Geçmişten günümüze vergi barışı düzenlemeleri…
Hazine ve Maliye Bakanlığı yeni bir torba kanun teklifi getirdi. Sosyal güvenlik ve vergi borcu olanlarla incelenen mükelleflerle daha önce defalarca gündeme getirdiği barışma isteğini yineledi. Yeni torba kanun teklifinin genel gerekçesini, küresel salgının yayılmasını ve etkilerini devam ettirmesi olarak gösterdi. Daha öncekilerde olduğu gibi; Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, SGK, il özel idareleri, belediyeler, büyük şehir belediyeleri, su ve kanalizasyon idareleri, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları ile çok sayıda kamu tüzel kişiliğine haiz kuruluşların kesinleşmiş alacaklarının yapılandırılması ve taksitler halinde ödenmesi öngörülmüş. Oysa bundan önceki vergi barışı kanununun üzerinden sadece 6 ay geçmişti. 28 Ekim 2020 tarihli DÜNYA gazetesindeki “Vergide bir türlü sağlanamayan barış” başlığı ile konuya ilişkin değerlendirmemiz olmuştu.
Yazımızda, AK Parti iktidarının 18 yılında, o güne kadar toplam 9 kez vergi barışı düzenlemesi hakkında bilgi verilmişti. Şöyle ki:
- 27.2.2003 tarihli Resmi Gazete’de 4811 sayılı Kanun,
- 22.11.2008 tarihli Resmi Gazete’de 5811 sayılı Kanun,
- 25.2.2011 tarihli Resmi Gazete’de 6111 sayılı Kanun,
- 27.5.2013 tarihli Resmi Gazete’de 6486 sayılı Kanun,
- 11.9.2014 tarihli Resmi Gazete’de 6552 sayılı Kanun,
- 19.8.2016 tarihli Resmi Gazete’de 6736 sayılı Kanun,
- 27.5.2017 tarihli Resmi Gazete’de 7020 sayılı Kanun,
- 18.5.2018 tarihli Resmi Gazete’de 7143 sayılı Kanun,
- 17.11.2020 tarihli Resmi Gazete’de 7256 sayılı Kanun,
yayımlanmıştı.
Bu kadar sayıda kanun barış için yetmemiş ki yenisi yola çıkarıldı. Haftaya Resmi Gazetede yeni kanunu görmüş olacağız.
Yeni düzenlemelerin genel çerçevesi…
21 Mayıs 2021 günü Meclis’e sunulan yeni vergi barışı kanun teklifi toplam 15 maddeden oluşuyor. Genel çerçevesi önceki kanunlarla örtüşüyor. Bu teklif ile önceki düzenlemeden farklı olarak ilave düzenlemelere yer veriliyor.
Şöyle ki; kesinleşmemiş veya dava aşamasında bulunan kamu alacakları, daha önce başlamış olup henüz tamamlanmayan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinden kaynaklı alacaklar, çeşitli vergiler itibariyle yeni matrah ve vergi artırımı, işletmelerde mevcut emtia, makine, teçhizat gibi varlıkların kaydı, aynı şekilde işletme kayıtlarında yer aldığı halde gerçekte olmayan varlıklar ile ilgili olarak önceki düzenlemeler paralelinde hükümlere yer veriliyor.
Aslında çok uzun süreden beri beklenen ve gelir getirisi sağlayan matrah ve vergi affı çok önemli. Bu arada COVID-19 ile ilgili para cezalarının bu kanun teklifi kapsamına alınmaması çok anlamlı. Net olarak söyleyelim ki bu düzenleme, seçim öncesine bekletilen bir konu. Zira yüz binlerce insanı ilgilendiren ve ciddi tutarlara ulaşan bir sıkıntı.
Düzenleme yerinde mi?..
Hemen söylemeliyiz ki bu düzenleme yanlış. Hükümetin vergi ile bu kadar oynaması hiç ama hiç doğru değil.
Dürüst firmaları ve mükelleflerin aleyhine durum yaratırken, yanlış yapanlar için de bir cesaret ve umut yolu oluyor. Gerçekten de kayıtlı mükellefler çok rahatsız.
Zaten adaletsiz ve bozuk bir vergi tablosu var. Bu adaletsizlik ve bozukluk her düzenleme ile daha da çarpık hal alıyor.
Maliye’nin bütçe kanunu (B) cetveli ekine ilişkin tahsilat rakamlarına bakıldığında yıllar öncesinden gelen tahsilat kırıntılarının devam ettiği görülüyor. Her yeni düzenleme ile üstüne yeni taksit kırıntıları geliyor.
Aslında bütçenin tamtakır olduğunu, Hükümetin çok ciddi ve sağlıklı gelir kaynağına ihtiyacının bulunduğunu biliyoruz. Bunun da adı vergi.
Ama nedense Hükümet yeni vergi kaynaklarını görmüyor ya da görmek istemiyor. İsterse çok daha fazla gelir sağlayabileceği alanlar var. Şu salgında kazanan firma ve sektörlere bile göz atılsa ne kadar yüksek potansiyel olduğu görülür.
Bir öneri…
Bakıyoruz, 18 yılda 10 vergi barışı ya da daha doğru ifadeyle vergi affı getirilmiş.
Aslında bunların hepsini iki grupta toplamak mümkün. Bir grupta diğer düzenlemelerin yanında matrah ve vergi affı ile şirket kayıtlarının düzeltilmesi gibi konular var, diğer grupta ise bunlar yok.
Acaba şöyle bir düzenleme yapılsa nasıl olur diye düşünüyorum. Hükümet 2023, 2053, 2071 gibi tarihlere karşı çok duyarlı. Bu tarihlere göre hedeflenmiş projeleri veya yol haritası var.
Yürürlük tarihi 2023 veya daha sonrasına kadar uzatılan büyük bir af torbası kanunu çıkarılsın. Bu torbada yer alan maddeler bazında Cumhurbaşkanı’na kararname çıkarma yetkisi verilsin. Bütçe Kanunu’nun (B) cetveline de bu başlıkta yeni kalem(ler) eklensin.
Hiç olmazsa yasama organı bu yükten kurtarılır, yürütme organı da istediği gibi hareket eder.
Ne yazık ki böylesine trajikomik konuları düşünüyorsak vay halimize…