Küresel Riskler Raporu'ndan acil kodlu uyarılar!

Arda Öztaşkın Akıllı Sürdürülebilirlik

Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantısı, İsviçre’nin Davos kentinde başladı. Dünyanın dört bir yanından hükümet, iş dünyası ve sivil toplumdan üst düzey karar alıcılar “Akıl Çağında İş Birliği” teması altında toplanarak; güveni yeniden inşa etmek, büyümeyi yeniden hayal etmek, gezegeni korumak, akıl çağında endüstriler ve insana yatırım alt başlıklarında küresel gündemi tartışacak.

Davos’un hukuki veya politik açıdan bağlayıcı bir gücü yok. Ancak küresel ölçekteki kritik konuların gündeme taşınması ve üst düzey katılımla tartışılması açısından eşsiz bir platform sunuyor.

En az bu toplantılar kadar önemli bir başka unsur da her yıl geleneksel olarak yapılan Küresel Risk Algısı Anketi ve bunun sonucunda hazırlanan Küresel Riskler Raporu. Kısa vadede (iki yıl) ve uzun vadede (on yıl) öne çıkan risklerin altını çizen bu rapor, uluslararası gündemin nabzını tutması bakımından kritik önem taşıyor.

Küresel risklerde karamsar tablo!

Rapora göre, Soğuk Savaş’tan bu yana en bölünmüş dönemlerden birinde yaşıyoruz. Kısa ve uzun vadedeki riskler açısından önümüzde karamsar bir tablo var.

Teknolojik hızlanma (yapay zekâ), jeostratejik değişimler, iklim değişikliği ve demografik bölünme ile bunların birbirleriyle etkileşimleri ortaya karmaşık bir risk haritası çıkarıyor. İşin kötüsü, bunların çözümü her geçen gün daha da acil bir hal alıyor.

Burada temel sorun şurada: Günümüzün yönetişim sistemleri hem bilinen hem de yeni ortaya çıkan küresel risklerle başa çıkmakta veya bu risklerin yarattığı kırılganlığı azaltmakta yetersiz kalıyor.

Günümüzün politik temelli keskin kutuplaşması, yanlış bilgi ve dezenformasyonu körükleyerek, bunu kısa ve orta vadede en yüksek küresel risk olarak birinci sıraya yerleştiriyor. Burada, kitlesel ölçekte üretilebilen ve dağıtılabilen sahte veya yanıltıcı içeriklerin yapay zekâ teknolojileri ile giderek çok daha yoğun ve güçlü etki yaratması da bir başka sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Jeopolitik riskler, özellikle çatışmaların kötüleşeceği veya yayılacağı algısı, en acil endişelerin başında geliyor. Ukrayna, Orta Doğu ve Sudan gibi farklı coğrafyalarda korku ve belirsizlik hâkim. Tünelin ucunda ışık da görünmüyor.

Rapordan satır araları

İki yıllık küresel risklere baktığımızda ilk üç sırayı yanlış bilgi ve dezenformasyon, aşırı hava olayları ve devlet temelli silahlı çatışmalar alıyor. On yıllık küresel risklerin başında ise tamamen çevresel konular var: Aşırı hava olayları, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü, yer sistemlerinde kritik değişim.

Buraya kadar çok da şaşırtıcı bir durum yok. Ama raporun satır araları, bazı kritik konularda ilginç ipuçları veriyor.

Yapay zekâ: Sessiz fırtına

Yapay zekânın hayatın her alanına son derece iştahlı şekilde girmesine şahit olduğumuz bu dönemde; akademi, iş dünyası, hükümet, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum genelinden bine yakın uzmanın görüşü ile hazırlanan raporda, iki yıllık bir görünümde yapay zekâ teknolojilerinin olumsuz sonuçları konusunda endişeli bir resim görünmüyor.

Kısa vadede yapay zekânın yaratacağı etkilerin düşük riskte değerlendirildiği raporda, bu konunun ancak on yıllık vadede kaygı yaratacağı ortaya konuluyor.

Burada, kanımca bir tehlike söz konusu. O da, bu teknolojilerin etkilerinin en azından bugün itibariyle hafife alınması. Oysa, yapay zekâ teknolojilerindeki çok hızlı gelişim dikkate alındığında, ortaya çıkabilecek risklerle ilgili en büyük hata bu konuyu hafife almak ya da rehavete kapılmak olacak.

Ekonomi cephesi: Problemler bitti mi?

Geçtiğimiz yıl, enflasyon ve ekonomik durgunluk, iki yıllık görünümde ilk on risk içindeydi. Bu yıl, her iki riskle ilgili katılımcı endişeleri azalmış görünüyor. Bu yıl ne iki yıllık ne de on yıllık görünümde ilk ona giren herhangi bir ekonomik risk yok.

Bu da ilginç. Rapor, mevcut ekonomik paradigmanın ve yarattığı sorunların normalleştirilmesi gibi bir manzarayı işaret ediyor. Üstelik de dünya yeni Trump dönemine girerken, küresel ticaret savaşlarının seyri belirsizken, Çin ve Avrupa bölgesi ile ilgili durumlar bu kadar ortadayken…

Sonuçta

Davos’ta her yıl dünyanın geleceğini şekillendirebilecek aktörler bir araya geliyor, ancak raporlar ve istatistikler bize açıkça şunu söylüyor: Küresel sistem, kritik eşiklerde alarm veriyor. Yapay zekâdan iklim krizine, jeopolitik çatışmalardan toplumsal kutuplaşmaya kadar geniş bir yelpazede acil çözümler gerekiyor. Mevcut yönetişim çerçevelerinin hızla yeniden tasarlanması ve daha kapsayıcı, sürdürülebilir politikaların devreye alınması her zamankinden daha elzem. Aksi hâlde, kısa vadede yeterince ciddiye alınmayan riskler hızla büyüyerek küresel çapta geri dönüşü zor, yeni krizlere zemin hazırlayacak

Tüm yazılarını göster