Kurtuluşu salonlara hapsettiniz…

Ali ESKALEN MARAŞ'tan

12 Şubat 1920, Maraş’ın kurtuluşunun 100’üncü yılı. Kutlamaya çalıştık, ne kadar kutladık, ne kadar kutlamak istedik, daha doğrusu ne yapmak istedik, şehirde yaşayan kimse bunu anlayamadı. 100 yıl önceki ruhu yaşatmaya çalıştık ama olmadı. 100’üncü yılın anlamını belki kavrayamadık. Aslında şehir olarak büyük bir tanıtımı kaçırdık. Yapamadığımız etkinliklerle, birçok şeyde olduğu gibi, biz beceremedik yine bu işi. Bundan tam 100 yıl önce Maraşlı tek vücut olmuş, özgürlüğüne ne kadar düşkün olduğunu göstererek, işgal kuvvetlerine karşı başkaldırısını yaparak, çete savaşları ile işgalcileri kendi topraklarından atmayı başarmış ve adını tarihin sayfalarına altın harflerle yazdırmıştır. Dünyada başka örneği olmayan bu milli mücadele örneğini, tüm dünyaya haykırmamız gerekirken, cılız bir sesle ‘100. yıl kutlamaları’ diye geçiştirdik.

Kahramanmaraş, 21 Ocak 1920-11 Şubat 1920 tarihleri arasında 22 gün gece-gündüz süren çete savaşları ile kurtuluş mücadelesi vererek, şehri Fransız işgalinden kurtaran halkın kahramanlığı nedeniyle, 5 Nisan 1925’te kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Kurtuluş Savaşı sonrasında Meclis’ten gelen “Şehirde Kurtuluş Savaşı’na katılanların bildirilmesi” şeklindeki yazı üzerine toplanan şehrin ileri gelenlerinin “Maraş’ta Milli Mücadele’ye katılmayan tek bir fert bile yoktur” cevabı üzerine TBMM, madalyayı fertlere değil, bütün şehir halkına verme kararı almıştır. 1925’ten beri her 12 Şubat’ta gerçekleşen törenlerde şehrin İstiklal Madalyası, bayrağa törenle takılarak bu olay canlandırılır.

“Nerede o eski bayramlar”

Her geçen gün, heyecanını kaybeden 12 Şubat ruhu bu yıl, daha bir sessiz ve sakin ilerledi. Hani bir söz vardır, “Nerde o eski bayramlar” diye… Eskiden nerdeyse 1 ay önceden başlayan heyecan, sokaklarda yaşanır ve sokaklara bir canlılık gelir, kurtuluş ruhu taze tutulmaya çalışılırdı. Bu yıl kutlama etkinliklerinin neredeyse tamamı salon konferansları, şiir dinletileri, konserler gibi etkinliklerdi. Bu etkinliklerle 100’üncü yıl sözde kutlanmaya çalışıldı. Bunun sebebini bilen yok tabii. Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi her ferdi ile yaşanması ve yaşatılması gereken kurtuluş ruhu ne yazık ki, her fert tarafından yaşanamadı, tabii doğal olarak yaşanamayan şeyde yaşatılamazdı.

Salon konferanslarında anlattığımız ‘kurtuluş’u, Sütçü İmam, bayrak olayı gibi olaylarla yerinde anlatmak gerekiyordu. Çocuklara Uzunoluk Hamamı diye anlatıyorlar ama çocuk hamamın nerde olduğunu, olayın yaşandığı yeri bilmiyor. Kendi kendini kurtaran şehir Maraş’ın kurtuluşu, 100 yıl önce sokaklarda çete savaşları ile verilen mücadele, bugün salonlarda anlatıldı. Keşke gerçek mekânlar da anlatılabilseydi. Çocuklara o ruhu yaşatabilseydik. Yapamadık, belki de yapmayı istemedik, bilmiyorum. Ama bu Maraş’ın 100 yıl önce ‘kendini kurtaran şehir’ gerçeğini değiştirmeyecek.

Tüm yazılarını göster