O kadar ki, Cumhurbaşkanı’ndan, Kore’nin dünyaca ünlü K-pop gruplarına kadar herkes elini taşın altına koymuş bu amaç için.
2030’da Expo fuarının hangi ülkeye verileceğine bu yılın Kasın ayında karar verilecek. Kore’nin rakipleri zorlu; Suudi Arabistan, İtalya ve Ukrayna. İtalya’da Roma’nın daha önce Expo evsahipliği yapmış olmasının şansını azalttığını düşünüyor Koreliler. Ukrayna’da ise savaş koşulları bu ülkenin şansını zora düşürüyor elbette. Geriye kalan Suudi Arabistan ise zorlu bir rakip.
Busan’da expo alanı olarak 1400’lerden bugüne kadar şehrin kalbini oluşturan liman bölgesi seçilmiş durumda. Şehrin diğer yakasında yeni bir liman kurmakta olan Busan şehri, mevcut limanı ise 2030’a kadar Expo alanına çevirmeyi planlıyor. Expo için 3.4 milyon metrekarelik bir alan ayrılmış durumda. Yaklaşık 580 bin futbol sahasına eş değer bir alan bu. Alanı dönüştürmek için de 5.7 milyar dolara yakın bir bütçenin kullanılması planlanıyor.
Yüzen şehirler kurulacak
Expo için üç temel tema belirlenmiş durumda; doğayla birlikte sürdürülebilir yaşam, insanlık için teknoloji ile, paylaşmak ve gözetmek için platform.
Özellikle ilk tema kapsamında kurulması planlanan “yüzen şehir” konsepti önemli; İklim değişikliği nedeniyle bazı şehirlerin sular altında kalma ihtimali üzerine geliştirilmiş bir konsept bu. Yeni şartlar altında, yeni şehirler kurmak üzerine.
Denge politikası
Ekonomik gelişmeyi sürdürebilmek için istikrarın öneminin de farkında Koreliler. Bir yandan ABD ile Kore savaşı sırasında kurulmuş güçlü müttefiklik ilişkisini sürdürürken, doğudaki “büyük komşu” Çin’i de “ihmal etmiyorlar.”. Kore Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın gazetecilere yaptığı dış politika sunumunda söylediği “ABD ile ittifakımız kritik önemde” cümlesi ile, “Çin’le ilişkilerimizi karşılıklı saygıya dayalı olarak, olgun bir şekilde yürütüyoruz” sözü bu denge politikasının dışa vurumu adeta.
Türkiye seçimlerden sonra ekonomik ve siyasi politikalarını yeniden oluştururken, mutlaka Kore örneğine de göz atmalı...