Lojmanda geçen ilk 4 yıl CEO’luğa giden yolu açtı

Mustafa Kemal ÇOLAK Kökler ve Kanatlar

Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenimini tamamlayan Melisa Akman İpeker, Pekin&- Bakar Hukuk Bürosu’nda 3 yıl süren profesyonel iş yaşamının ardından 2011’de aile şirketleri Ersu’ya geçiş yaptığında, büyük çoğunluğu meyve üretim bölgelerinde geçecek bir mesaiye adım attığının farkındaydı.                  

Robert Kolej mezuniyetinden sonra İngiltere ve Almanya’daki yüksek öğrenimlerini tamamlayan babası Ali Akman’ın 1984’te satın aldığı Ersu’ya, aile anayasası gereği rotasyonu tamamlayarak gelmişti İpeker. Lisans eğitiminin ardından başka bir kurumda 3 yıl çalışmış, terfi etme şartını da yerine getirmişti.               

Türkiye’nin meyve suyu ve konsantresinde önemli şirketlerinden biri Ersu. Kuruluşu 1969 yılına uzanıyor. Kamışlı meyve suyunun ilk üreticilerinden. Cam, pet ve kağıt ambalaja dolum yapabilmede uzmanlığı var. 

                      

Gruptaki diğer üç fabrikanın ve tüm sözleşmeli tarımsal üretimin tam ortasında lokomotif pozisyonda olan Konya Ereğli tesisine geldiğinde, “Geçmişi bilmeden geleceğe bakamayacağımı düşündüm. Şirketimizin 30 yıllık iş kültürünü öğrenmekle geçti ilk bir yılım” diyor Melisa Akman İpeker. Aynı zamanda, “Patronun kızının ne demek olduğunu, patronun oğlu olmamanın ne demek olduğunu da bu süre içinde anlamış oldum” diye ifade ediyor o dönemleri. Çiftçi ile tarlada, işçi ile makine başında geçer günler. Mühendislerle çok güvendikleri Ar-Ge laboratuvarlarında çalışır, akşamları da fabrikanın lojmanında ikamet eder.              

İlk iş tecrübesini Ersu’nun 4 tesisinden biri olan Afyonkarahisar’daki Morello fabrikasına kurulması planlanan salça üretim hattı ile yaşar Melisa Akman İpeker. Toplam 5 milyon Euro yatırım bedelli projenin başına geçtiğinde, Ersu’daki mesaisinin henüz birinci yılında olduğunu söylüyor. “A’dan Z’ye tüm yatırım sürecini ekiplerimiz ile birlikte yönettik” diyor. Ersu açısından olduğu kadar Afyon için de önemli bir yatırım olmuş salça tesisi. Melisa Akman İpeker, önemini şöyle aktarıyor:               

“Yönetimin aldığı bir karardı Morellosalça üretim hattı. Diğer tesislerimizde salça üretimi yapıyorduk ama Afyon tesisimizde ilk olacaktı. Zaten Afyon için de ilk olacaktı. O tarihe kadar domatesin üretilmediği bölgede, Karaman’a kadar domates üretimi bizim sayemizde başladı. Yatırımımızın eksiksiz ve zamanında tamamlanması, bölgede domates üretiminin de önünü açtı. Bugün fabrikamızda bölgeden gelen 20-25 bin ton domates işleniyor”.           

4 yıllık Konya Ereğli deneyiminden sonra İstanbul’da Akman Holding’in genel merkezine geliyor Melisa Akman İpeker. Babası Ali Akman ile bire bir çalışır. Toronto’daki projelerin ilerlemesinden sonra da 2018’den itibaren Ali Akman ağırlığını Kanada’ya verir. Türkiye’deki yapının başına da CEO olarak 30 yaşında Melisa Akman İpeker oturur. Akman Holding’in işlerinin yüzde 65’inin gerçekleştiği Türkiye operasyonlarını yöneten CEO Melisa Akman İpeker, “Sermaye artırımıyla ihracatta ve iç pazarda daha da güçleneceğiz. İnsana bağlı olmayan fabrika oluşturmak istiyoruz. Yüksek teknolojiye sahibiz. Makinalar arası bağı daha da artıracağız, dijitalleşeceğiz” diye konuşuyor.

Sermaye artıyor, yeni yatırım ve liderlik planı var

Türkiye’de ve Kanada’da faaliyet yürütüyor Akman Holding. Samm Holding olarak bulunduğu Kanada’da 2018’de toplam değeri 600 milyon dolar olan gayrimenkul inşaatını ve satışlarını tamamladı. 130 milyon dolar değerinde karma bir projenin inşaatını sürdürüyor. Yanı sıra ülkede toplam yatak kapasitesi 2 bin olan, Marriott’tan, Holiday Inn’e, Wyndham’a global markaların çatısı altında 8 ayrı otelin işletmesini yürütüyor. Konya Ereğli, Antalya Korkuteli, Afyon Sultandağı ve Niğde’de (plastik varil üretimi de var) meyve ve sebze suyu üretimi yapan 4 tesisi var. Ayrıca Ankara’da 2000 yılından bu yana caz severlerin de yakından tanıdığı iki butik otel işletiyor. Bu yıl sonu 120 milyon dolar ciro hedefleyen Akman Grubu’nun 4 üretim tesisinin yıllık meyve suyu ihracat kapasitesi 65 milyon Euro’yu buluyor.                  

Meyve suyunda 2 markası ile tanınıyor. Akman Holding. Akman, Ersu ve Golden markaları ile iç pazarda daha aktif olmak için harekete geçti. Yüzde 300 sermaye artışına giden Akman Holding, bir taraftan Türkiye perakendesinde hızlı büyüme hedeflerken, diğer yandan modernizasyon ve kapasite artışı yatırımları gerçekleştirecek. Ersu’ya 104 milyon lira sermaye girişi sağlanacak, bu tutarın 58 milyon lirası yatırımlarda, geri kalanı ise işletme sermayesi olarak kullanılacak. Ersu, yatırımlarla konsantre üretiminde yüzde 10, meyve suyu ambalajlamada 1.5 kat ve toplam satışlarda yüzde 30 büyüme sağlamayı planlıyor. Akman Holding CEO’su Melisa Akman İpeker, ihracatta ve organik tarımda büyüyeceklerini söyleyerek“Yurtiçi perakende de lider olmayı planlıyoruz” diyor.

Beyaz zarını kaldırdı, nar suyunu daha çok sevdirdi         

Tarım alanlarında, fabrikada mavi yakalılarla geçen 4 yılın ardından İstanbul’a gelen Melisa Akman İpeker, finansal işlere ve ihracata yoğunlaşır. Dış pazarlara yönelik nar suyunun ihracatını planlar. “Uzak Doğu pazarına odaklandık. Japonya, Güney Kore, Çin, Yeni Zelanda’ya nar ‘trendy’ getirmek için kolları sıvadık. Tanıtımlar yaptık. Bizim ürünümüz, yüzde 100 nar suyudur. Büyük başarı elde ettik” diyor. İpeker başkanlığındaki ekibin, narın beyaz zarını ayıklama tekniği de geliştirerek, daha tatlı ürün elde etmesi bu başarının anahtarlarından oluyor. Nar suyu segmenti bugün Türkiye satışlarında 5’inci, dünyada ise elma ve portakaldan sonra üçüncü sırada bulunuyor. Binin üzerinde sözleşmeli aile ile tarım yapan Ersu, üretiminin yüzde 70’ini 5 kıtada 50’nin üzerinde ülkeye ihraç ediyor. Melisa Akman İpeker, güneş enerjisinden daha çok yararlanacaklarını söyleyerek, “Sıkıldıktan sonra direk doluma yönelme tekniğimiz var, daha da geliştireceğiz. Meyve sebze suyunda yerli girdi kullanımı yüzde 80’lerde. Tüm çalışanlarımız uzman, çiftçimiz çok üretkendir. Topraklarımız çok bereketli. Ülkemiz bu alanda daha çok büyümeli” diyor.

Tüm yazılarını göster