Küresel asgari kurumlar vergisi dünyanın gündemine bundan tam üç yıl önce geldi. Küresel ekonominin yedi büyüğü yüzde 15’lik bir küresel asgari kurumlar vergisi uygulanması konusunda 2021 Haziran ayında uzlaşmaya varmışlardı.
Zenginlerin, yani ABD, Almanya, İtalya, Fransa, Kanada, Japonya ve İngiltere’nin böyle bir arayışa girmelerinin nedeni aslında dünyada vergi adaletinin sağlanması falan değildi. Zenginler kulübü olan G-7’nin üyeleri, çok uluslu firmaların başka yerlerde gelir elde etmelerine rağmen karlarını ve dolayısıyla vergileri düşük vergi oranı ve muafiyetler uygulayan ülkelere kaçırmalarının önüne geçmeye çalışıyorlardı. Amaç, düşük kurumlar vergisi uygulayan ülkelerde yerel şubeler açıp, karlarını buralarda beyan eden şirketlerin kaçışını engellemek, engellenemiyorsa vergilendirmekti. Aslında bu konu 2021’den de öncesine gidiyordu. OECD çerçevesinde konu uzun bir süre görüşülmüştü.
Küresel asgari vergi oranı konusu bu hafta Türkiye’de de konuşulmaya başlandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir toplantıda yaptığı açıklamada "Ülkemizde de çok uluslu şirketler faaliyette bulunuyor. Türkiye'de faaliyette bulunan çok uluslu şirketlerden asgari kurumlar vergisi alınması yönünde düzenleme yapılması kaçınılmaz. Aksi halde ülkemizin almadığı vergi bir başka ülke tarafından alınacak" dedi.
Mehmet Şimşek’in de konuşmasında dikkat çektiği gibi 2021 yılında OECD'nin organizasyonu kapsamında yaklaşık 140 ülke küresel asgari kurumlar vergisi konusunda mutabık kalmıştı. Yıllık konsolide hasılatı 750 milyon Euro’yu aşan çok uluslu şirketlerin düşük vergileme yapılan ülkelerdeki şube, iştirak ve iş yerlerinin asgari yüzde 15 kurumlar vergisine tabi tutulması öngörülmüştü. Bu kapsamda 30'dan fazla ülke 2024 yılı kazançlarına uygulanmak üzere asgari kurumlar vergisi uygulamasını yasalaştırdı.
ABD dört yıl önce bu işe ön ayak olduğunda 10 yılda 500 milyar dolar daha vergi geliri elde etmek için yola çıkmıştı. İrlanda gibi düşük kurumlar vergisi uyguladığı için 1,000’den fazla çok uluslu şirkete ev sahipliği yapan ülkelere kaçan dev ABD şirketlerin peşine düşmüştü.
Yani uygulama bu açıdan bakıldığında oldukça anlaşılabilir ve kabul edilir. Mehmet Şimşek’in dediği gibi "Çok uluslu şirketlerin faaliyette bulunduğu ülkede ödediği kurumlar vergisi yükü yüzde 15'ten aşağıda ise asgari kurumlar vergisi uygulamasını yasalaştıran ülkeler, ilgili ülkenin almadığı vergi farkını alabilecek.”
Türkiye’nin de bu ülkeler arasına katılması olumlu bir gelişme olacaktır. Çünkü vergi cennetlerine kaçışın önlenmesi Türkiye’nin de çıkarınadır. OECD kurumlar vergisi oranı ortalama yüzde 21,5 civarında bulunuyor. Türkiye’de ise bu oran 25. Kurumlar vergisindeki ülkelerarası farklılıkların kaldırılmasa bile daraltılması ve şirketlerin karlarını beyan ettikleri ülkelerde değil, mal ve hizmetlerini sattıkları ülkelerde vergi ödemesinin sağlanması Türkiye ekonomisine katkı sağlayabilir. Dolayısıyla başlıktaki “Küresel asgari kurumlar vergisi bir hak mı?” sorusuna dönersek yanıt “Evet” olmalıdır.