Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda (KVKK) uzun süredir beklenen iki maddelik değişiklik yapıldı. Çok isabetli de bir değişiklik oldu. Zira yeni düzenlemeyle şirketlerin bazı kişisel verileri yurtdışına çıkarmasının önündeki hukuki belirsizlikler ortadan kalkmış oldu. Hayırlı olsun! Ancak değişiklik sonrası yabancı mecralar da dahil medyada çıkan bazı haberler beni düşündürdü. Güya bu değişiklikle ülkemize “25 milyar dolar”a kadar yatırım gelecekmiş! Bu tip haberler, sonrasında “dağ fare doğurdu” duygusuna sebep oluyor. O nedenle bu değişiklik neden yapıldı, sonucu ne olur ve bundan sonraki benzer reformlara nasıl yaklaşmak lâzım, gelin tartışalım.
Verilerin yurtdışına çıkarılması deyince gözünüzün önünde birtakım adamların ellerinde hard disklerle yurtdışına gitmesi gibi bir tablo canlanıyor olabilir. Tabii, o işler öyle olmuyor. Eğer şu an bu yazıyı internetten okuyorsanız, muhtemelen ekranınızdaki bazı veriler oraya gelirken yurtdışındaki bilgisayarlardan geçiyor. Çünkü internet böyle çalışan bir ağ. Siz bir veriyi buluttaki sunucuya bir kez koyduğunuz zaman bu verinin bazen işlenebilmesi için yurtdışına çıkması gerekiyor. Çünkü veri dediğiniz şey çoğu zaman tek başına bir değer taşımaz. Başka verilerle beraber analiz edilince değerli olur. O yüzden “veri, çağımızın petrolü” de anlamsız bir benzetme. Tek bir damla petrolü yakıp enerji elde edebilirsiniz ama tek bir parça verinin çoğu zaman bir değeri yok. Belki “veri çağımızın kumu” denebilirdi. Tek tek kum taneciklerinin değeri olmasa da yeteri kadar kuma sahip olduğunuzda inşaat da yaparsınız, cam da üretirsiniz ve daha aklınıza gelmeyecek başka bir sürü uygulama da çıkar.
Bizi güvenli ülke saymayan ülkelere “güvenli ülke statüsü” vermemeyi bir milli gurur meselesi haline getirdiğimiz için değişiklikten önceki KVKK’daki hükümler, Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin, Amazon ya da Azure (Microsoft) gibi dünyada herkesin kullandığı bulut bilişim hizmetlerini kullanmasını riskli hale getiriyordu. Bu nedenle yapılan düzenleme esasen Türk şirketlerinin iş yapmasını kolaylaştıracak. Verileri daha anlamlı ve değerli hale gelecek. O nedenle bu yeni değişikliğie yabancı sermaye çekmek için yapılan bir reform değil de kendi şirketlerimizin rekabet gücünü artırmak için yapılan bir düzenleme diye bakmak lâzım.
Tabii, şunu da unutmayalım: Finans gibi bazı sektörlerdeki veya kamu kurumlarındaki veri yerlileştirme zorunlulukları “özel kanun genel kanunu kovar” prensibi gereği yerinde duruyor. Yani her sektöre teşmil edilebilecek bir reform da yapılmadı. Bir de mevcut kanuni değişiklikle ilgili KVKK’nın ikincil mevzuatını da beklemek gerekiyor.
Bu arada, sözünü ettiğim global bulut bilişim şirketleri artık Türkiye’de daha çok kullanılacakları için ülkemize veri merkezleri kurabilirler. Buradan da 2-3 milyar dolar kadar yatırım gelir. Ancak veri merkezleri, zaten kıt olan enerjimizi tüketmekten başka bir işe yaramayan, güvenlikçi ve temizlikçi dışında önemli bir istihdam katkısı olmayan yatırımlar.
KVKK reformu sonrası sosyal medyada esen bayram havasında “Şimdi sıra kanunun Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) ile uyumlaştırılmasında” şeklindeki yorumlarını da gördüm. Nitekim bu reform, seneye yapılmak üzere, YOİKK Eylem Planı’nda da yer almış. Peki, böyle bir düzenlemeye ihtiyacımız var mı?
Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre GDPR Avrupa Birliği’nde uygulanmaya başlandığı 2018 yılından beri KOBİ'lerin bu alandaki hukuki uyum maliyetleri ortalamanın iki katı yükselmiş. Facebook, Microsoft, Amazon ve Google'ın kazançlarıysa GDPR'dan hiç etkilenmemiş. Yani aşırı regülasyon her zamanki gibi güçlü şirketleri korumuş. Bizim YASED’in KVKK reformuyla ilgili etki analizinde de şu sonuç ortaya çıkmış: En çok pozitif etki geçen hafta yapılan reformun etkisi. Eğer GDPR tamamen benimsenirse, uyum maliyetleri nedeniyle, bu etki yarıya düşecek! Bunları okuyunca, sosyal medyada kimlerin GDPR’ın tamamen benimsenmesi gerektiğine dair görüş paylaştığına baktım. Hepsi bu alanda avukatlık ya da danışmanlık yapan arkadaşlarmış!
Not: Kadın ve erkeklerin barış ve mutluluk içinde eşit bir şekilde yaşadığı bir dünya dileğiyle, Dünya Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun!