Libya'dan Refah'a Mısır'la işbirliği dönemi

Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Şubat’ta kalabalık bir heyetle Kahire’ye gitmesi bekleniyor.

Tarih ilginç; 14 Şubat tüm dünyada “sevgililer günü” olarak kutlansa da, Mısır-Türkiye ilişkilerinde kısa bir süre öncesine kadar “sevgiyi” çağrıştıran herhangi bir unsur yoktu. Belli ki bu 14 Şubat’ta durum değişecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dönem “darbeci/katil” sıfatlarıyla andığı Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile “beyaz bir sayfa” açmaya kararlı.

İLK ADIM; TÜRKİYE’DEKİ İHVAN UNSURLARININ TEMİZLENMESİ

Bu “beyaz sayfa” için ilk adım Türkiye’deki Müslüman Kardeşler/İhvan unsurlarının büyük ölçüde temizlenmesi olmuştu; Mısır’da mevcut Sisi yönetiminin “can düşmanı” konumundaki Müslüman Kardeşler unsurları uzun yıllar Türkiye merkezli olarak kurdukları televizyon, internet sitesi, radyolarla Mısır’a karşı sert propaganda yaptılar. Ta ki, Ankara keskin bir dönüşle Kahire ile ilişkilerini “normalleştirmeye” karar verene kadar. Son iki yılda Türkiye’deki Müslüman Kardeşler medyasının neredeyse tümü susturuldu, ihvancı lider kadro da “kibarca” ülkeden çıkartıldı.

İKİNCİ ADIM; LİBYA’DA ORTAKLIK

Mısır ile Türkiye arasındaki ikinci büyük mesele, her iki ülkenin Libya’da birbirleriyle çatışan unsurları desteklemeleriydi. Ancak son iki yıl içinde bu durum da değişti; Libya’da Başkent Trablus merkezli Batı’daki siyasi ve askeri güçleri destekleyen Türkiye, son dönemde doğudaki güç unsurlarıyla da iletişim kurdu. Hatta doğudaki Bingazi merkezli yönetimden kilit isimler Türkiye’de ağırlanmaya bile başlandı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçen hafta Libya’ya yaptığı ziyaret bu açıdan bir dönüm noktası oldu; Türkiye, Bingazi’deki Başkonsolosluğu’nu yeniden açarak, Libya’nın doğusundaki güç unsurları ile iletişimini resmileştirdi. Türkiye’nin Libya iç siyasi mücadelesinde “taraf” olmaktan çıkıp, tüm kesimlerle iletişim kurması, Kahire’yi rahatlatmış olmalı ki Erdoğan’ın Mısır ziyaretinin önü açıldı.

ÜÇÜNCÜ ADIM; SİHA SATIŞI

Mısır ile Türkiye arasında pek de öne çıkmayan bir başka anlaşmazlık meselesi, Ankara’nın Etiyopya’ya İHA/SİHA satışıydı. Mısır ve Etiyopya, Nil nehri üzerindeki hidroelektrik üreten bir barajın kontrolü üzerinden ciddi bir gerilim yaşıyorlar. Türkiye’nin geçtiğimiz yıllarda Etiyopya’ya dron satışı, Kahire’de “Türkiye karşı cepheye destek veriyor” olarak algılanmıştı.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Şubat Mısır ziyareti sırasında, Sisi ile birlikte bir “gövde gösterisi” yapmak için Gazze sınırına gitmesi Türkiye’de yaklaşmakta olan seçimler açısından, elini çok rahatlatabilecek bir unsur olur."

Bu algının yıkılması için, Erdoğan’ın Kahire ziyaretine hazırlık için yapılan temaslarda, Mısır’a da İHA/SİHA satışı sözü verildi. 14 Şubat’ta Kahire’de bu satışın anlaşmasının da imzalanması bekleniyor. Böylece Ankara-Kahire arasındaki bir sıkıntı daha aşılmış oldu.

DÖRDÜNCÜ ADIM; “REFAH” ORTAKLIĞI

Ankara ile Kahire’nin yakınlaşmasında, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü insanlık dışı operasyonlara her iki ülkenin de yaklaşımının çok benzer olması yardımcı oldu. Hem Ankara, hem de Kahire, Gazze’nin “Filistinsizleştirilmesine” sonuna kadar karşı çıkıyorlar. İsrail ise, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yürüttüğü operasyonu şimdilerde, Mısır sınırındaki Refah kentine taşımak istiyor. Sisi yönetimi, Refah’a yapılacak bir operasyonun, bu kente kaçmak zorunda bırakılan binlerce Filistinli’nin sınıra dayanmasından endişe ediyor. Bu açıdan Kahire hükümeti pek çok kez, Refah’a olası bir İsrail operasyonunun kendisi açısından “kırmızı çizgi” olduğunu açıklamıştı. Türkiye de bu konuda çok benzer bir yaklaşımda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Şubat Mısır ziyareti sırasında, Sisi ile birlikte bir “gövde gösterisi” yapmak için Gazze sınırına da gitmesi bu açıdan kimseyi şaşırtmasın. Üstelik böylesine bir hareket, Türkiye’de yaklaşmakta olan seçimler açısından, Erdoğan’ın elini çok rahatlatabilecek bir unsur olur.

Kazan-kazan siyaseti tam olarak da bu işte...

Tüm yazılarını göster