2014 yılı Mart ayı sonları, Nisan ayı başları… Koç Grubu’nda uzun yıllar üst yönetimde görev yapan Cengiz Solakoğlu aradı:
- Eskişehir’de İnönü Vakfı’nın düzenlediği “Lozan’dan Cumhuriyet’e İsmet İnönü Sergisi” ni gezdim. İnönü’’ün Lozan’daki otel ve diğer masraflarla ilgili faturaları titizlikle tutması beni çok etkiledi.
Solakoğlu, şu noktanın altını çizdi:
- O faturalardaki titizliği görünce İnönü’nün devlet adamlığı farkını bir kez daha anladım. Faturaları kuruşu kuruşuna tutmuş, ibraz etmiş, günümüze kadar saklanmasının yolunu açmış.
Bunları anlatırken Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç’un İsmet İnönü’yü örnek aldığını anımsadı, şu anısını aktardı:
- Vehbi Bey’in evindeki köpeğe grup şirketi Maret’ten kemik giderdi. Vehbi Bey, kemik faturası sordu. Maret’in kemik satışı yoktu. Durum izah edildi. Vehbi Bey, “Maret, halka açık şirket. Kemik parasını ödemeliyim” dedi. Maret, kemik için ayrı kod açtı, fatura gönderdi.
Sonra Lozan Sergisi’ne döndü:
- Sergiyi gezin, İsmet İnönü’nün Lozan faturalarını inceleyin. O faturalardan alınacak çok ders var…
Eylül 2014’te Koç Grubu’na bağlı Tat’ın eski Genel Müdürü ve İsmet İnönü’nün torunu Güçlü Toker’le Atatürk Havalimanı’nda karşılaşınca, İnönü Vakfı’nın “Lozan Antlaşması’nın 90’ıncı Yılı” nedeniyle düzenlediği sergiyi anımsattım, şu bilgiyi verdi:
- O sergide Lozan faturalarının da yer almasını anneme (Özden Toker) ben önermiştim. Gerçekten o faturaların görülmesinde yarar var.
İnönü Vakfı’nın “Lozan’dan Cumhuriyet’e İsmet İnönü Sergisi” 2014 yılı Eylül ayında Şişli Belediyesi ve FMV Işık Okulları işbirliği ile FMV Galeri Işık’ta açılmıştı.
Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’in Danışmanı Okhan Şentürk’ten “100. Yılında Lozan Antlaşması: Sonsuz Barış” sergisi daveti geldiğinde 2014 yılında Cengiz Solakoğlu ve Güçlü Toker’den dinlediğim “İsmet İnönü’nün Lozan faturaları”nı anımsadım.
Yapı Kredi Bomontiada Galeri’de düzenlenen serginin açılışına gidemedim. Okhan Şentürk’ten Muammer Keskin’in konuşma notlarını ve sergi ile ilgili bilgileri istedim ve sordum:
- İsmet İnönü’nün Lozan faturaları da sergileniyor mu?
Şentürk, sergilenen faturalardan 3 örneği şu açıklama notlarıyla gönderdi:
■ Birincisi İsmet Paşa ve Türk heyetinin konakladığı Lozan Palas Oteli’nin faturası.
■ İkincisi Mustafa Kemal’in eşi Latife Hanım’ın sipariş ettiği giysilerin faturası, kişisel harcama olarak Latife Hanım adına kesilmiş.
■ Üçüncüsü, Lozan’da çekilen fotoğrafların faturası
İnönü Vakfı’nın desteğiyle hayata geçirilen, küratörlüğünü gazeteci yazar Kemal Tayfur’un yaptığı sergide İsmet İnönü’nün Lozan faturaları ile ilgili şu notlara yer verildi:
■ Lozan’da Türkiye’yi temsil eden heyetin tüm harcamaları kayıt altına alınıyordu. İsmet Paşa, Lozan’da heyetin harcamaları ile ilgili şunları söylüyor:
- Para sıkıntımız olmadı. Bir muhasibimiz vardı. Muhasibimiz sonradan parlak bir maliye vekili olan Fuat Ağralı idi. Heyetin masraflarını o görürdü.
- Otel masrafı, yemek masrafı gibi hükümet kontrolünde olan ve hükümet tarafından karşılanan hesabı muhasip yapardı.
- Masrafların hangisi gündeliğimize girer, hangisi devlete aittir, onları ayırır ve ona göre hesaba geçerdi.
24 Temmuz 2023’te resepsiyonla açılan sergi, 15 Ağustos 2023’e kadar İstanbul Şişli’deki Yapı Kredi Bomontiada Galeri’de gezilebilecek.
Cengiz Solakoğlu’nun 2014 yılındaki sohbetimizde söylediği gibi İsmet İnönü’nün Lozan faturalarından bile çıkarılacak çok ders var…
■ Lozan’ın Türkiye için önemini ve dünya barışı için değerini anlatıyor
ŞİŞLİ Belediye Başkanı Muammer Keskin, “100. Yılında Lozan Antlaşması: Sonsuz Barış” sergisinin açılışında söze yönettiği ilçeden girdi:
- Samsun’dan Lozan’a uzanan büyük mücadelenin ilk adımları Şişli’de atılmıştı.
Ardından bu sözünü şöyle açtı:
- İşgale karşı direnişi, Kurtuluş Savaşı’nı bir halk hareketi olarak örgütleyip zafere ulaştıran Mustafa Kemal Atatürk, ülkemizin özgür ve bağımsız gelecek planlarını Halaskargazi Caddesi’ndeki evinde tasarladı, silah arkadaşları ile birlikte ilk kararları burada aldı.
Hem Kurtuluş Savaşı’nın hem de Lozan’ın kavranmasını, Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunun anlaşılmasını ve genç kuşaklara aktarılmasını ulusal bir görev saydıklarını bildirdi:
- Geçtiğimiz yıllarda Cumhuriyetimizin kuruluşu ve Lozan’la ilgili sergiler düzenledik. Lozan görüşmelerini anlatan Türkçe-İngilizce ve Türkçe-Fransızca bir kitap çalışmasına imza attık. Lozan Barış Antlaşması’nın 100. Yılı nedeniyle bu kez kapsamlı bir sergi gerçekleştiriyoruz.
Sergiyi şöyle tanımladı:
- “100. Yılında Lozan Antlaşması: Barış Yüzyılı” sergisi hem antlaşmanın Türkiye için önemini hem de dünya barışı için taşıdığı eşsiz değeri anlatmaya odaklanıyor.
Özellikle gençlere sergiyi gezmeleri çağrısı yaptı:
- Bağımsızlığımızın, 100 yıllık barışımızın, laik ve çağdaş Cumhuriyetimizin kurucularını, başta Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere, hayatlarını Türkiye’ye adayan kahramanlarımızı saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz.
■ Sergide tartışılan maddeler de var
ŞİŞLİ Belediyesi’nin İnönü Vakfı’nın desteğiyle hayata geçirdiği “100. Yılında Lozan Antlaşması: Sonsuz Barış”ın küratörü gazeteci yazar Kemal Tayfur, sergiyi şöyle anlattı:
■ Sergi, 4 ayrı bölümden oluşuyor. Kurtuluş Savaşı’yla başlayan zorlu sürecin temel aşamalarını ve yüz yıllık kazanımlarını nesnel bir bakış açısıyla geniş kitlelere sunmayı amaçlıyor.
■ Sergi ayrıca, Versay ve Sevr gibi dikte edilmiş antlaşmaların, yeni savaşların kapısını ardına kadar açarken, Lozan Antlaşması sayesinde barışın yüz yıldır yaşıyor olmasının nedenlerine eğiliyor.
■ Sergide Lozan Konferansı’ndaki fırtınalı müzakerelere, sert tartışmalara, bu müzakereleri yürüten heyet başkanlarının portrelerine, antlaşmanın içeriğine, tartışılan maddelere yer veriliyor.
■ Sergi, içeriği bakımından evrensel bir özellik taşıyor. Antlaşmayla sağlanan barışın temellerinin ne denli sağlam ve sağlıklı olduğunun bir göstergesi olarak Avrupa ülkelerini faşizm karanlığına ve İkinci Dünya Savaşı’na sürükleyen antlaşmalardan farkını vurguluyor.
■ Sergi, Lozan’a giden sürecin ve bugüne uzanan etkilerinin Türkiye, dünya ve özellikle de Avrupa tarihi açısından karşılaştırmalı bir değerlendirmesini sunuyor.
■ Sergi, korkunç savaşlarla sarsıldığı zamanlarda bile Avrupa’nın ortasında bir barış adası olarak kalan İsviçre’nin tarafsızlığına ve dünya barışına katkılarına vurgu yapıyor.