Bugünkü konumuza geçmeden önce kadın voleybol milli takımımızı Avrupa şampiyonluğu için tebrik etmek istiyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılında milletimize güzel bir hediye vermiş oldular. Takım istikrarlı başarısı için ayrı bir övgüyü hak etmektedir. Zira başarıyı sürüdülebilir kılmak başarıyı elde etmekten daha zordur ve milli takımımız zor olanı başarmaktadır. Darısı, eksik kalan parça olimpiyat şampiyonluğuna...Tekrar tebrikler Filenin Sultanları!
Bugünkü konumuza dönecek olursak; son yıllarda, neredeyse her seçimden önce çıkarılan “yapılandırma kanunları” ile mükelleflerin devlete olan borçlarının affedilmesi artık olağan bir durum halini aldı. Genellikle birbirinin aynısı olan bu yapılandırma kanunlarının en sonuncusu bu sene başında çıkarılan 7440 sayılı Kanunla yapılmıştı. Ancak bu seferki kanunun öncekilerden önemli bir farkı vardı. Daha beyannamesi verilmemiş olan 2022 yılı da matrah artırımı kapsamına alınmıştı. Piyasadan gelen baskıların etkisiyle daha beyan edilmemiş bir matrah, artırıma konu edilebilmişti.
Bununla birlikte Maliye, bu sıra dışı talep karşısında kendisini korumak için bir mekanizma geliştirmiş ve 2022 yılı gelir ve kurumlar vergisi matrah artırımı için bazı şartlar getirmişti. Buna göre, 2022 takvim yılına yönelik matrah artırımında bulunulabilmesi için 1) 2022 yılına ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmiş olması ve 2) bu beyannamelerde beyan edilen vergiye esas matrahların, 2021 takvim yılında beyan edilen matrahın %122,93 oranında artırılması suretiyle bulunan tutar ile 2022 takvim yılı üçüncü geçici vergilendirme döneminde beyan edilen matrahın %40 oranında artırılması suretiyle bulunan tutarın yüksek olanından az olmaması gerekmekteydi. 2022 yılı için yapılacak gelir ve kurumlar vergisi matrah artırımı ise kanunda belirtilen asgari tutarlardan az olmamak üzere, yukarıdaki kıyaslama sonucu bulunan tutarın %25’i olacaktı.
Söz konusu düzenlemeden sonra birçok mükellef bu imkandan yararlanarak 2022 yılı için matrah artırımlarında bulundu. Ancak son günlerde, 2022 yılına ilişkin olarak gelir ve kurumlar vergisi matrah artırımı yapan ama 2022 yılı gelir/kurumlar vergisi matrahını yukarıda aktardığım formüle göre beyan etmeyen mükelleflere vergi dairelerinden müeyyideli yazılar gelmeye başlamıştır. Söz konusu yazılarda, 2022 yılı gelir/kurumlar vergisi matrahının 7440 sayılı Kanuna uygun olarak düzeltilmesi, aksi halde cezalı tarhiyat yapılacağı ihtar edilmektedir.
7440 sayılı Kanunla yapılan ve 2022 yılı gelir ve kurumlar vergisi matrahının artırılabilmesi için getirilen şartlardan biri olan 2022 yılı gelir/kurumlar vergisi matrahının gerçekte olan değil de kanundaki kıyaslama sonucu bulunan tutar olarak beyan edilmek zorunda bırakılması, mükelleflerin elde etmedikleri bir gelir üzerinden vergi ödemeleri sonucunu doğurmaktadır. Bu durum ise verginin gerçek gelir üzerinden ödenmesi gerektiğini ifade eden ve anayasal koruma altındaki “mali güce göre vergilendirme ilkesi”ne aykırılık teşkil etmektedir. Diğer bir ifadeyle, 7440 sayılı Kanunun bu düzenlemesi Anayasaya aykırıdır. Bu eleştirimi 7440 sayılı Kanun ilk çıktığında dile getirmiştim, ancak vergi dairelerinden gelen bu yazılar nedeniyle konuyu tekrar gündeme getirme ihtiyacı hasıl oldu.
Peki bu yazıları alan mükellefler ne yapabilir? İlk alternatif olarak, eksik olan vergiyi pişmanlıkla beyan edip ödeyebilirler. İkinci olarak, ihtirazi kayıtla düzeltme beyannamesi verip dava açabilirler. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay, vergi dairesinin müeyyideli yazısına istinaden verilen düzeltme beyannamelerine ihtirazi kayıt konulup dava açılmasına cevaz vermektedir. Üçüncü alternatif ise bir aksiyon alınmayıp vergi dairesinin cezalı tarhiyat yapması halinde bu tarhiyata karşı vergi mahkemesinde dava açılmasıdır. Açılacak davanın kaybedilmesi halinde gecikme faiziyle birlikte ödeme yapılması durumu söz konusu olacaktır. Ancak, ödeme yapılıp dava açılırsa gecikme faizi de işlemeyecektir. Bu durumdaki mükelleflere her durumda dava açmalarını tavsiye ediyorum.
Sözün özü: Kazanılmayan paranın vergisi de olmaz.