Yüksek Binalar ve Kentsel Habitat Konseyi, geçtiğimiz aylarda Avrupa’nın gökdelen karnesini açıkladı. 150 metrenin üzerinde yüksekliğe sahip binaların yer aldığı listede İstanbul, 48 gökdelenle ilk sırada yer aldı. Türkiye ise toplamda 68 bina ila Avrupa’nın gökdelen şampiyonu. Bu gökdelenler, Türkiye’nin dev şirketlerine ev sahipliği yapıyor. Binlerce çalışanın hayatının büyük bölümünü geçirdiği bu yapılar, bundan 20 yıl önce bugünkü gibi uzaktan çalışmanın hayal dahi edilemediği dönemde daha da önemliydi.
Gökdelenler, plazalar çevrelerinden kopuk lüks köylere dönüşürken, yeni bir topluluk kültürü de oluşturdular. Başka bir dilde konuşan, her gün geldiği binanın arka tarafındaki sokaktan haberi olmayan iyi eğitimli yeteneklerin yer aldığı kitle. 2000’li yılların ilk yarısında aralarında kurumsal yönetim danışmalarının da yer aldığı bir grup yönetici, bu kitlenin pek de mutlu olmadığının farkına vardılar. “Bu kitleyi arka sokaktaki deniz görmeyen İstanbullu çocukla, fırsat eşitsizliklerini aşmaya çalışan annelerle bir araya getirmemiz lazım. Hayatlarına anlam katmak lazım” dediler. Bunun yolunun da gönüllü çalışmalar olabileceğini düşündüler. 2002’de Özel Sektör Gönüllüleri Derneği (ÖSGD) bu yaklaşımla kuruldu. Başkan Pınar Ilgaz ile aradan geçen 20 yılda şirketlerdeki gönüllülük yaklaşımının kat ettiği yolu konuştuk.
Gönüllülüğün kriterlerini oluşturduk
ÖSGD olarak ilk iş, üye şirketlerin çalışanlarına bir anket düzenlediklerini anlatıyor Ilgaz. “Hepsi gönüllü çalışmak istiyor ama nereden başlayacaklarını, ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlardı. Sıfır bütçeli projeleri hedefledik. Okul Dostu adındaki ilk projemiz çok başarılı oldu. Arkasından her şirket kendi gönüllülük projelerini yaptı. Arkasından insan kaynakları birimlerinin raporlarında müthiş bir çalışan bağımlılığı etkisi gördük” diyen Ilgaz, kurumsal gönüllülüğün kriterlerini oluşturup, rehber hazırladıklarının altını çiziyor.
Dernek beşinci yılına girdiğinde çalışan gönüllülüğü projeleri artınca, bir ödül sistemi getirmeye karar veriyor ÖSGD yöneticileri. Ödül kriterleri, gönüllülüğün de yazılı rehberi olarak kayıtlara geçiyor.
15 yıldır verilen ÖSGD Ödülleri, şirketler için önemli. Zorlu, Borusan, Sabancı gibi devlerin ilk yıllarda başvurduğu programda son dönemde daha küçük şirketleri de görüyoruz. Bu yılın ödülleri 20 Aralık’ta verilecek.
‘Gönüllülük bağımlılık yapan bir ilaç’
Pınar Ilgaz, pandemi döneminde online ve fiziki gönüllülük projelerinin dikkat çekici biçimde arttığını söylüyor. Diyor ki; “Pandemide anlam peşinde koşmak her zamankinden daha fazla önem kazandı. Sessiz istifaların artması, çalışan sadakatinin azalması, şirketlerin tükenmişlik sendromuna girişi hepsi aslında bir tıkanmanın işareti. Gönüllülük bütün bunların ilacı. İnsana iyi gelen bir ilaç. Bu nedenle de bağımlılık yapıyor. Dünya Sağlık Örgütü, tükenmişlik sendromunu, en önemli global hastalıklar arasına dahil etti. Gönüllülük projelerinde insanlar apoletlerinden arınıyorlar. Soyadınız, unvanınız anlamsız. Bu nedenle gönüllülükteki saha çalışmaları, bütün yetkinlikleri artırmak için en ideal ortam.”