Kur dengesinin olduğu yerde kalmaması riski

Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU

Bugün okuduğunuz yazıda belki kullanırım diye Salı günü birkaç veriye ilişkin değeri bir tarafa not almıştım. Mehmet Şimşek’in  “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönmesi dışında bir seçeneği kalmamıştır” vecizesinden sonra, rasyonel (akla uygun) olmayan ekonomi politikasının uygulamaya sokulduğu dönemin başlangıcı ile bugünü karşılaştırmak içindi o notlar. Döviz kuru (dolar kuru) karşılaştırması için ‘bugün’ün karşısında 21.5 değeri yer alıyordu. Bu satırları yazdığım saatlerde (7 Haziran, saat 13.11) dolar kuru 23.16 düzeyinde. Burası da böyle bir ülke işte. Öyle dönemler oluyor ki döviz kuru için sadece hangi güne ait olduğunu belirtmek yetmiyor; bir de saat ve hatta dakika vermek gerekiyor. Allah, saniye belirtmek zorunluğuna düşürmesin bizleri. Amin.

Döviz kurundaki hareket karşısında (en azından Salı akşamına kadar) söylenenlerden biri de ‘kurun dengeye doğru gitmekte’ olduğuydu. Evet, sonuçta inanılmaz işler yapılarak, bu işleri yaparken çok sayıda göz ve kaş çıkararak (bilanço tahrip ederek diye okuyun lütfen) seçim öncesinde baskı altına alınan bir döviz kuru vardı. Seçim bitince, o baskıya gerek kalmadı. Baskı kalkınca da dolar dik bir yokuşu tırmanmaya başladı. Dolayısıyla, bundan sonra ‘akla uygun’ bir ekonomi programı uygulanacaksa, o program henüz açıklanmadan döviz kurunda ‘olması gereken’ her neyse onun olması yararlı sayılabilir. Program açıklandıktan sonra bu tür keskin hareketler yeni programın itibarını kökten sarsabilir çünkü.

Ama lütfen dikkat: ‘Yangının kontrolden çıkması’ olasılığı da var. ‘Denge kuru’ çok muğlak bir kavram. Mevcut koşullarda hiç olmazsa makul bir istikrar programı uygulanmaya başlansa ve yarıda kesilmeyeceğine inanılsa farklı, programın yarıda kesilebileceğine ilişkin bir kanı varsa daha başka, uygulanacak program makul değil de az biraz makulse yine çok farklı bir dengeden söz edilebilir. Kaldı ki ikinci ve üçüncü durumlarda ortaya çıkacak ‘denge’ bayağı oynak ve sürekli yukarıya doğru yönlenen bir denge de olabilir.

Dolayısıyla, yeni ekonomi programının bir an önce açıklanması gerekiyor. Yetmez; o programın akla uygun olması gerekir. Yetmez; uygulayacak kadro önemli. Önceki programın akla uygun olmadığı ima edildiğine göre, o programı tasarlayan ve uygulayan hem de onlarca kaş ve göz yararak (bilanço tahrip ederek) uygulayan kadronun da değiştirilmesi gerekir. Yetmez; o programın kesintisiz uygulanacağına ilişkin güvenin sağlanması zorunluluğu var. İşin en zor kısmı da bu. Hadi makul bir istikrar programı tasarladınız –ki bütçe koşulları ve yapılması zorunlu deprem harcamaları dikkate alındığında o kadar kolay bir iş değil, hadi kadro da değişti; peki Elvan-Ağbal sendromunu nasıl tedavi edeceksiniz? İletişim uzmanlarına bayağı bir iş düşüyor bu açıdan. Yoksa “döviz kurunda o sözünü ettiğiniz denge düzeyi neydi?” iğnelemesi ile yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz.

  

Tüm yazılarını göster