Manisa’nın Salihli ilçesi, tarımsal potansiyeli yüksek, farklı ürünlerin yetiştiği, bu ürünlerin sanayide değerlendirildiği ve ihraç edildiği bir merkez konumunda. Son yıllarda ilçede yaşanan değişim ülke tarımının geleceği açısından da önemli ipuçları veriyor.
İlçede ürün deseninden, üretim biçimine kadar ciddi bir değişim yaşanıyor. İstanbul başta olmak üzere tarım dışından birçok girişimcinin arazi satın alıp tarımsal üretim yaptığı Salihli'de kiraz, ceviz, badem, zeytincilikte büyük ölçekli yatırımlar dikkat çekiyor. İstanbul'dan gelip ilçede binlerce dönüm ceviz ve badem diken şirketler, patronlar, CEO'lar bir araya gelip kooperatif bile kurdular.
İlçedeki bu değişimi yerinde gözlemlemek ve yetkililerle konuşmak için Salihli'ye gittim. Salihli Ticaret ve Sanayi Odası'nda 15 yılı aşkın süreden beri basın danışmanlığı yapan, üniversiteden sınıf arkadaşım Şirin Yörük’ün rehberliğinde bir dizi görüşme yaptık. Üretim alanlarını gezdik. Edindiğimiz bilgiler ve gözlemlerimiz çerçevesinde Salihlideki bu değişimi paylaşacağım.
İlçe gelirinin yüzde 60'ı tarımdan
Salihli TSO Başkanı İbrahim Yüksel, ilçenin tarımsal potansiyelinin çok yüksek olduğunu belirtti. Yüksel’in anlattıkları özetle şöyle: “Salihli’nin gelirinin yüzde 60’ı tarımdan. Bunun da yüzde 40’ı sultaniye çekirdeksiz kuru üzümden. İkinci sıradaki ürünümüz, son yıllarda ön plana çıkan zeytincilik. Odamızın coğrafi işaretini aldığı Salihli Kiraz’ı ihracat geliri ile ilçe ekonomisine önemli bir katkı sağlıyor. Salihli Kirazı, Amerika’dan Uzakdoğu’ya kadar birçok ülkeye ihraç ediliyor. Kirazın öne çıkması İstanbullu yatırımcıları da Salihli’ye çekti. Salihli’de 4-5 kiraz üreticisi ve diğer meyveleri üreten firmalar var. Bin dönüm, iki bin dönüm alanda üretim yapıyorlar. Hiçbir şey yetişmez dediğimiz kırsaldaki dağlarda bu yatırımlar yapıldı. Yani daha önce üretim yapılmayan alanlar üretime kazandırılmış oldu. Ucuz arazileri satın alarak yaptılar. Hem ülke ekonomisine katkısı oldu. Hem de kırsaldaki insanlarımızın ki onların gücü yetmiyordu bu yatırımları yapmaya, o araziler değerlendirilmiş oldu. Burada meyve yetişmez, kiraz, ceviz badem yetişmez deniliyordu. Boş bırakılıyordu. Sermayenin gücü ile bunlar aşıldı. Su da bulundu. Yağmur, dolu yağdığında buradaki çiftçimizin, köylümüzün ürünü zarar görüyor. Ama bu firmalar üstüne ağ sererek zararı önleyebiliyor. Mühendisleri var işin başında. Her gün kontrol ediliyor.
Tarım ürünleri sanayide değerlendiriliyor
Salihli Ovası’nda geniş bir alanda domates yetiştiriciliği yapılıyor. Mısır ekimi var. Domatesin değerlendirilmesi anlamında Organize Sanayi Bölgesi’nde kurutulmuş domates ve salça üreten fabrikalarımız var. Domates kurusu, salça, ayrıca kapya biber, közde patlıcan, kabak ve diğer ürünleri işleyip ihraç eden fabrikalar var. Peynir, zeytin işletmeleri var. Kedi-köpek maması üreten Türkiye’deki 5 fabrikanın 3’ü Salihli’de.
Hayvancılıkta Manisa'nın lideri
Salihli sadece bitkisel üretimde değil, hayvancılıkta da çok iyi durumda. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı bakımından Manisa'da 17 ilçe arasında ilk sıradayız. Kula ikinci Selendi 3.sırada. Süt üretiminde yine aynı sıralama var. Yıllık 150 bin ton süt üretimimiz var. Ama organize sanayi bölgemizde her gün 500-600 ton süt işleniyor. Süt ürünleri, mozarella, kesik peynir üretimi var. Kanatlı sektöründe Manisa Türkiye’de 1.sırada. Salihli ise, Manisa’da 1.sırada. Hem etlikte hem yumurtada önemli bir üretim merkeziyiz.”
Arpa, buğday ve tütün yerini zeytin, ceviz, bademe bıraktı
Sürekli sahada ve çiftçilerin sorunlarıyla yakından ilgilenen Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, ilçedeki değişimi Çiftçi Kayıt Sistemi’ndeki (ÇKS) verilerle açıklıyor: “Arpa buğday ekilen yerlerin birçoğu zeytinliğe döndü. Kırsalda boş kalan, kıraç olan ve atalarımızın tütün ektiği veya arpa buğday ektiği yerlerin şu anda yüzde 80'ni zeytine döndü. Yüzde 20'si ise buraya gelen şirketler tarafından kiraz, ceviz, badem ve zeytinlik yapıldı.
Salihli’de 2009-2010’da 28-30 bin dekar zeytinlik vardı. Şimdi 85 bin dekar oldu. Zeytinde ağaç sayımız 3 milyon 400 bine ulaştı. Tabii bu sadece ÇKS'ye kayıtlı olan veriler. Bir de ÇKS'ye girmeyen, kayıt yaptırmayan çok kişi var. Kayıt yaptırmayan 15 bin dekar vardır.
Toplam 118 bin dekar bağımız var. Kayısı 6-7 bin dekar, 7 bin dekar erik var. Esas olarak yılda iki üç ürün yapan yazlık kışlık sebze ekenler var. Karayahşi, Çayköy, Eldelek, Çapaklı, Durasıllı ve diğer bazı köyler yılda 3 ürün alır. Arpa eker, kaldırıp mısır eker, mısırı kaldırıp domates eker. Ispanak eken var. Yani yılda 3 ürün alırlar. Hatta bir ay daha olsa 4.ürünü alırız derler.
Bu sene çok tartışılan domates ekimi ilçemizde yaygın. Manisa’da domates üreten Gölmarmara, Ahmetli, Salihli, Saruhanlı ilçeleri var. 2019’da bizde Çiftçi Kayıt Sistemime kayıtlı 9 bin 500 dekar domates vardı. Bu yıl 20 bin dekara çıktı.
Bakımı kolay diye zeytin tercih ediliyor
Birçok üretici son yıllarda zeytinciliğe döndü. Dombaylı Ovası’nda 5 bin 800 - 6 bin dekar alanda önceleri şeftali vardı. Sonra kayısıya dönüldü. Onun da 4-5 çeşidi var. Dedelerimizin diktiği kayısıdan verim alamadık. Çoğu söktü zeytine döndü. Ben mesela 83 dönüm kayısımı söktüm zeytin yaptım. 2008 yılında. Benim gibi birçok kişi zeytine döndü.
Özellikle kırsalda susuz tarım olan atalarımızdan kalan arpa buğday ekilen yerlere yanından 5-10 dönüm öbür tarafından 15-20 dönüm alan su çıkararak pompayı kurarak zeytine döndü. Hem boş duran yerleri değerlendirdik. Hem de bağa göre, üzüme göre bakımı daha kolay olan zeytine dönüldü.”
Özetle, Salihli'de tarımda önemli bir değişim yaşanıyor. Yarın ki yazımızda Salihli'ye yatırım yapan şirketlerin kurduğu kooperatifi, şehirden köye dönenlerin öyküsünü yazacağız.
Bağları bekleyen son nesil
İhracatında ülke olarak dünya birincisi olduğumuz Sultaniye üzümünün yüzde 90’ı Manisa’da üretilir. Bunun yüzde 20’si de Salihli’dedir. Bizim geçen sene 300 bin ton yaş olarak üretimimiz vardı. Bu sene yüzde 15 düşüşle 260 bin ton olacağı tahmin ediliyor. Kuru olarak 42 bin tondu geçen yıl. Bu sene de 36 bin ton beklentimiz var. Türkiye kuru üzüm üretiminin de bu sene 270 bin ton olacağı öngörülüyor. Manisa’nın Alaşehir, Sarıgöl ilçeleri yaş üzüm olarak çalışıyor ve ihraç ediyorlar. Bize göre bağcılığı daha iyi yapıyorlar. Biz yaşa hazırlayamıyoruz. Kurutulmuş olarak değerlendiriyoruz. Kurutulmuşta da Alaşehir ilk sırada biz İkinciyiz. Bizden sonra da Saruhanlı gelir.Son yıllarda bağcılığı bırakıp meyveciliğe geçenler oldu. Ondan da mutlu olmayıp bırakanlar oldu. Yine de bağcılık devam ediyor. Ama Türkiye’nin şansızlığı üreticiler köylerden bir bir gidiyor. Kalanlar yaşlı. Köylerimizde genç nüfusumuz kalmadı. Şu an yaş ortalaması 55-56 zannedersem. Bizim de arazilerimiz var. Köyde bağlara bakan son nesil bu. Onların çocukları, ya sigortalı bir işe girdiler ya da okula gittiler. Anne baba bakıyor bağlara. Onlar da giderse kimler yapacak bu işi, bağlara kim bakacak bilemiyorum.