SERKAN AKSÜYEK
Tarih 14 Temmuz 2016 idi.
Akıllara durgunluk verecek bir İzmir sıcağında, hem de öğle vakti, Bergama’ya doğru yol alıyorduk. 20 yılı aşkın süredir çivi bile çakılmamış, kaderine terk edilmiş; bırakın yatırımı, tabelası dahi olmayan Bergama OSB’de dev bir fabrikanın temel atma töreni vardı.
Dünyaca ünlü Danimarkalı LM Wind Power şirketi, Türkiye’deki ilk yatırımını Bergama’da yapma kararı almıştı. Rüzgâr enerjisi santrallerinin dev kanatlarını üreten LM, sektörde Türkiye’nin taşıdığı potansiyelin farkındaydı. İzmir, Enercon ve TPI’dan sonra üçüncü kanat fabrikasına kavuşmaya hazırlanıyordu.
Bu önemli yatırımın Türkiye’ye kazandırılmasında, o yıllarda Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Bergama OSB Yönetim Kurulu Başkanı olan Hüseyin Vatansever’in çok büyük emeği vardı.
“TARLA”YA YATIRIM
Bir de on puanlık sınav sorusu vardı yanıtlanmayı bekleyen…
Dünya devi bir şirket; altyapısı bile olmayan küçükbaş hayvanların otladığı bir “tarla”ya yatırım yapmaya nasıl ikna edilmişti? Doğrusu bu ya, yatırımdan daha çok beni meraklandıran soru buydu. Bergama Ticaret Odası Lokali’ndeki basın toplantısında, dilimin ucuna kadar gelen bu soruyu sormadım.
LM’in çok sayıda tepe yöneticisi salondaydı. Hem “ülkesini kötülüyor” görüntüsü vermekten çekindim, hem de “şimdi sırası değil” dedim içimden.
Güneşin tam tepemizde azgınca dolaştığı öğle saatlerinde tarlaya bir çukur kazıldı, fotoğraflar çekildi ve yeniden İzmir yoluna düşüldü.
Hep yazıyoruz ya, “Türk ekonomisi doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekmeye ağırlık vermeli” diye…
İşte LM, o yatırımlardan biriydi.
ERTESİ AKŞAMA DARBE
Ancak dünyada çok az şirketin yaşayabileceği bir olay, ertesi gün LM’in başına gelecekti. Temel atma töreninden 24 saat sonra, 15 Temmuz 2016’da Fetö’nün hain darbe girişimi gerçekleşti. Ülkede halk sokaklara dökülmüş, tankların önüne yatmış, kurşunlara siper olmuş, 250 insan hayatını kaybetmiş, iki binin üzerinde insan da yaralanmıştı. Ülke tarifi olanaksız bir travma yaşıyordu, adeta iç savaşın eşiğinden dönülmüştü.
Hain darbe girişiminin siyasi sonuçları bir tarafa, LM özelinde “şimdi ne olacak” sorusu askıda kalmıştı. Bir şirketin başına gelebilecek en kötü olasılıklardan biri gerçekleşmişti. LM yetkilileri, “Temel atmayı falan unutun kardeşim, Türkiye normalleşene kadar biz yokuz” dese, kimse ayıplamazdı.
40 MİLYON EURO YATIRIM
Ancak onlar Türkiye’ye ve Türk ekonomisinin geleceğine güven duymakta duraksamadı. Fabrika inşaatı büyük bir hızla sürdü ve tam bir yıl sonra, 2017 Temmuz’unda devreye alındı. Türk ekonomisine ve yenilenebilir enerji sektörüne muhteşem bir eser kazandırılmıştı.
İhtiyaç duyulan iş gücünün yetiştirilmesi için de mükemmel bir eğitim merkezi de inşa edilmiş, hatta fabrika devreye alınmadan önce faaliyete geçmişti.
Ve aynı LM, 2019 yılında hemen yan parselinde ikinci fabrikasını da devreye almış, toplam yatırım bedeli 40 milyon Euro’yu bulmuştu.
İlk yatırım aşamasında General Electric çatısı altına giren şirket, iki fabrikasında toplam 700 insanımıza istihdam sağlamaya başlamıştı. Avrupa ve Asya dâhil, dünya çapındaki pazarlara türbin kanadı ihraç ederek artan küresel rüzgâr enerjisi talebine cevap verecekti.
Öyle de oldu…
Dünyanın dört bir tarafına gönderilen türbin kanatları hem ülkeye hem de şirkete döviz kazandırmaya başlamıştı. LM Wind Power Bergama fabrikası, dünya çapındaki 15’inci ve GE Yenilenebilir Enerji bünyesine geçtikten sonra ise ilk açılan tesisi olmuştu.
Pek çok yazımda bahsettiğim, en çok ihtiyaç duyduğumuz “doğrudan yabancı sermaye yatırımı” tanımına en özgün örneklerden biriydi…
Siz bu tanımı “kazma vuran adam” olarak da dilimize çevirebilirsiniz.
VE LM KAPISINA KİLİT VURDU
Ve on gün önce…
Bu muhteşem yatırım kapısına kilit vurdu ve 540 çalışanını işten çıkardığını duyurdu.
İlk temel atmasından devreye alınmasına kadar tüm aşamalarına tanık olduğum, birkaç kez ziyaret ettiğim bu muhteşem tesisin kapanmasının çok sebebi var kuşkusuz.
Hepsini sıralayacak olursak, köşemizin sınırlarını aşarız.
Ancak birkaç kritik ve detay bilgi vermeyi yararlı görüyorum…
Dünya genelinde tüm türbin üreticileri uzunca bir zamandır zarar ederek üretimlerini sürdürmekteler.
LM Wind Power şirketini 2016 yılında satın alan “General Electric Renewable Energy” şirketinin 2023 yılı zararı 1 milyar 400 milyon doları bulmuş durumda.
Türkiye’deki kanat üreticilerinin, pazarda yaşanan daralmanın dışında yaşadıkları diğer bir sorun ise başta işgücü olmak üzere işletme maliyetleri üzerindeki yükler.
Rüzgâr türbin kanadı üretimi büyük oranda el ve beden işçiliğine dayalı bir iş kolu.
NEDEN BU NOKTAYA GELDİK?
Bu üretimi yapan kıdemli bir mavi yakalı işçi, birkaç yıllık mühendisten çok daha fazla ücret alıyor. Türkiye bu sektördeki ücret skalasında, Portekiz ve Polonya gibi kanat üretimi yapılan Avrupa ülkelerinin gerisinde.
Ancak…
Sektörü son yıllarda hızla domine etmeye başlayan Çin’e göre çok daha yüksek bir işgücü maliyetine sahibiz.
Ulusal Enerji Eylem Planı’na göre her yıl en az 1500 Megavat rüzgâr enerjisi santrali devreye alması gereken Türkiye, geçen yıl bu hedefin ancak beşte birine ulaşabildi.
Geciken ve bir türlü yapılamayan yeni YEKA (Yenilenebilir Kaynak Alanları) ihaleleri, sektörün yatırım projeksiyonunu belirleyememesi sonucunu doğuruyor. Türkiye’nin gerek “2053 Net Sıfır” gerekse Ulusal Enerji Eylem Planı hedeflerine ulaşabilmesi için her yıl 2000 Megavat seviyesinde YEKA ihalesi açması ve yatırımcılara tahsis etmesi gerekiyor.
Pazarın geleceğinin net olmaması bir yana, mevcut lisanslı santral sahalarına, sektörde “Extension” olarak tanımlanan ek türbin inşasında ise talep son derece sınırlı.
UMARIZ SON OLUR…
Sektörde şikâyet konusu olarak kulağımıza gelen bir diğer sorun da Vestas, Nordex, Siemens Gamesa, Enercon gibi dev şirketlerin çok sık model değişikliğine gitmeleri…
Tek bir üretim hattının ekipman, montaj, devreye alma ve diğer görünmeyen maliyetleri onlarca milyon doları buluyor. En az 5-10 yıl kullanılması gereken bir hat, birkaç yıl sonra sökülmek ve yeni modeller için yeni üretim hatları oluşturulmak zorunda kalınıyor.
Ezcümle…
Bu saatten sonra söylenecekler, “araba devrildikten sonra yol göstermekten” gayrı bir anlam taşımayacak.
Ülkemiz çok önemli bir yabancı sermaye yatırımını kaybederken, İzmir’in rüzgâr enerjisinde dünya ölçeğinde olan kümelenme başarısı ağır darbe aldı.
Umarım ve dilerim sektörün tek yatırım kaybı LM Wind Power olsun…