Seçim kaygılarıyla enflasyonun yüksek düzeylere çıkabileceğini göze alarak Haziran'a kadar yürütülen genişleyici politikaların maliyeti henüz tam olarak hesaplanamıyor. Ancak Eylül 2021- Mayıs 2023 arasındaki parasal genişlemenin ekonomiye getirdiği sanal ferahlığın iktidara planladığı şekilde nasıl siyasi güç sağladığı ve seçim kazandırdığı da tartışılmıyor. Mayıs seçimlerinin hemen ardından ekonomi yönetiminin başına gelen Mehmet Şimşek, enflasyonu beklenenin çok ötesinde azdıran ölçüsüz parasal genişleme dönemini “akıl dışı” ilan ederek işe başladı. Kısa sürede başlanan kontrollü parasal sıkılaştırmanın olumlu etkileri alınmaya, dolarizasyonun tersi yönde TL lehine yönelimler net şekilde görülmeye başlandı. Merkez Bankası geçen hafta politika faizini ekonomi çevrelerinin beklentilerinin iki katı olan 500 baz puan artırarak yüzde 40’a getirdi ve enflasyonla mücadele kararlılığını yükseltti.
Liralaşma hızlandı
TCMB’nin kararlı faiz artırım adımları liralaşmanın ancak TL faizinin cazip hale gelmesiyle sağlanacağı gerçeğini acı tecrübenin ardından bir kez daha gösterdi. Haziran ayında göreve başlayan Hafize Gaye Erkan ve daha sonra göreve gelen piyasanın güvendiği PPK üyelerinin etkisinin faiz kararlarında izlendiği dönemde (22 Haziran- 23 Kasım arasında) politika faizi 31,5 puan artırıldı. Haziran ayındaki yüzde 8,5 seviyesinden geçen hafta yüzde 40’a yükseltilen politika faizi bazı ekonomistlerce enflasyon karşısında yetersiz bulunsa da TL’nin güç toplamaya başladığı, KKM’nin de içine dâhil edilebildiği dolarizasyonun çözülme eğilimine girdiği görülüyor.
Akıl dışı dönemin “Liralaşma stratejisi” olarak tanımlanan teorik altyapısı, Merkez Bankası’nın 2023 yılı para politikası çerçeve belgesine içerilmiş olarak ve yüzde 60 liralaşma öngörüsüyle, hala kurumun internet sitesinde mevcut. Muhtemelen Aralık ayı sonunda yayımlanacak 2024 yılı para politikası çerçevesi ise merakla beklenen dezenflasyon sürecinin nasıl yürüyeceğini de gösterecek.
Faiz artırımında sona gelindi mi?
Merkez Bankası’nın 23 Kasım’daki faiz kararına ilişkin PPK Toplantısı kısa bildirisindeki, “faiz artırımında sona gelindiği, dezenflasyon sürecinin ihtiyaç duyduğu parasal sıkılaştırma düzeyine yaklaşıldığı” bilgisini dikkatle not ettik. Toplantı bildirisinde “Parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır” denildi. Ayrıca, “parasal sıkılığın gerektiği müddetçe sürdürüleceği” vurgusu metne yerleştirildi. Bu hafta dikkatler muhtemelen 30 Kasım'da yayımlanacak PPK Toplantı özetinde olacak.
■ Akıldışı parasal genişleme dönemi
Geçen hafta aylık ekonomi raporları yayımlayacağını duyuran ve ilk olarak Kasım 2023 raporunu paylaşan TEPAV, akıldışı parasal genişleme döneminin (Eylül 2021-Mayıs 2023) sonuçlarını şöyle değerlendiriyor: “Genişlemeci para politikası, iç talep kaynaklı büyümeyi güçlü tutsa da enflasyona, dolarlaşmaya, yüksek cari işlemler açığına ve kur baskısına yol açmış; yüksek enflasyon, gelir ve servet dağılımını çarpıcı şekilde bozmuştur. Oluşan kur baskısı, yoğun rezerv satışı ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasıyla azaltılmaya çalışılmış, ancak TCMB likit rezervleri, Mayıs 2023’te kritik düşük düzeylere gerilemiş, Türkiye ödemeler dengesi krizi riski ile karşı karşıya kalmıştır. Dolayısıyla, uygulanan politikalardan keskin bir dönüş gereği kendini dayatmıştır.”
■ Kamuda çalışanların sayısı tartışılıyor
Tartışma Türkiye’nin duayen iş insanı ve kanaat önderi Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç’un Oksijen gazetesinde yer alan kamu çalışan sayısı ile ilgili sözleriyle başladı. Rahmi Koç, “Diyorlar ki devlette 5,5 milyon kişi çalışıyor. Buna askerler dâhil değil. Dolayısıyla 2 milyon kişiyle bu devlet rahatlıkla döner” demişti. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın son verileri Koç’un sözlerini büyük ölçüde yansıtıyor. 2023 Ocak-Haziran verilerine göre kamuda yılın ikinci çeyreği itibarıyla 5 milyon 99 bin kişi çalışıyor. Kamu istihdamının toplam istihdam içindeki payı ise ikinci çeyrek itibarıyla yüzde 16,2 düzeyinde. Bu oranın OECD ortalamasının altında olduğunu, ama ülkelere göre kamu çalışanı tanımının da karşılaştırmayı zorlaştıracak kadar farklılıklar içerdiğini hatırlamakta yarar var. OECD ülkelerinde kamu istihdamının toplam istihdama oranı ortalama yüzde 18 dolayında.
■ Dönüşen Liderlik Zirvesi 2023
EKONOMİ Gazetesi ev sahipliğinde geçen hafta Sapanca’da yapılan Dönüşen Liderlik Zirvesi 2023’te Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin CEO’ları ve kanaat önderleri dikkatlice not ettiğimiz mesajlar verdiler. Zirvenin, gazetemizin Hakan Güldağ ve duayen ekonomi gazetecilerinin önderliğinde çıktığı “gazetecilerin gazetesi” yolculuğunun birinci yıldönümüne denk gelmesi verilen mesajları daha da anlamlı kıldı. “İnsan, Teknoloji ve Yeni Ekonomi” ana temasıyla ikinci kez yapılan zirve, dönüşümü yönetmenin nasıl yetiler, yöntemler ve iletişim biçimleri gerektirdiğini eli taşın altındaki en yetkili kişilerden dinleme fırsatı verdi. Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper’in “Zor zamanda liderlik, kolay zaman oldu mu?” başlıklı tecrübe, bilgi ve samimiyet yüklü sunumunu ilgiyle izledik. Cenk Alper, bizlere aslında Türkiye’nin hiç kolay zamanı olmadığını zarif ve net bir şekilde anlattı. Alper’in “Teknolojik dönüşümün (Sanayi 4.0) şirketlerin sonuç aldığı, süregelen yöntemleri tamamen terk etmesini gerektirmediği”, “yöneticilerin söylem-davranış uyumu”, “hata yapmaktan korkmayın, hızlıca ayağa kalkın” uyarıları önemliydi. Zirvenin en genç önderi Onarım Atölyesi kurucusu ve ortağı 25 yaşındaki Ekin Al’ın “akıl yaşta değil baştadır” özlü sözünü haklı çıkaran “gençleri alfabedeki harflere göre kategorize etmeyin” mesajını da biraz utanarak aldık. Ekin Al’ın mesajından önceki zirve oturumlarında CEO’ların “gençleri nasıl istihdam ederiz?” derdine düştüklerini samimiyetle dile getirdiklerini görmek ise yüreklerimize su serpti.