Kurnazlık iş yapma kültürü olursa...

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Gün geçmiyor ki yasal çerçeve içinde kurnazlık örneği haber olmasın... En güçlü yasa dahi, ona uymak yerine onu delmek için kafa yoran kurnazlar yüzünden ortalığı “şeytani inovasyon” örnekleriyle dolduruyor.

Yeni Türkiye, vasatlık tuzağından kurtulacaksa, iş yapma kültürünü de “kurnazlık” ekseninden uzaklaştırıp “akıl odağına” yaklaştırmak zorunda. Akıllı ile kurnaz, aynı kıyafetle karşımızda duran ikiz kardeşlere benzer ama hayat, onların ayırt edilmesini zorunlu kılar.

Ortağını dolandıran, şirketinin için boşaltan, devletine vergi takan, müşterisine kazık atan ve bunu yaparken kendini “akıllı” sananların genel adıdır; kurnaz! Nimeti alıp külfeti öteleyen bu tutumu, krizlerimizin DNA’sında görebilirsiniz.

Şükür ki bu hastalıklarımızın çoğuna karşı tedbir geliştirdik, yasa ve düzenleme koyduk, bedelini krizle ödeyerek akıllandık. Fakat müşterinin aklını karıştırarak kurnazlık peşindeki tutumlarımızdan bütünüyle kurtulamadık.

Mesela şirketin içini boşaltma diye en kapsamlı tedbiri getirirsin; kurnazlık lobisi tutar bunu ticaret kanunundan çıkartır, ortaklar hesabından ortağına kazık atar, devletinden vergi kaçırır. Şeffaflık ve hesap verebilirlik şartlarını neden feda ettik?

Dünya yasal ama kurnaz işletmeleri dışlıyor, çevreyi koruyan, akıllı, sorumluluk taşıyanları tercih ediyor. Türkiye gelişmiş ekonomi olacaksa, “kurnazlık kültürünü” terk etmek zorunda.

AKILLI FİL KURNAZ TİLKİDEN UZUN YAŞAR

Müşterinin kafasını karıştırmak, kısa vadede kazandırsa dahi, orta ve uzun vadede kazandıran bir tutum değildir. Akıllı fil, kurnaz tilkiden daha uzun yaşamıştır.

Yasal ama etik dışı "tuzaklar" kurarak oluşan kurnazlık kültürü, sürdürülebilir bir tutum değildir. Müşteri sadakati peşindekiler, öncelikle kendileri; müşterilerine sadık olmalı.

Tüm yazılarını göster