Deprem sonrası Kahramanmaraş’ta özel sektör, çalışanlarına sahip çıktı. Fabrikalarını onardı. Aradan 100 gün geçmeden, duran üretimi dahi hayata geçirdi. Krizi fırsata çevirerek “yara sarayım” derken kapasitesini artırdı. Yeni ürünlerle yeni pazarlara yöneldi. Bir bakıma şehrin yarınını hazırladılar.
Depremde özel sektör tam bir başarı hikâyesi yazdı. Peki ya Kamu? Ancak %20 aktive oldu, %80 atıl kaldı. Çağımız hız çağı… Çoklu düşünebilme, hemen koordine olabilme dönemi... Bürokratik engeller, kaynak eksikliği ve koordinasyon sorunları verimli olunabilecek alanlarda ne yazık ki gedikler açıyor.
DÜNÜ YARINA UZATMAK YERİNE…
Yarının farklı inşası, daha uzun dönemli stratejidir ve depremin yıktığı bugünü, farklı bir yarına taşımak önemlidir. Yıkılan işyerlerini ayağa kaldırmak öncelik olabilir. Ancak yıkılanın yerine yeni ve farklı işler düşünmek gerekir. Misal iplik ve kâğıt yatırımları sürsün fakat teknolojik işler düşünülsün.
Başka bir faktör; sermayenin deprem hasarından çıkarken birlikte hareket edebilme niyetidir. Küçük işler yerine bütünleştirilmiş kaynaklarla daha yüksek getirili ve hacimli işler düşünülebilir. Avrupa’nın dayatmalarıyla boğuşmak tamam da Avrupa’nın işlerine göz dikmek, daha cesur adımlar atmaktır.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Deprem fonları etkili dağıtılabildi mi?
Deprem bölgesindeki kaynakların çoğunluğu sesi en fazla çıkanlara giderken, Kahramanmaraş bundan yararlanamadı. Aynı tespit; Hatay ve İskenderun için de geçerli. Bölgenin ekonomik büyüklüğü, iş gücü piyasası, tarım ve endüstriyel potansiyel düşünülerek yapılmış olabilir. Ancak önceliklerinizle önemlilerinizi ayırt edemediğinizde, zamanın ilerleyen dişlileri arasında tercihleriniz şaşabilir. Deprem bölgesinde 1 yıl sonraki ziyaretimde bunu müşahede ettim.
Deprem bölgesinde bir yılın sonunda neler yapılabilir?
Bölgede daha fazla kaynağa erişim sağlamak için, bölge yönetimi ve yerel yetkililer tarafından yapılan planlama ve yatırımların daha kapsayıcı bakışla gözden geçirilmesi gerekir. Gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmak için daha objektif kriterler gözetilebilir. Enkaz kaldırmak önemli ancak işgücünün yeniden bölgeye gelebilmesi için bazı sosyal politikalar devreye alınmalı…
NOT
KAMU DEPREMİ FIRSATA ÇEVİREBİLİRDİ
Kamu; verilen onca vaade rağmen bölgede % 20 aktive olabildi. Eğer bu %80 olabilse idi çok farklı bir noktada olabilirdik. Mesela altın ve mücevher merkezi, daha erken restore edilip ülkeye döviz kazandırmaya, kaldığı yerden devam edebilirdi.
Aksayan yönlere baktığımızda: Özel kredi yok, özel destek yok. Hükümetin verdiği faiz konusunda özel bir imtiyaz yok. Eğer kamu verdiği sözleri tutabilseydi bugün Kahramanmaraş girişimcisi, sanayicisi ve iş insanları, katma değeri daha yüksek alanlarda kendilerini gösterme fırsatı yakalayabilirdi. Ancak bu insanların enerjileri, kamuya verdiği vaatleri yerine getirme talebine gitti.
Deprem fay hatlarını kırdığı gibi insanların zihnindekileri de kırdı. Sanayiciye Eximbank teminat mektubu olmaksızın kredi versin. “Bizim için limit artırılması önemli değil. Biz deprem bölgesindeyiz ve teminat gösteremiyoruz” diyor sanayici... Tıkanma noktaları bunlar ve çözülmeli.
Kısaca şunu söyleyelim; iyi ki yerel inisiyatifler var. İyi ki özel sektör var. İyi ki depremin yaralarının sarılmasında kamunun sözlerine takılıp kalmamak var.