“Bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad (TDK)”
Bir insan doğduğu zaman annesi – babası, hatta geniş aile bireyleri onun adı konusunda fikir yürütür, öneride bulunurlar. Kimi zaman aile büyüklerinin hatırı kalmasın diye ya nene ya da dede adları verilir. Olmazsa bir üçüncü ad eklenir ve bu üçüncü ad ömür boyu size zorluk çıkarır (benim de böyle). Doğduğu ve ad verildiği anda henüz kişinin karakteri belirginleşmemiş, nasıl biri olacağı tam olarak anlaşılmamıştır. Zamanla kişilik oturmaya başlar, kişi belirgin özellikler kazanır. İşte o andan itibaren ona bir de lakap takılır; o belirgin özelliği belirtecek bir ad verilir. Kimi bu durumdan mutlu kimi de mutsuz olur ve hikâye bir ömür boyu sürer, gider.
Şehirlerin lakabı var mıdır? Vardır, hem de adlarından daha anlamlı ve eğlenceli. Tarihten, mimariden, yerel kültürden, fiziki özelliklerinden kaynaklı. Tam da şehrin ruhunu yansıtan lakaplar. Gelin, bazılarını inceleyelim. Bu lakaplar nereden kaynaklanmış öğrenelim:
- PARİS; Işık Şehri – Paris, Avrupa şehirleri arasında ilk sokak aydınlatması uygulanan şehir. Dahası, 1667 yılında şehir sakinleri güneş batmaya, karanlık basmaya yakın sokak pencerelerine mum ya da lamba koymaya başlar. Tüm bu gayretler şehrin daha güvenli olması, suç oranının azaltılması içindir. Kaldı ki şehir 18. yüzyıldan itibaren “aydınlanma” idealinin önderliğini yapmıştır.
NEW YORK; Büyük Elma – Elma üretiminde ABD’nin ikinci önemli yeri olmasına rağmen bu lakabın bu tarımsal sıralama ile ilgisi yoktur. 1921 yılında at yarışlarını haberleştiren bir gazeteci yarış sonrası iki jokeyin sohbetine kulak misafiri olur. Jokeyler atların elmaları ne kadar sevdiğini anlatırken New York yarışlarını “elmanın büyüğü” olarak niteler. Gazeteci John Fitz Gerald köşesine “Büyük Elma” adını verir, bu lakap şehre yakıştırılır. Gazetecinin 30 yılı aşkın yaşadığı evinin bulunduğu köşeye “Büyük Elma Köşesi” adı verilince lakap iyice yerleşmeye başlar. Bir de üstüne Harlemli caz müzisyenleri aynı lakapla şarkı ve dans geliştirince süreç tamamlanır.
- CENEVRE; Barış Şehri – Birleşmiş Milletler’in 10 bine yakın personeli bu şehirde çalışmakta. 34 uluslararası organizayon bu şehirde yer almakta. Geçen zaman içerisinde küresel önemde yaklaşık 10 bin toplantı burada gerçekleşmiş. Şehri ziyaret eden devlet yöneticilerinin sayısı binden fazla. Şehir dünya siyasetine ve sorunların çözümüne katkısı nedeniyle bu lakapla anılmakta. Haksız değiller.
- LAS VEGAS; Günah Şehri – En büyük kumarhaneler başka bir şehirde, Atlantic City’de. Suç oranına bakarsan şehir ilk 20’nin içinde bile değil. Peki niçin bu lakapla anılır? Şehir bu lakapla anılmaya 1906 yılında başlar. Komşu mahallesi “Block 16” yasadışı genelevleri, içki satışının sınırsız olduğu barları ile ünlenir. Şehirde her tür ahlaksızlık yadırganmaz, üstelik cezasız kalır. 1941 yılında hükümet tüm yasadışı işletmeleri kapatır, işler yasal sınırlar içerisinde yürütülmeye başlar. Fakat heyhat, lakap bir kere takılmasın. Amerika’da yaygın söz: “Vegas’ta olan Vegas’ta kalır!”
Bizim şehirlerin lakapları var mı emin değilim. Bir tek İstanbul için eskilerde kalmış “7 Tepeli Şehir” var. Şimdi tepeleri saymak imkânsız. Olsa eğlenceli olurdu diye düşünüyorum. En azından gerçeklerle örtüşmeyen sloganlardan daha etkili olurdu. Haksız mıyım?
Haftanın Şehri: BERGAMO, İTALYA
BERGAMO, Kuzeybatı İtalya'nın Lombardiya bölgesinde yer alan 120 bin nüfuslu bir şehir. İngiltere dışına hiç çıkmamış Shakespeare eserlerinde İtalyan şehirlerini konu eder; “Romeo ve Juliet” Verona, “Venedik Taciri” Venedik ve “Bir Yaz Gecesi Rüyası” da Bergamo ile ilintilidir. Şehir bir tepe üzerinde kurulu olup palmiye yaprağının açık eline benzetilir.
Şehrin lakabı ise “Binler Şehri”. Dağınık, hep savaş halinde İtalyan şehirlerini birleştiren Giuseppe Garibaldi 1860 yılında bin kişiden oluşan bir gönüllü grubu ile güçlü bir ordusu ve donanması olan Sicilya Krallığı’nı fethe teşebbüs eder. Bergamo bu harekete en fazla gönüllü ile katılan şehirdir. Bugün bile bu lakap bir onur nişanesi gibi taşınır. Şehir ayrıca “Carrara Sanat Okulu” ile tanınır. Birçok ünlü İtalyan sanatçısı bu okuldan yetişmiştir. Müzede 300’den fazla tablo ve onlarca ünlü heykel yer almaktadır.