Batı dillerinde “vefa, hatır, gönül” kelimelerinin belirgin karşılığı yoktur. Çünkü bu dile kaynaklık eden kültürlerde bu kavramlar yoktur. Buna karşılık; “vizyon, misyon, strateji, plan” kavramlarının karşılığı da bizim dilimizde bulunmaz.
İş yapma kültürümüzde, “kervan yolda dizilir, istim arkadan gelir” tutumu yaygındır. Yetmez, gözüyle düşünen, tutumu ve “önce ateş edip sonra nişan alan” tavrımızla, belki hızlı yol alırız fakat “geleceğin maliyetini” arttırırız.
Elinizdeki DÜNYA bugün The Economist dergisinin 2020 küresel ekonomiye dair öngörü ve analizine yer verdi. Hangi sektörün güneşli, hangisinde yağmur beklendiğini inceledi, küresel anlamda izlenmesi gereken 10 trendi aktardı. Yıllardır papağan misali benzer çalışmaları bizim de yapmamız gerektiğini söyler dururum. İnancım odur ki yarını dert etmeyenin yarını olamaz. Falcısından fütüristine, liderine dek pek çok insan ve kurum, bir sonraki adımın nerede olacağını düşlüyor, araştırıyor, planlıyor.
Konuştuğum çok sayıda sanayiciye, işadamına “2020’ye hazır mısınız?” diye sordum. Aldığım cevapların icmali bana şunu gösterdi. Az sayıda özel sektör firmamız, küresel trendleri de gözeterek kendine bir “gelecek tasavvuru” çizebilmiş.
Gerisi; 2020’ye dair plan, strateji yapmayı düşünmemiş bile. İyimserlik umuduyla; “yaşayıp göreceğiz” özetindeydiler ne yazık ki…
GELECEK ARABANIN ÖN CAMINDA
2020 yolculuğuna çıkmaya az kaldı. Sürekli dünün, günün sorunlarına bakarak yerimizde sayarız...
Gözü sürekli dikiz aynasında olan, ya otoparktadır veya geriye gidiyor demektir. Geçmişi inkâr edemeyiz.
Arabasında dikiz aynası olmayan sürücü kendini tedirgin hisseder.
Ardımızda bıraktığımız yolu da bilmek isteriz. Ama gelecek, kayıtsız şartsız arabanın ön camında olandır.