Maliye’nin dilekçe ısrarı yargıdan dönmeye başladı!

Abdullah TOLU Vergi Kurdu

Gün geçmiyor ki yeni bir olayla karşılaşmayalım.

Vergi mükellefleri ve meslek mensupları, hemen her gün vergisel bir problem ya da ihtilafla karşı karşıya kalmaya başladı. Karşılaşılan sorunların büyük bir kısmı, tamamen Maliye’nin getirdiği şekilsel şartlar ve yükümlülüklerle ilgili.

Son dönemlerde vergisel kamuoyunda bu nedenle “vergicilikte usul esasın önüne geçti mi, geçmedi mi?” tartışması sıkça yapılmaya başlandı. Ağırlıklı görüş, “usulün esasın önüne geçtiği” doğrultusunda. Evet, maalesef, bize göre de usul esasın önüne geçmiş durumda. Kanunlarla mükelleflere verilen bazı haklar, Tebliğ ya da Sirkülerle getirilen şekilsel şartlara uyulmadığı gerekçesiyle yok sayılmaya başlandı.

Bunlardan birisi de, indirimli oranda (yüzde 1 – 8) KDV’ye tabi teslim ve hizmetlerden doğan KDV iadesinde standart iade dilekçesi aranma zorunluluğu ile ilgili.

Olay Tam Olarak Ne?

Maliye, 2019 ve izleyen yılların vergilendirme dönemlerine ilişkin işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinde, standart iade talep dilekçesi verme zorunluluğu getirdi (23 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ). Ve şu anda bu Tebliğe dayanarak, standart iade talep dilekçesi verme zorunluluğuna uymadıkları gerekçesiyle yüzlerce mükellefin indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan iade taleplerini reddediyor, KDV iadelerini yapmıyor.

Çok sayıda mükellef, Maliye’nin dilekçe konusundaki ısrarlı tutumu yüzünden, hak kazandıkları KDV iadelerini alamama durumu ile karşı karşıya kaldı veya kalmaya başladı. Bir. çoğu da, daha önce aldıkları KDV iadesi nedeniyle cezalı tarhiyatla karşı karşıya!

Maliye’nin Dilekçe Israrından Önceki Uygulaması Nasıldı?

İndirimli KDV oranına tabi teslim ve hizmetlerle ilgili olup indirim yoluyla giderilemeyen ve tutarı Cumhurbaşkanı’nca tespit edilecek sınırı aşan verginin iadesinin en geç izleyen yıl talep edilmesi gerekiyor (KDV Kanunu Mad. 29/2). Mükellefler indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan iade taleplerini, en geç indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın Ocak - Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerin herhangi birinde iadeye konu olan KDV alanında beyan etmek ve aranılan diğer belgeleri (alış – satış fatura listesi, iade tutarı hesaplama tablosu, yüklenim KDV listesi, indirilecek KDV listesi) ibraz etmek suretiyle bağlı bulundukları vergi dairelerine yapıyorlardı. Bu sürelere uygun olarak YMM KDV İadesi Tasdik Raporuyla talep edilen iadelerde ise, YMM Raporu, indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren altı ay içinde ibraz ediliyordu.

Uygulama uzun yıllar bu şekilde yürütüldü.

Maliye, KDV İadelerine Standart İade Talep Dilekçesi Verme Zorunluluğu Getirdi!

Aslında her şey, KDV iadelerine, iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartı getirilmesiyle başlandı (KDV Kanunu Mad. 32’de 7104 sayılı Kanunla yapılan değişiklik). Bu değişiklik 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi.

Maliye, bu değişikliğe dayanarak, 2019 ve izleyen yılların vergilendirme dönemlerine ilişkin işlemlerden kaynaklanan tüm KDV iade taleplerinde, iade işlemlerinde yaşanan bazı sorunların (iade talebinin zamanaşımına bir kaç gün kala yapılması gibi) çözümü, KDV iadelerine bir çekidüzen verilmesi vb. nedenlerle iade talep sürelerinde bir değişikliğe gitti, bunun yanı sıra, tüm iade taleplerinde standart iade talep dilekçesi verme zorunluluğu da getirdi (23 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ).

Maliye, Standart İade Talep Dilekçesi Olmayan KDV İade Taleplerini Reddediyor!

Maliye, şu anda bu Tebliğe dayanarak, standart iade talep dilekçesi vermeyen yüzlerce belki binlerce mükellefin indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan KDV iade taleplerini reddediyor, KDV iadelerini yapmıyor. Maliye bununla da yetinmiyor, geçmişe yönelik tarama yaparak, standart iade talep dilekçesi olmadan yapılan iadeleri tespit edip, onları da mükelleflerden geri istemeye başlıyor.

Çok sayıda mükellef, standart iade talep dilekçesi yüzünden hak kazandıkları KDV iadelerini alamama durumu ile karşı karşıya kaldı, dilekçe ısrarı ciddi mağduriyetlere neden oldu!  

İadesi Reddedilen Mükellefler Soluğu Yargıda Almaya Başladı!

Standart iade talep dilekçesi vermediği gerekçesiyle KDV iade talepleri reddedilen mükellefler hızlıca konuyu yargıya taşımaya başladı. Şu anda bu konuda açılmış yüzlerce dava var, çok sayıda mükellef de dava açmak için sırada bekliyor!

Yargı Kararları Maliye Aleyhine Gelmeye Başladı!

Standart iade talep dilekçesi verilmediği gerekçesiyle reddedilen KDV iadeleriyle ilgili olarak açılan ilk davalar, Maliye aleyhine gelmeye başladı.

Yargı organları, kişilerin verilen bazı hakların Anayasanın belirlediği sınırlar dahilinde ancak kanunlarla yapılabileceği, kanunlarla verilen hakların Tebliğ gibi ikincil mevzuatla kaldırılamayacağı, hak düşürücü bir şekilde daraltılamayacağı, bunun Anayasanın 73. maddesine aykırılık teşkil edeceği görüşünde.

Bu konuda açılan davalarla ilgili olarak verilen iki adet yürütmeyi durdurma kararının özeti şu şekilde:

“Olayda, bir takım hakların kısıtlanması veya bir takım haklardan yaralanmanın belirli koşullarda sınırlandırılmasını öngören düzenlemelerin Anayasa'nın belirlediği sınırlar dahilinde ancak Kanunlarla yapılabileceği, Yasayla tanınan bir hakkın Yasa hükmünde öngörülmediği halde, Genel Tebliğ gibi ikincil bir mevzuatla hak düşürücü bir şekilde kapsamının daraltılmasının hukuk devleti ilkesinin normlar hiyerarşisi prensibine ve Anayasanın 73. maddesinde yer alan verginin kanuniliği ilkesine aykırılık teşkil edeceği, bu nedenle de böyle bir düzenlemenin tebliğ ile yapılmasının hakkın özüne dokunacağı sonucuna ulaşılmış olup, aksinin kabulü, Yasama organınca getirilen bir kanuni düzenlemenin, Maliye Bakanlığı'nca değiştirilmesi, dolayısıyla da kanunda öngörülmeyen bir sınırlamanın Tebliğ ve daha alt düzeydeki idari işlemle getirilmesi sonucunu doğurabileceğinden, kuvvetler ayrılığına ters düşeceği gibi fonksiyon gaspına da yol açabilecektir. Bu itibarla, iade talebine ilişkin Kanun'da öngörülmeyen bir sınırlandırma getiren Tebliğlere istinaden, KDV beyannamesi ile beyan edilmiş olan KDV'nin iade edilmesine yönelik yapılmış olan başvurunun idarece reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Hukuka aykırılığı açık bulunan dava konusu işlemin davalı idarece uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zarar olan iade taleplerinde yüksek orandan teminat istenilmesi durumu ortaya çıkacağından yürütmenin durdurulması talebinin kabulü gerekmektedir.” (İstanbul 9. Vergi Mahkemesi’nin 04.06.2021 tarihli ve E.2021/996 sayılı Kararı (Bu karara idarenin yaptığı itiraz İstanbul BİM 4. Dava Dairesi tarafından verilen 29.06.2021 tarihli ve E. İtiraz No:2021/454 sayılı kararla reddedilmiştir),

“Kişilerin bir takım haklarının kısıtlanmasını veya bir haktan yararlandırılmasının belirli sürelerle sınırlandırılmasını öngören düzenlemeler Anayasa'nın belirlediği sınırlar dahilinde ancak Kanunlarla yapılabileceğinden, böyle bir düzenlemenin Tebliğ ile yapılması mümkün olmadığı, bu itibarla yürürlükte bulunan KDV Kanununda iade talep süresi dışında hangi belgelerin hangi sürede teslim edileceği hususunda herhangi bir süre sınırlandırması öngörülmediğinden, eksik bilgi ve belgelerin idare tarafından mükellefe her zaman tamamlattırılabileceğinin kabulü zorunlu olduğundan, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsup edilebileceği belirtilmesi ve davacı tarafından izleyen yıl içerisinde iade talebinde bulunulmasına rağmen eksik bilgi ve belgeler tamamlattırılarak davacının iade talebi hakkında işlem tesis edilmesi gerekirken reddedilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.” (Ankara 5. Vergi Mahkemesi’nin 23.06.2021 tarihli ve E.2021/646 sayılı Kararı)

Yürütmeyi durdurma kararları gerekçeli olduğundan, esasa ilişkin olarak verilecek kararlarda herhangi bir sürpriz beklenmiyor.

Maliye’nin Geç Olmadan Görüşünü Değiştirmesinde Fayda Var!

Maliye’nin, standart iade talep dilekçesi olmadığı gerekçesiyle yüzlerce belki binlerce mükellefin indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan KDV iade taleplerini reddetmesi ve KDV iadelerini yapmaması ciddi mağduriyetlere neden olmaya başladı. Geçmişe yönelik tarama yapılarak, standart iade talep dilekçesi olmadan yapılan iadeleri tespit edilip, geri istenilmesi de bu mağduriyetleri iyice artıracak.

Çoğu mükellef iadeden öte, uyumlu mükellef indirimi ve SGK teşviklerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalmış durumda.

Kişisel görüşümüze göre;

- İndirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan iadelerin yapılabilmesi için, standart iade talep dilekçesi aranılmasına gerek yok, talebin en geç indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın Ocak - Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerin herhangi birinde iadeye konu olan KDV alanında beyan edilmesi ve aranılan diğer belgeleri ibraz edilmesi yeterli.

- KDV iadelerine şekilden çok esas yönünden bakılmalı, mükelleflerin iadeye hak kazanıp kazanmadıkları öncelikli ve yeterli şart olarak gözönünde tutularak, şekilsel eksiklikler iade sırasında tamamlattırılmalı.

- Maliye’nin, daha da geç olmadan ve KDV iadesi reddedilen her mükellef yargıya gitmeden, standart iade talep dilekçesi arama ısrarından vazgeçerek, yaşanan problemi mükellefler lehine çözüme kavuşturması gerekiyor. Bu şekilde, her iki taraf da hem zaman hem de maliyet açısından kazançlı çıkar.

Ne dersiniz?

Tüm yazılarını göster