A little bit of Monica in my life
A little bit of Erica by my side
A little bit of Rita's all I need
A little bit of Tina's what I see
A little bit of you makes me your man (ha!)
Şarkının sözleri “… biraz o biraz bu… Birazcık şu, birazcık öbürü… hepsinden az biraz” diyor. Sanırsınız tam da bugünü tasvir ediyor. Kararları kim veriyor, ipler kimin elinde; biraz onun biraz bunun elinde diyebilir miyiz?
Etrafta olup biten her şey bizim bir saniyelik dikkatimiz, birkaç dakikalık ilgimiz, üç beş paralık alışveriş iştahımız için. Ben de size biraz oradan biraz buradan bunun ne demek olduğunu aktaracağım.
Kiminle müşerref oluyorum?
Kiminle müşerref oluyorum, nezaketle sorulan “sen kimsin” sorusu? Bu sorunun yanıtını bulmak için akıllara ziyan bir endüstri çalıştığını biliyor musunuz? Çünkü kiminle muhatap olduğumuzu, kime ne anlattığımızı bilmiyoruz. Projektörlerin altında, ama adeta karanlıktayız.
Birkaç farklı örnekle çarkın nasıl döndüğünü anlatmaya gayret edeceğim. Amerikan seçimlerinin iki yarışmacı dedesi, 350 milyon nüfuslu ABD’de gençlerin gelecek yıllarını yönetmeye talip. “Biden ve Trump savaşı” Instagram, TikTok, Snapchat, Twitch, X, Facebook, Youtube, Spotify’da… text, video, ses… viral içeriklerle akıyor… Geleneksel tüm kanallar işin içinde, eposta, SMS, gönüllü gönülsüz, ünlü ünsüz influencer’lar herkes…
Charli d’amelio kim?
New York Times’ın “TikTok'un en büyük yıldızı” ilan ettiği Charli D'Amelio, en az onun kadar popüler Addison Rae, Carpedonktum… Çok ünlüler, çok takipçileri var, başkanlık savaşının ön saflarında yer alan kahramanlar; “influencer”. Bireysel endüstri olmuşlar.
Biden, kendisine yaşlı diyenlere inat Instagram, TikTok ve Snapchat’te, Trump ise X ve Facebook’ta dolanıyor. Biden, YouTube ve Spotify’dan medet umuyor; CNN, MSNBC ve ABC gibi ana akım haber kanallarından destek alıyor… Trump, Fox News ve kendi kanallarında at koşturuyor… E-posta ve SMS kampanyalarından söz etmiyorum bile…
Influencer Jill
Bu savaşın kuralı yok. Biden influencer olarak eşi Dr. Jill Biden’ı kullanıyor. Bayan Biden, Vogue'un Ağustos sayısındaki kapağına poz verdi. Kapak, başarısız TV kapışmasından hemen sonra, kurtarıcı olarak internet üzerinden servis edildi. Belli ki özellikle aynı yaş kadınlara, aynı kültüre sahip kitleye ulaşıp; “endişeye mahal yok, bizde durumlar iyi” demek istiyorlar.
Evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor, Dr. Biden’ı yaşlı bir adamın eksiklerini örtbas ettiği için eleştirenler de çok.
Influencer Kennedy
Jack Schlossberg, ABD eski Başkanı John F. Kennedy'nin torunu. 31 yaşında. Jack Schlossberg, TikTok videolarıyla ünlü, yüzbinlerce takipçisi var. Uçak kazasında ölen amcası yakışıklı John F. Kennedy Jr’a benzetiliyor. Amerika'nın siyasi hanedanı Kennedy ailesinin üyesi olduğu için ekstra dikkat çekiyor. Vogue yayın grubunun Amerikan Başkanlık seçimi öncesinde okur çekmek üzere kullandığı bir hamleyle Vogue.com'un siyasi muhabirliğine atandı. Aslında bence çok başarılı bir insan kaynakları projesi Schlossberg, çünkü; yazar, avukat ve diplomat. Annesi Caroline Kennedy, ABD'nin Avustralya Büyükelçisi. Baba Amerikalı sanatçı Edwin Schlossberg. Yale mezunu, Harvard'dan yüksek lisans ve hukuk diploması var. Muhtemelen merak ettiniz; Demokrat. Bu arada daha da ilginç olan, Biden ve Trump dışında başkanlık yarışında kuzeni Robert F. Kennedy Jr. bağımsız aday. Şans tanımıyor, hatta bolca dalga geçiyor. Schlossberg, şimdilik demokrat influencer yarın öbür gün nereye zıplar göreceğiz.
Diğer endüstriler nasıl?
Bir örnek yeter. İtalyan lüks tüketim markası Brunello Cucinelli, ince kaşmir, kuzu derisi ve yün gibi özel ve doğal malzemelerden üretilen, dokunduğunuzda lüksün ne olduğunu hissettiğiniz pahalı ürünlere imza atıyor. Marka yeni web sitesinin duyurusunu büyük gürültüyle yaptı. Bize ne diyebilirsiniz… Ama değişik bir durumu var.
Yaşam markası oluşturmuş… Ansiklopedilere taş çıkaracak yoğunlukta malzeme üretmiş, “eşsiz insan” unsurunu anlatmış. Dil geliştirmiş; müşterilerin “yüksek/hassas dokunuşlu” olduğunu ifade ediyor, “sessiz lüks” sattığını, “bağırmayan zenginlik” tarifi yaptığını söylüyor. İnsan dehası ile yapay zekayı buluşturup; “hümanist kapitalizm”i yaratmışlar. Vurguya bakar mısınız?... Sitedeki içerik “insan sürdürülebilirliği”- “insan onuru” gibi kavramlar üzerinde sekiyor; derin çevresel kaygılardan dem vurup, doğanın ötesinde yaşamda kültürel, manevi, ahlaki boyut gerektiğine getiriyor sözü. Aşkın felsefesini anlatan platform felsefe topluluğu gibi... Bir tekstil markası için soru: “neden?”… Bu marka 4 bin dolara pantolon, 15 bin dolara ceket satıyor… Bu yıl 1 milyar Euro hedefini aştıklarını gururla duyurdular.
Durun daha bitmedi. Marka, yapay zekaya yaptığı yatırımın bilgisini geçtiğimiz Mayıs’ta teknoloji üzerine üç günlük bir sempozyuma ev sahipliği yaparak duyurmuştu, toplantıya Alibaba Başkanı Michael Evans, Steve Jobs'un dul eşi Laurene Powell Jobs, LinkedIn kurucu ortağı Reid Hoffman’ın katıldığını görüşlerine başvurulduğunu da söylesem mi? Beş yıl önce de Jeff Bezos gibi ünlü, zengin ve güçlü şahsiyetler İtalya'nın Solomeo köyünde Brunello Cucinelli’nin daveti üzerine bir araya gelmişler. Ne oluyor…
NATO bile ınfluencer kullanıyor
Kuzey Atlantik İttifakı (NATO) Sovyet tehdidine karşı kurulmuş bir askeri pakt. İki kutuplu sistem yıkıldıktan sonra varlık mücadelesi veriyor. Biden ve Trump savaşının arasında kaldı, iki liderden birkaç yaş daha genç (75) bir organizasyon. Ukrayna'nın nihai üyeliği, “Biden gider Trump gelirse” endişeleriyle Washington’da yapılan yıllık olağan toplantısında Türkiye de en üst seviyede Cumhurbaşkanı tarafından temsil edildi.
Biz, liderler toplantısında siyasiler, teknokratlar ile askerler var sanıyorduk. NATO aralarında İngiltere, Almanya ve Fransa'nın da bulunduğu üye ülkelerden, TikTok, Instagram fenomeni 16 influencer davet etmiş. Yüksek gizlilik halka iniyor, ne oluyor dersiniz?...
Yaptığım bir araştırma beni çok ilginç bir analizle buluşturdu: “Askeri Kasların Yeniden Erilleştirilmesi… Etkili Pazarlama, Fantezi ve “NATO'nun Yüzü” başlıklı bilimsel bir makalede, influencer pazarlamasının savaş hazırlıklarını nasıl normalleştirip çekici hale getirdiği inceleniyor. NATO'nun askeri tatbikatlarını anlatmak için Lasse Matberg adlı bir influencer kullanıldığını öğrendim. Matberg çok yakışıklı, bol kaslı, sportmen biri. Viking dizisinden fırlamış gibi. “Beni de askere alın”, dedirten bir görüntüsü var. Lasse Matberg'in imajıyla NATO daha çekici, daha seksi, daha arzulanır… Instagram üzerinden anlattığı hikayelerle, savaş adeta heyecanlı bir macera. Nerden nereye…
Biraz olsun çarkın nasıl döndüğünü, bir dakikalık dikkat, birazcık ilgi, bir adet oy için nasıl bir endüstri çalıştığını hiçbir şeyin göründüğü kadar masum olmadığını anlatabildim mi? Düz okumakla olmuyor. Çapraz ya da tersten, nereden isterseniz okuyun, ama lütfen söylenen her şeye inanmayın.