2025 yılına umutla merhaba dedik; ancak küresel ekonomide uzun zamandır beklediğimiz istikrar, Godot’yu beklemeyi andırdı. Dünyanın önde gelen ekonomilerinde ardı ardına yaşanan sarsıntılar ve jeopolitik tansiyonlarla eski sorunlar yeni paketlerle karşımıza çıkıyor. Bu haftaki yazımda ABD, Avrupa ve Çin ekonomilerindeki sorunlarla küresel jeopolitik gelişmeleri masaya yatıracağım.
İlk önce ABD ile başlayalım: İkinci Trump döneminde Amerikan ekonomisi
Donald Trump’ın tekrar ABD Başkanı olması, küresel piyasalarda derin bir yankı uyandırdı. Trump’ın "Önce Amerika" sloganıyla özdeşleşen politikaları, yeniden gündeme geldi.
Beklentiler, Trump’ın bu dönemde gümrük vergileri yoluyla daha sert korumacı önlemler alacağı yönünde. Özellikle Çin ile ticaret savaşlarının yeni bir boyut kazanması, ABD-Çin arasında zaten gergin olan ekonomik ilişkileri daha da karmaşıklaştırabilir. Öte yandan, özel sektörün vergi indirimleriyle desteklenmesi ve altyapı harcamalarına yönelik yeni paketlerin devreye alınması Amerikan ekonomisinde bir canlanma yaratabilir.
Bu beklentiler kısa vadede Amerikan hisse senedi ve küresel altın yatırımcısını sevindirecek görünse de uzun vade birçok riski barındırıyor. ABD’de artan borç seviyesi ve enflasyon riskleri, küresel faiz oranlarının daha yüksek düzeylerde takılı kalmasını ve dolayısıyla büyüme odaklı politikaların etkilerini sınırlayabilir.
Avrupa: Eski sorunlar yeniden sahneye çıkıyor
Avrupa, siyasi ve ekonomik krizlerin tam ortasında yer almaya devam ediyor. Almanya ekonomisinde daralma ve enerji krizinin etkileri hâlâ hissedilirken üzerine bir de hükümet krizi eklendi. Bunun yanı sıra, Fransa ve İtalya gibi ülkelerde artan sosyal huzursuzluk, ekonomik toparlanma çabalarını baltalıyor. Birlik içerisindeki dayanışma zayıflıyor ve Avrupa’nın geleceği konusundaki soru işaretleri büyüyor.
Ayrıca, Avrupa Merkez Bankası eski Başkanı Mario Draghi’nin de belirtmiş olduğu üzere, Avrupa’nın 21. yüzyıl teknoloji rekabetinde yeniden var olabilmesi adına, çözmesi gereken birçok yapısal ve kronik sorunu da bulunuyor.
Ana ihracat pazarımız olan Avrupa’daki bu sorunlar, Türk sanayicisi adına yeni pazar arayışlarını tetikleyecektir.
Çin: Ekonomik motor yavaşlıyor
2025 itibarıyla, Çin ekonomisindeki yavaşlama küresel ekonomide öne çıkan bir diğer konu. Gayrimenkul sektöründeki devasa borç sorunu ile yavaşlayan iç talep ve dış yatırımdaki ivme kaybı, Çin’in uzun vadeli ekonomik büyüme hedeflerini tehlikeye atıyor.
Jeopolitik riskler ve ekonomik yansımaları
2025 yılında jeopolitik gelişmeler küresel ekonomik görünümü şekillendiren başlıca faktörlerden biri olacak. Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken, bu gerilimin Avrupa’nın enerji arzı üzerine etkileri de önemli ölçüde artıyor.
Ortadoğu’da Suriye’deki gelişmeler umut verici olsa da İsrail-İran arasında artan tansiyon gerek enerji fiyatları gerekse bölge ekonomisi açısından risk unsurlarını tetikliyor.
2025 yılı: strateji ve temkin yılı
Sonuç olarak, 2025 yılında da küresel ekonomik görünüm belirsizliklerle dolu. Bu da dünyanın her köşesinde gerek firma gerekse kişisel bazda alınacak ekonomik kararların çok daha stratejik ve dikkatli alınması gerektiğini gösteriyor.