Zafer ÖZCİVAN
Merkez Bankası’ndan KKM için flaş karar geldi. Resmî Gazete ’de yayınlanan tebliğ ile yabancı para mevduattan KKM'ye dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre ilave/indirimli menkul kıymet tesis uygulamasına son verildi.
TCMB'nin Menkul kıymet tesisi hakkında tebliğde değişiklik yapılmasına dair tebliği, zorunlu karşılıklar hakkında tebliğ'de değişiklik yapılmasına dair tebliği, Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi hakkında tebliğ'de değişiklik yapılmasına dair tebliği ve altın hesaplarından Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi hakkında tebliğ'de değişiklik yapılmasına dair tebliği Resmî Gazete ‘de yayımlandı.
Buna göre, sadeleşme süreci kapsamında yabancı para mevduattan KKM'ye dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre ilave/indirimli menkul kıymet tesis uygulamasına son verildi.
Yapılan düzenlemelerle TL mevduatlar artarken, kur korumalı hesaplardan TL mevduata geçiş sağlanarak KKM'nin azaltılması gözetiliyor. Böylece TL vadeli mevduat hesapları desteklenerek makro finansal istikrarın güçlendirilmesine katkı sağlanması amaçlanıyor.
Bu kapsamda, Merkez Bankası'nca kur koruma desteği sağlanan hesaplardan TL hesaplara geçiş ve belli oranda kur korumalı hesapların yenilenmesinin hedeflenmesine, kur koruması bulunmayan TL payı seviyesinde artış hedefine geçildi.
Yukarıdaki bilgilere göre kur korumalı mevduatın vadesi gelen hesapların TL ye geçmesi hedeflenmektedir. Ancak bunun söylemi kolay olmasına rağmen uygulamada birtakım sorunlar çıkabileceği endişesi hakimdir. Bir tasarruf sahibi düşünelim. Kendisini önce enflasyondan korumak sonra da birikimlerine en yüksek getiriyi sağlayacak finansal enstrümanları kullanacaktır. Tasarruf sahibinin kur korumalı mevduattan TL ye dönüşmesi kendisine sağlanacak getiriye bağlıdır. Bu bağlamda olaya baktığımızda mevduat faizlerinin yükseltilmesi zorunlu duruma gelebilir. Aksi taktirde tasarruf sahibi dövize yönelecektir ve arz talep kanununa göre döviz kurları yükselişe geçecektir. Döviz kurlarının yükselmesi de enflasyon olarak karşımıza çıkacaktır. Çünkü maalesef ülkemizde enflasyon ve döviz kurları paralel yürümektedir. Yani ister yerli olsun ister ithal her ürünün fiyatı kurlar baz alınarak değerlendirilmektedir.
Hazine ve maliye bakanımız Sn. Mehmet Şimşek tarafından yapılan açıklamada dalgalı kur sistemi vurgulamasının devam edeceği vurgulanmıştı. T.C. Markez Bankasının aldığı bu karar ise yapılan açıklama gereği olduğu anlaşılıyor. Döviz kurları, şimdiye kadar bazı dönemlerde baskılanarak kontrol altına alınmaya çalışılmaktaydı ve başarılı da olduğu söylenebilir. Bundan böyle dalgalı kur sisteminin uygulamaya devam edilmesi, döviz kurlarının serbest bırakılacağı, gerçek değerinde seyredeceği anlamı çıkacaktır. Yani kurlar kendi haline bırakılacağı için ve kur korumalı mevduat sahiplerinin dövize yönelmesi nedeniyle kurlar yükselebilir.
Kur korumalı mevduat, döviz kurlarının astronomik şekilde yükselmesini önlemek amacıyla 21 Eylül 2021 tarihinde yürürlüğe konmuştu. Bugüne kadar yaklaşık 120 milyar dolara ulaşan kur korumalı mevduatın sonuna gelinmesi, hazineye getirdiği yük açısından doğru bir karardır. Ancak sistemden vazgeçilmesi ağır bedel ödenmek zorunda bırakabilir. Yeni ekonomi yönetimini rasyonel politikalara geçiş dönemi uygulaması gereği düşük faiz politikasından vazgeçilerek politika faizleri yeterli olmasa da yükseliş eğilimine girdi ve önümüzdeki süreçte de politika faizlerinin yükseleceği belirtilmişti. T.C. Merkez bankasının aldığı son karar nedeniyle de politika faizlerini yükseleceği kaçınılmaz olacaktır.
Kur korumalı mevduattan TL ye dönmek istemeyen yatırımcılar, sadece dövize değil, borsaya, altına, konuta yönelenler olacaktır.
Yapılan düzenlemelerle TL mevduatlar artarken, kur korumalı hesaplardan TL mevduata geçiş sağlanarak KKM'nin azaltılması gözetiliyor. Böylece TL vadeli mevduat hesapları desteklenerek makro finansal istikrarın güçlendirilmesine katkı sağlanması amaçlanıyor.
Bu kapsamda, Merkez Bankası'nca kur koruma desteği sağlanan hesaplardan TL hesaplara geçiş ve belli oranda kur korumalı hesapların yenilenmesinin hedeflenmesine, kur koruması bulunmayan TL payı seviyesinde artış hedefine geçildi.
Uygulamaya konulduğu tarihten itibaren hazineye getireceği yük açısından sürekli eleştirilen kur korumalı mevduatın giderek azaltılması ve sona ermesi beklenebilir.
Düşük faiz politikasının bir sonucu olan KKM, uygulamasının yanlış veya gereksiz olduğu anlaşılıyor. Yani düşük faiz politikasının yanlış olduğu üç yıl sonra anlaşıldı ve geri dönülüyor.