Türkiye turizmde geride kalan 2021 yılını her şeye rağmen, kötünün iyisi olarak geçirdi.
Pandemi ortamında, konjonktürel nedenle de olsa Türkiye ilk kez dünyada en çok ziyaretçi alan 3’ncü, Akdeniz bölgesinin lideri oldu.
2021’de Türkiye hâla olması gereken yerde değil.
Rakipleri ile karşılaştırıldığında daha alınacak yol var. Bununla birlikte turizm gelirindeki artış ziyaretçi sayısındaki artıştan yüksek oldu.
Ziyaretçi sayısı yüzde 83 artışla 29 milyon kişi, gelir yüzde 100 artışla 24 milyar dolar.
Liderlik önemli.
Peki bunu kalıcı hale getirip sürdürülebilir kılmak için ne yapılabilir?
Bu dönemde kimi pandemi öncesi yıllarda başlayıp bu dönemde hızlanan, kimi bu dönemde gündeme gelen, yenilerin hızla eskidiği, beklenen normalin “yeni normal” olacağı değişim süreci hızlandı.
Dünyanın 70 yıllık seyahat merkezi Avrupa’dan Asya’ya kayıyor. Seyahat endüstrisine yön veren aktörler değişiyor.
Türk kökenli tur operatörleri Rusya’daki konumlarının da avantajıyla Avrupa seyahat endüstrisinin başını çeken Almanya’da yükseliyor.
Türk kökenli tur operatörlerinden Coral, Anex, Corendon ve Bentur Avrupa’nın en büyük tur operatörleri listesinde yükseliyor. Dünyada ve Türkiye’de seyahat endüstrisinde Marshall planının uygulanmasından, Türkiye’nin turizmin Çin’i olmasına kadar uzanan tartışmalar yapılıyor.
Keşke bu temelde tartışmalar daha da artsa.
Zira Namık Kemal’in deyimiyle “Barikayı hakikat müsademei efk ardan doğar”. (Gerçeğin güneşi fikirlerin çarpışmasından doğar.)
“Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”
'Yeni normal' olarak tanımlanan dönemde çok şey değişeceği gibi konumunu koruyan unsurlar da olacak.
Örneğin, iletişim teknolojisindeki gelişmeler işleri hızlandırıp kolaylaştıracak ama turizmin insan unsuruna dayalı olduğu gerçeği değişmeyecek.
Bu arada daha önce bilim insanları ile dar bir çevrenin konuştuğu emisyon konusu dünya genelinde her alan ve her sektörde daha da öne çıkacak. Her ülke ve her sektörde bir dizi yeni düzenleme yapılması önceliklerden olacak. Bu kapsamda seyahat endüstrisini ilgilendirip etkileyecek düzenlemelerin başında günümüzde seyahat endüstrisinin lokomotifi konumundaki havayolu ulaşımı ile ilgili getirilecek düzenlemeler olacak.
Günümüzün yurt dışına en çok turist gönderen ülkesi konumundaki Almanya’da hava yolu ulaşımına ciddi kısıtlamalar getiren bunun yerine demiryolunu özendirecek çalışmalar yapılıyor, konuyla ilgili yasalar hazırlanıyor.
Bu gelişmeler Türkiye’ye nasıl yansıyacak?
Buna yönelik yürütülen, çalışma yapılan bir hazırlık var mı?
Onun için diyoruz ki liderlik güzel, ama bunun kalıcı ve sürdürülebilir hale getirilmesi önemli. O da kendinden, ya da “‘Allah’ın inayetiyle” değil ancak çalışarak, değişimi yakalayıp çağın gerekliliklerini yaparak olur.