Günümüzde sağlık ürünleri ve hizmetleri küresel çapta yaklaşık 1,8 trilyon dolara ulaşmış oldukça dinamik bir pazarı oluşturuyor. Bu alanda artan tüketici talepleri doğrultusunda sürekli olarak yeni gelişmeler yaşanıyor. Mckinsey tarafından sağlık sektöründeki eğilimlere yönelik bu yıl içinde yayınlanan araştırma, sektörün geleceğine dair önemli verileri ortaya koyuyor.
Araştırma sonuçlarına göre sağlık sektörünün önde gelen pazarlarından ABD’de sektör büyüklüğü yaklaşık 480 milyar dolara ulaşmış durumda. Yıllık büyüme oranı ise yılda yüzde 5 ila 10 arasında değişiyor. ABD’li tüketicilerin yüzde 82’si sağlıkla ilgili harcamaları önemli önceliklerden biri olarak görüyor. Bu oran Çin’de yüzde 87’ye çıkarken, Birleşik Krallık’ta yüzde 73 seviyesinde seyrediyor. Özellikle Z ve Y kuşağında yer alan tüketiciler sağlık ürünleri ve hizmetlerine daha fazla ilgi gösteriyorlar. Öte yandan, bilimsel veriler ile desteklenen ürün ve hizmetlere yönelik dünya genelinde artan bir talep olduğu görülüyor.
Tüketicilerin değişen beklentileri ile birlikte sağlık sektöründe 2024 yılında belirli trendler öne çıkıyor. Bu trendlerin başında sağlık ürünlerinin evde kullanımında yaşanan artış geliyor. COVID-19 salgını sırasında test kitlerinin evde kullanımı oldukça yaygın hale gelmişti. Salgın sonrası dönemde de tüketicilerin evde kullanılabilen sağlık kitlerine ilgisi devam ediyor. Araştırmada elde edilen verilere göre, ABD'li tüketicilerin yüzde 26'sı vitamin ve mineral eksiklikleri, yüzde 24'ü soğuk algınlığı ve grip belirtileri, yüzde 23'ü ise kolesterol seviyeleri için evde test yapmayı tercih ediyor. Evde yapılan tanı testleri, kolay uygulanabilirlik ve hızlı sonuç elde etme olanağı sundukları için tüketicilere çekici geliyor. Çin ve Birleşik Krallık'ta da bu alanda artan bir eğilim bulunuyor.
Sağlık sektöründe giderek artan oranda kullanım alanı bulan bir diğer trend ise giyilebilir cihazlar. Özellikle giyilebilir saatler oldukça yaygınlaşmış durumda. Bu alanda teknoloji her geçen gün gelişmeye devam ediyor. Örneğin giyilebilir biyometrik yüzükler, tüketicilere eşleştirilmiş mobil uygulamalar aracılığıyla uyku kaliteleri gibi sağlık verilerini eş zamanlı olarak takip edebiliyor. Kullanıcının koluna takılabilen glikoz monitörleri sayesinde kan şekeri seviyelerinin anlık takibi mümkün oluyor. McKinsey’in araştırması kapsamında görüşleri alınan tüketicilerin yüzde 75'inden fazlası gelecekte giyilebilir bir cihaz kullanmaya açık olduklarını belirtmiş. Bu veriler, gelecekte giyilebilir cihazların kullanımının artmaya devam edeceğini işarete ediyor.
Yapay zeka ile desteklenen kişiselleştirilmiş sağlık uygulamaları diğer önemli bir trend olarak karşımıza çıkıyor. Her beş ABD'li tüketiciden biri kişiselleştirilmiş sağlık ürün ve hizmetlerini tercih ediyor. Bu oran Y kuşağı tüketicilerinde üçte bir seviyesinde. Kişiselleştirilmiş sağlık uygulamalarına yönelik talep önceki yıllara kıyasla düşmüş durumda. Bunun genel olarak tüketicilerin hangi kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetleri kullandıkları konusunda daha seçici hale gelmelerinden kaynaklandığı belirtiliyor. Bu düşüşe rağmen kişiselleştirilmiş sağlık uygulamalarının önümüzdeki dönemde önemini koruması bekleniyor. Özellikle yapay zeka teknolojisi sayesinde bu alanda önemli ilerleme kaydedilmesi muhtemel.
Sağlık sektöründe çarpıcı bir başka gelişme olarak, tüketici tercihlerinde doğal içerikli sağlık ürünlerinden klinik olarak etkisi kanıtlanmış ürünlere doğru bir kayma yaşanması dikkat çekiyor. Birleşik Krallık ve ABD'de yaşayan tüketicilerin yaklaşık yarısı, klinik etkinliği en önemli satın alma faktörü olarak bildirirken, bu eğilim en çok reçetesiz satılan ilaçlar, vitaminler ve takviyeler gibi kategorilerde etkisini hissettiriyor.
Günümüzde sağlık sektöründe sosyal medya fenomenleri üzerinden gerçekleştirilen pazarlama stratejileri büyük oranda artmış olmasına rağmen, doktor ve sağlık kuruluşlarının görüşleri ve önerileri tüketici tercihlerini en fazla etkileyen faktörlerin başında yer almaya devam ediyor. Özellikle vitaminlerin, reçetesiz satılan ilaçların ve kişisel bakım ürünlerinin kullanımı tüketicilerin doktor tavsiyesinden en çok etkilendikleri alanlar.
Artan tüketici ilgisi, teknolojik atılımlar, ürün inovasyonu ve kronik hastalıklardaki artış sağlık sektöründeki büyümeyi hızlandıran gelişmeler. Özellikle kadın sağlığı, yaşlanma karşıtı ürünler, kilo yönetimi, egzersiz, uyku gibi alanlarda büyümedeki artış hızı dikkat çekiyor. Günümüzde, kadın sağlığına yönelik ürün ve hizmetlerde belirgin bir talep artışı yaşanıyor. Bu alanda henüz tam olarak karşılanamamış bir talep fazlası var. Yaşlanma karşıtı ürünlere yönelik hem yaşlı hem de genç nesiller tarafından artan bir ilgi bulunuyor. Bu konuda önemli araştırmalar yapılıyor. Gelişmiş ekonomilerdeki nüfus yaşlanmaya devam ettikçe küresel olarak sağlıklı yaşlanmaya daha da fazla odaklanılması bekleniyor. Bu kapsamda yaşlanan tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılayan ürün ve hizmetler değer kazanıyor.
Kilo yönetimi de önümüzdeki dönemde büyüme potansiyeli yüksek sağlık kollarından biri ve yaklaşık her üç yetişkinden birinin obezite ile mücadele ettiği ABD’de tüketiciler için önemli bir konu. Kilo yönetimi için ilaç kullanımının gittikçe artan oranda tercih edildiğini görüyoruz. Ancak egzersiz yapmak hala en çok tercih edilen kilo verme yöntemi. Günümüzde egzersiz yapmak bir ilgi alanı olmaktan çıkarak sağlıklı yaşam için bir öncelik halini aldı. Bu eğilim genç tüketiciler arasında daha da güçlü. Egzersiz dersleri, kişisel antrenman, spor salonu üyelikleri ve mobil uygulamalar tüketicilerin daha fazla harcama yapması beklenen hizmetler. Uykuyu bütünsel olarak iyileştirmeye yönelik uygulamalar da talep artışı yaşanması beklenen alanlar. Uyku kesintilerini en aza indirmeye ve uyku kalitesini artırmaya yönelik çözümler üretebilen şirketler için gelecek dönemde önemli fırsatların oluşması öngörülüyor. Bağırsak sağlığına yönelik ürün ve hizmetlere olan talepte de artış yaşanması beklentiler arasında.
Tüketiciler, sağlıkları ile ilgili olumlu sonuç elde edebilecekleri ürün ve hizmet arayışı içindeler. Bu kapsamda, kişiselleştirilmiş, kullanım kolaylığı sağlayan, bilimsel verilere dayalı sağlık çözümleri diğerlerinin arasında ön plana çıkıyor. Bu ihtiyaçlara yönelik ürün ve hizmet sağlayan şirketlerin önümüzdeki dönemde başarılı olma şansı önemli ölçüde artacak.