Sektörlerin dönüşüm stratejilerinde aslında mevcut işleyen sistemleri dijitalleştiren ve verimliliği artıran modeller iyi yol alıyor. Bunlar arasında tabii geleneksel olanların dönüşümü kolay olmuyor. Ancak başaranlar da sektörlerin ‘markası’ haline geliyor. Elimden geldiği kadar bu modelleri izlemeye de çalışıyorum. Çünkü dijital modellerde pazarlamadan, uygulamaya çok başarılı işler var, ancak bu tür modeller de reel söktürün verimliliğini artırıyorlar. Lojistik sektörü de geleneksel işleyişin olduğu bir sektör. Özellikle dağıtım ve yönetimde şirketlerin hızla dijitalleştiğini görüyoruz... Şirketlerdeki dijitalleşmeye rağmen sektörün bütününde dönüşüm biraz ağır ilerliyor. Burada kamyonlar işin önemli bir yönünü oluşturuyor. Parsiyel taşımacılık dediğimiz bu bölüm de aslında dönüşümün en yavaş ilerlediği alanlarda biri… Tabii bu nedenle de aslında önemli fırsatlar barındırıyor. Türkiye’de 1 milyona yakın bağımsız çalışan kamyoncu var ve onlara da bu sayede ek iş fırsatı sağlıyorlar. Taşıyıcılar %30, boş kapasite ile çalışıyorlar. Bu sektördeki bu verimsizliği çözmek için ‘yola’ çıkan, yolda.com kurucularında Volkan Özkan ile geçtiğimiz günlerde sohbet ettim. Şubat 2020’de şirketi Murad Özsert ile kurmuşlar. 2 yılda da önemli ilerleme kaydetmişler. 1,5 yılda 8 milyon dolar yatırım almışlar ve Seri A’ya hazırlanıyorlar.
Lojistiği dijitalleştiriyorlar
Kurucu Volkan Özkan’ın baktığı noktadan yarattıkları çözümleri şöyle aktarıyor: “Lojistik dijitalde başlamalı dijitalde bitmeli diyerek çıktığımız yolda hedefimiz Avrupa’nın en büyük LTL (parsiyel/kamyon yükünden az) network’ü olmak. Her büyüklükteki işletme için hızlı, uygun maliyetli nakliye hizmeti sağlamak amacıyla yük gönderilerini mevcut bağımsız taşıyıcılarla eşleştiriyoruz. Yalın, çevik, dinamik ve hızlı yapısı, teknoloji altyapımız ve ekibimiz ile iş ortaklarımız için tüm operasyonu uçtan uca yönetiyoruz aslında. Bu işte bir şirketteki ‘Ahmet Abi’ gibi birisi oluyor. O işi iyi yönetirse, verimli oluyor. O giderse know how da gidiyor. Biz bu etkiyi dijital ortamda sürekli kılıyoruz. Karayolu taşımacılığında %25-30 oranında atıl kapasite mevcut. Hatta %50 oranında dönüş yükü bulma sorunu yaşanıyor. Yolda.com olarak atıl kapasitenin önüne geçerek taşımacılığı verimli hale getiriyoruz”.
Pandemi de çok etkiledi
Volkan Özkan pandeminin etkilerini de şöyle değerlendiriyor: “Yaşanan pandemi sürecinde esnek, parçalı ve anlık lojistik operasyonu ihtiyaç haline geldi. Ciddi talep artışı ile öngörülmez bir dönem içinde olunduğu için kapasite yönetim zorluğu da ortaya çıktı. Ayrıca kısalan tedarik zincirleri ve Türk lirasının rekabetçi konumuyla, ihracata dönük üretimin arttığını gözlemliyoruz. Bu da yurt dışına uygun fiyata kaliteli hizmet sunan lojistik ortağı arayışını artırdı. Bunun yanında özellikle online alışveriş ve perakendenin yükselişiyle lojistik altyapılarda ciddi bir yoğunluk meydana geldiğini söyleyebiliriz. Tüm bu etkenler ışığında LTL taşımacılığın ileride daha da büyüyeceğine inanıyoruz”.
Huawei Türkiye Yetenek Geliştirme Programı
Çinli Huawei’nin Türkiye’de yerleşik önemli bir çalışma platformu var. Çin’den sonraki en büyük Ar-Ge merkezi Türkiye’de… Dünyanın teknolojisiyle yarışmakta zorlandığı böyle bir şirketin Türkiye’deki varlığını çok değerli buluyorum. Huawei Türkiye’de gençleri ve ekosistemi desteklemek için de pek çok şey yapıyor. Bunlardan biri ‘Yetenek Geliştirme Programı’… Projenin ilk başlangıç adımlarına şahitlik etmiştim. Sonra araya pandemi girdi… Şimdi ise tekrar bu programı hızlandırıyorlar. Huawei programı TECH4ALL felsefesi kapsamında hayata geçirilen bir eğitim hareketi olarak tanımlıyor. Yetenek Geliştirme Programı, 6 ana başlık altında uygulanıyor; Huawei ICT Academy (Huawei Bilişim Akademisi), Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu, Üniversite İşbirlikleri, Gelecek için Tohumlar (Seeds for the Future), Küresel Yarışmalar.
Türkiye’deki çalışmalar
Türkiye’deki çalışmalar konusunda geçtiğimiz günlerde biraz bilgi aldım. Kısaca özetlemek istiyorum: “Huawei ICT Academy projesi çerçevesinde, Türkiye'deki üniversitelerde; “veri iletişimi ve ağ teknolojileri”, “5G” ve “yapay zeka teknolojileri” konularında dersler açılıyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa, Gazi Üniversitesi gibi büyük şehirlerdeki üniversitelerin yanı sıra, Erzurum Atatürk Üniversitesi ve Konya Teknik Üniversitesi gibi Anadolu'daki üniversitelerin de dahil olduğu toplam 23 üniversite, bu projede yer almış. Nisan ayı itibariyle toplamda 1.500 öğrenci ICT Academy derslerini aktif takip etmiş’. Huawei Türkiye, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile yetenekli yazılım geliştiricilerin bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki gelişimini amaçlayan ödüllü kodlama yarışması ‘Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu’ projesini de hayata geçirmiş. Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu, ‘Yapay Zeka’ ve ‘Huawei Mobil Servisleri (HMS)’ olmak üzere iki kategoride yapılıyor.
‘Seeds for the Future’ Temmuz’da!
Huawei 2008 yılında, dünyanın dört bir yanındaki ileri yetenekli ünivesite öğrencilerin gelişimini desteklemek amacıyla, “Gelecek için Tohumlar” programını başlatmış. Ülkelerden seçilen gençler program kapsamında 2 hafta Çin’de ağırlanıyor. Program: İletişim teknolojilerine ait derslerin yanı sıra kültürel programlarla da zenginleştiriliyor. Gelecek İçin Tohumlar programı, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pandemi nedeniyle son iki yıldır çevrimiçi olarak düzenlenmiş. Geçen yıl ağırlıklı olarak elektronik ve bilgisayar mühendisliği bölümlerinden toplam 586 üniversite öğrencisi programa başvuru yapmış. Adaylar arasından 50 öğrenci akademik başarılarına, geliştirdikleri projelere ve İngilizce seviyelerine göre programa dahil edildi ve programın sonunda sertifikalarını almaya hak kazandı. Huawei Türkiye bu sene de program için başvuruları mayıs ayında almaya başlamış. 20 öğrencinin kabul edileceği ve yaz kampı şeklinde düzenlenecek bu yılki program 25 Temmuz’da başlayıp 1 hafta sürüyor.