Kurnazlık iş yapma kültürü olursa…

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Gün geçmiyor ki yasal çerçeve içinde kurnazlık örneği haber olmasın… En güçlü yasa dahi, ona uymak yerine onu delmek için kafa yoran kurnazlar yüzünden ortalığı “şeytani inovasyon” örnekleriyle dolduruyor. Ar-Ge için milyarlarca dolar harcadık, çoğu; “ARakla GEtir” halini aldı. Yeni Türkiye, vasatlık tuzağından kurtulacaksa, iş yapma kültürünü de “kurnazlık” ekseninden uzaklaştırıp “akıl odağına” yaklaştırmak zorunda… Akıllı ile kurnaz, aynı kıyafetle karşımızda duran ikiz kardeşlere benzer ama hayat, onların ayırt edilmesini zorunlu kılar.

KRİZLERİN DNA’SI

Ortağını dolandıran, şirketinin için boşaltan, devletine vergi takan, müşterisine kazık atan ve bunu yaparken kendini “akıllı” sananların gelen adıdır; kurnaz! Nimeti alıp külfeti öteleyen bu tutumu, krizlerimizin DNA’sında görebilirsiniz.             

Şükür ki bu hastalıklarımızın çoğuna karşı tedbir geliştirdik, yasa ve düzenleme koyduk, bedelini krizle ödeyerek akıllandık. Fakat müşterinin aklını karıştırarak kurnazlık peşindeki tutumlarımızdan bütünüyle kurtulamadık. Üstelik enflasyonun ahlak bozuculuğuyla şimdi daha da kurnazlaştık.             

İKİ SORU İKİ CEVAP

Şeffaflık ve hesap verebilirlik ne oldu?

Şirketin içini boşaltma diye en kapsamlı tedbiri getirirsin; kurnazlık lobisi tutar bunu ticaret kanunundan çıkartır, ortaklar hesabından ortağına kazık atar, devletinden vergi kaçırır. Şeffaflık ve hesap verebilirlik şartlarını 2012’deki Yeni Ticaret Kanunu içinden çıkarıp attık ne yazık ki…         

Kurnazlık kültürü işe yarıyor mu?         

Hayır, yaramıyor. Dünya yasal ama kurnaz işletmeleri dışlıyor, çevreyi koruyan, akıllı, sorumluluk taşıyanları tercih ediyor. Türkiye gelişmiş ekonomi olacaksa, “kurnazlık kültürünü” terk etmek zorunda… Ya da kurnazlığın vasatlığında debelenip durma kaderine gömülüp kalmış olacak.

NOT

YASALARLA ALDATMAK

Müşterinin kafasını karıştırmak, kısa vadede kazandırsa dahi, orta ve uzun vadede kazandıran bir tutum değildir. Akıllı fil, kurnaz tilkiden daha uzun yaşamıştır. Yasal ama etik dışı “tuzaklar” kurarak oluşan kurnazlık kültürü, sürdürülebilir bir tutum değildir. Müşteri sadakati peşindekiler, öncelikle kendileri; müşterilerine sadık olmalı.              

Unutulmasın ki her yasal hak; helal değildir. Misal; imar ruhsatı almış bir müteahhit, şehrin ufkuna tecavüz ederken yasal olarak suçsuzdur ama helal değildir. 21’inci Yüzyılın en yaman toplum projesi, helal olanı, yasal olanla örtüştürmektir. Seçimle gelen ve yasal yetkilerle donatılmış bir siyasetçi düşünün, bu kişinin kısa sürede ve anormal bir şekilde zenginleşmesi, parayla oynar hale gelmesi belki yasalara uygun olabilir ama helal midir? Bir işadamı düşünün, vergi ödememek için, yeminli yeminsiz mali müşaviriyle yasaların boşluklarını sonuna dek kullanır. Sonra da vicdanını rahatlatmak için devlete okul bile yaptırır ama helal midir? Bir belediye başkanı, meclis üyesi hepsi yasal imar ruhsatlarıyla dere yatağına bina yaparlar, bunların tümü yasal olabilir ama helal midir?

Tüm yazılarını göster