Kur ve ÜFE artışının acısı çıkacak aheste aheste

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Kur artışı ile Yİ-ÜFE aşık bir çift gibi sarmaş dolaş ilerliyor. Geride kalan bebek, yani TÜFE ise onlara yetişme gayreti içinde, adımlarını sıklaştırıyor. Fark zaman içinde biraz kapanacaktır.

Vatandaşın TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarını gerçekçi ve inandırıcı bulmadığı gerçeğini bugünlük bir kenara koyalım. Bunu, vatandaşın itirazını önemsemediğimiz için yapıyor değiliz, o apayrı bir konu çünkü. Bugün üstünde durmak istediğimiz açıklanan tüketici fiyatlarının bir süre sonra nasıl yukarı hareketleneceğine işaret eden baskın verilerin giderek önem kazanıyor olması...

TÜİK’in açıkladığı son veriye göre mayıs itibarıyla yıllık TÜFE artışı yüzde 16.59 düzeyinde. Aynı tarihteki Yİ-ÜFE artışı ise tam yüzde 38.33’e ulaşmış durumda.

Hep ifade ettik ama bir kez daha vurgulamakta yarar görüyoruz. Yüzde 38.33 düzeyindeki üretici fiyat artışı bir süre sonra tüketici fiyatlarına aynı ölçüde yansıyacak diye bir durum yok. Bir yansıma olur; ama öyle bire bir olmaz. Dolayısıyla mayıs sonundaki yüzde 38'in üç beş ay sonra tüketici fiyatları oranı olarak karşımıza çıkması beklenemez.

Ne var ki üretici fiyatlarındaki artışın tüketici fiyatlarını hiç mi hiç etkilemeyeceği de kesinlikle söylenemez. Yİ-ÜFE'den TÜFE’ye biraz gecikmeli ve belli ölçüde yansıma mutlaka yaşanıyor. Ancak gecikmenin zamanını ve yansıma oranını tam olarak ölçmek ve söylemek pek mümkün değil.

Her şeyin sebebi kur artışı

Birileri hala siyaseten “Kur artışından bize ne” diyebiliyorsa da sokaktaki vatandaş bile çok iyi biliyor ki kur artışı başımızın en büyük belası.

Sanayi üretiminin neredeyse dörtte üçü ithal girdiye bağlı olan, enerjide adeta tümüyle dışarıya bağımlı olan bir ülke döviz kurundan etkilenmeyebilir mi? Hem de nasıl etkileniyor!

Zaten tüm veriler kur artışıyla fiyat artışı arasındaki bağı çok somut biçimde ortaya koyuyor. Zaman zaman güncelleyerek aktardığımız bir grafik var. Kur artışı geçen yıl başladığı için 2019 sonunu baz kabul ederek bir grafik oluşturuyoruz. Bu grafikte sepet kur, Yİ-ÜFE ve TÜFE yer alıyor.

2019 aralık ayı 100 olan endeksler bu yıl mayısta hangi düzeye mi gelmiş...

Bir dolar ve bir eurodan oluşan sepet kur 148.73’e, Yİ-ÜFE 146.84’e, TÜFE ise 121.92’ye çıkmış.

Yani bu 17 ayda kur ne kadar artmışsa üretici fiyatları da hemen hemen aynı oranda artış kaydetmiş.

Sarmaş dolaş!

Döviz kurundaki artışla Yİ-ÜFE artışına bakınca dikkat çeken bir bağ göze çarpıyor. Geçen yıl kasıma kadar fiyatların çok üstünde seyreden kur, sonrasında Merkez Bankası operasyonu ve faiz artışıyla geriledi ama fiyatların bünyesine giren zehir etkisini hissettirmeyi sürdürdü ve fiyatlar artış eğilimini korudu.

Kurdaki düşüşle birlikte fiyat artışı da artık bünyedeki “kur maliyeti zehrini” atmaya yaklaşmıştı ki biz ne yapıp edip kuru yeniden tırmandırdık, bu başarıyı gösterdik!

Sonuç; sepet kur ile Yİ-ÜFE şubattan bu yana aşık çiftler gibi sarmaş dolaş yol almaya devam ediyor.

Bebek büyüyecek!

Bu çiftimizin bebeği konumundaki tüketici fiyatları endeksi pek küçük! Hesaplamaya konu olan 17 ayda sepet kur yaklaşık yüzde 49, Yİ-ÜFE yüzde 47 artarken, TÜFE’deki artış yüzde 22’de kaldı.

Bebek büyüyecek, yüzde 22’lik oran yukarı gidecek.

Yine vurgulayalım; TÜFE artışı yakın zamanda tabii ki Yİ-ÜFE oranına erişmeyecek ama makas daralacak.

Hem zaten mayıstaki TÜFE artışının kapanmanın etkisiyle gerçek anlamda fiyat oluşmaması yüzünden görece düşük geldiği de ortada. Kaldı ki TÜİK’in yanlışlıkla açıkladığı ay sonu-ay ortası farkı, hazirana yarım puanınüstünde bir zam stokuyla girildiğini gösteriyor. Dolayısıyla bu ay bizi haziran ayları ortalamasının üstünde bir TÜFE artışı bekliyor gibi...

Bu konuya, çok daha güncel ve önemli bir gelişme yaşanmadığı takdirde yarın devam edeceğiz.

Tüm yazılarını göster