2020 yılının ilk yazısına geçen yılın en son gelişmesi ile başlamak istiyorum. Geçen hafta Türkiye’nin, Çin’den Avrupa’ya Doğu-Batı arasındaki tüm yük talebinin Türkiye üzerinden geçmesini temel alan Lojistik Master Planı Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan tarafından tanıtıldı. Detaylı haberler Dünya gazetesinde de geçen hafta ara ara yer aldı.
Dış ticaretimiz açısından oldukça önemli olan bu tanıtım toplantısına Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da katıldı. Master Plan, lojistik temelli olarak üretim bölgelerinin en uygun yollarla liman çıkışları ve uluslararası ağa erişiminin sağlanmasını amaçlıyor.
110 milyar dolarlık yatırım öngörülüyor
Yayınlanan lojistik master planı için “yeni nesil bir master planı” olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü mevcut planın hayata geçirilmesi için yatırım öngörülerine de yer verildiği görülüyor. Aynı zamanda bu yatırımlar ile ülkemizin jeopolitik konumunun ekonomiye kazandırılması hedefleniyor.
Lojistik Master Planı, Türkiye’nin 2023’te 228 milyar, 2035’te 470 milyar, vizyon olarak da 2053’te 987 milyar dolar olması beklenen ihracatı ile iç ticareti destekleyecek. Rusya-Ukrayna’nın Afrika’ya, Çin ve diğer Orta Asya ülkelerinin de Avrupa’ya yük geçişi için en uygun alternatifi oluşturacak doğu-batı ve kuzey-güney hatları ile lojistik merkezleri oluşturmayı hedefliyor. Hali hazırda Rusya üzerinden geçen ve yıllık 7 milyon ton yük kapasitesine ulaşan Çin-Avrupa kuzey koridoruna alternatif orta koridor oluşturmak da planın hedefleri arasında bulunuyor. Türkiye’de master planda öngörülen bu altyapının oluşturulması için hedeflenen tutar planda uzun vadede 110 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.
Bu plandaki ana amaçlardan biri, Türkiye’nin Afrika yük hareketinde de rol oynaması. Rusya, Ukrayna ve Afrika arasında bir ağ oluşarak 2034 itibarıyla Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ticaretinin 60 milyar dolar; Rusya ve Ukrayna ile ise 80 milyar dolar seviyelerinde olması bekleniyor. Diğer taraftan, Rusya ile Afrika arasındaki ticaretin de 5 yıl içinde 40 milyar dolara ulaşmasının beklendiği dikkate alındığında, bu ticaretin bir kısmının Türkiye üzerine çekilebileceğinin altı çiziliyor.
Lojistik merkezleri kuruluyor
Master Plan, ‘Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu ve Alt Komitelerinin’ kurulmasını hedefliyor. Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Ulaştırma, Hazine ve Maliye, Ticaret, Sanayi, Dışişleri, İçişleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlıkları, Türkiye Varlık Fonu, TOBB ve TİM'in icra kurulunda bulunacağı bir kurul oluşturulmasını öngörüyor. Kurulun, Master Plan’ın uygulamasını yürüteceği anlaşılıyor.
Ayrıca Organize Sanayi Bölgesi(OSB)'ler, özel endüstri bölgeleri, limanlar ve serbest bölgeleri içeren 294 kilometrelik iltisak hattı oluşturulması hedefleniyor. Bu hatlarla birlikte yeni lojistik merkezleri kurularak sanayi ve ihracat odaklı bir lojistik bakış açısı geliştirilecek ve bu merkezlerin kurulmasında şehirlerin ihracat performansları belirleyici olacak. 2053’e kadar 50 şehrin 1 milyar dolar üzerinde ihracat yapacağı öngörülüyor ve buna bağlı olarak da 29 lojistik merkezin kurulması planlanıyor.
Ne yapılmalı?
Öncelikle 2053 yılı için hem dünya üretim merkezlerindeki değişim hem üretim girdisi ihtiyaçları hem de eşya akış güzergahları dikkate alınarak resmi bir planın hazırlanıyor olması memnuniyet verici. Yatırımlarla bu güzergahların hayata geçirilmesi ile birlikte de arzu ettiğimiz jeopolitik konumun ekonomik değere dönüştürülebileceğini düşünüyoruz. Master Plan’ın en önemli konularından biri de gümrük uygulamaları. Çünkü her noktaya erişebilir iyi bir lojistik alt yapınız olsa da bu altyapıyı destekleyen gümrük uygulamalarınız olmazsa istenen başarıya ulaşılamaz. Bu nedenle lojistik planına uygun gümrük uygulamalarının da paralel şekilde geliştirilmesi gerekiyor. Nitekim, Ticaret Bakanlığı nezdinde son dönemde hayata geçen YYS uygulamaları ve gümrük 4.0 çalışmaları bu lojstik planına hizmet eden uygulamalar. Özellikle Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (YYS)’deki ihracat ve ithalat (bu yıl bekliyoruz) yerinde gümrükte uygulamaları bu master planı ile daha da anlamlı olacaktır.
Ayrıca lojistik merkezleri konusunun da gümrük tekniği açısından ele alınması gerekir. Özellikle ülkemizin jeopolitik konumu gereği ihracat pazarına erişmek sadece ürettiğimiz ürünler ile sınırlı değildir. Başka ülkelerden alınan ürünlerde ülkemizde elleçleme konusu olmakta ve ihracat (transit ticaret kapsamında) pazarına gönderilmektedir. Bu merkezleri oluştururken, lojistik maliyetlerini azaltma adına hem yurt içi hem transit eşyaların bir arada yüklenmesi ve bu alandaki bürokrasinin azaltılması gerekir.
Özetle, Lojistik Master Planı ile ülkemizin bir geçiş ve transit üssü olması hedeflenirken, mevcut gümrük ve dış ticaret uygulamalarının da bu paralelde gözden geçirilmesi gerekir.