Kur artışında ‘izin yöntemi’ değişti

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Seçimlere kadar epey mücadele sergilenerek aylarca yatay denilebilecek şekilde götürülen kurlarda yeni ekonomi yönetiminin işbaşı yapmasıyla birlikte bir artış başladığını biliyoruz. Kurlarda eski ekonomi yönetimi göreve devam etmiş olsaydı da artış kaçınılmazdı; çünkü yay öylesine gerilmişti ki 2022’nin ağustosundan beri neredeyse yatay tutulan kurların gevşemesinden başka çare kalmamıştı. 

Ama yeni yönetim artışta sanki farklı bir artış eğilimini tercih etti. 

Döviz kurları seçimden sonra adeta merdiven çıkar gibi artmaya başladı. 1 Haziran’dan 24 Ağustos’a kadar olan yaklaşık üç ay böyle geçti. Kur arttı, sonra bir süre yatay gitti; ardından bir artış daha, sonra yine yatay bir seyir... 

Bu şekilde 24 Ağustos’a kadar gelindi. Söz konusu tarihte iki gelişme birden yaşandı. Merkez Bankası’nın politika faizi 24 Ağustos’ta beklenmeyen şekilde 7.5 puan artırılarak yüzde 17.5’ten yüzde 25’e çıkarıldı. O gün ve ertesinde dövizde hızlı bir iniş yaşandı. Önce sanıldı ki döviz kurları politika faizi tahminlerin ötesinde bir artışa konu olduğu için geriliyor. Kurlardaki gerilemede bu sürpriz faiz artışı da etkiliydi tabii ki ama asıl etkenin aynı gün Merkez Bankası’nın piyasaya yüklü miktarda döviz satması olduğu daha sonra anlaşıldı. 

Yöntem de o tarihte değişti 

Türkiye’de döviz kurunun Merkez Bankası kontrolünde oluştuğunu bilmeyen tabii ki yok. Merkez Bankası uygun gördüğü ve gücü yettiği ölçüde kuru tutuyor. 

Haziran ayı başından 24 Ağustos’a kadar olan yaklaşık üç ayda merdiven yöntemi izlenmişti. 25 Ağustos’tan itibaren ise hafif eğimli ya da başka bir ifadeyle “tatlı bir yokuş” kıvamında bir artışa izin verilmeye başlandı. 

Doğrusu bu eğilimi sağlayabilmek için Merkez Bankası’nda epeyce çaba gösteriliyor olmalı! 

Grafik nereye işaret ediyor? 

Normal koşullarda, üstüne basa basa bir kez daha belirtiyorum, normal koşullarda, 25 Ağustos’tan bu yana geçen iki aydaki eğilim, grafikteki çizginin yıl sonunda hangi noktada oluşabileceğini somut olarak ortaya koyuyor. 

Ancak bu bir dolar tahmini değil, onu da belirteyim. Türkiye’de dolar tahmini yapılamaz. Bugün yapacağınız bir tahmin, her şeyi bir yana bırakın, politika faizi yarın örneğin çok artırılır ya da düşürülürse tümüyle bir anda çöpe gider. Ekonomik kararlar, en başta da faiz kararı siyasi kaygılarla alındığı için de bir kur tahmini yapmak mümkün değildir. 

Benim grafikteki gidişatın işaret ettiği nokta dediğim, hem eğilime, hem de daha çok orta vadeli programda yer alan tahmine dayanmaktadır. 

Grafikteki eğilim, yılın 29.70 dolayında kapatılacağına işaret etmektedir. Zaten OVP açıklandığında da tahminler bu doğrultuda yoğunlaşmış, yılın 29.50-30.00 arasında kapatılmasının beklendiği bu köşede de ifade edilmişti. (Ekonomi 7 Eylül 2023) 

Ama bir kez daha altını çizeyim; yurt içinde başta faiz konusunda olmak üzere çok farklı bir adım atılır, yurt dışında Orta Doğu’da işler daha da karmaşık hale gelir, bu düzeyin çok çok üstüne çıkılır. O kaydı hep düşmekte yarar var. 

Gerçekleşme, tahminden düşük olacak gibi 

Orta vadeli programda bu yılın ortalama dolar kuru 23.88 olarak tahmin ediliyor. Ekimi de bitti sayarsak ilk on ayın ortalaması 22.58 oldu. 

Yıllık ortalamanın 23.88 düzeyinde oluşması, son iki aydaki ortalamanın 30.38 olması demek. Ancak buna izin verilmez, normal eğilim de zaten buna işaret etmiyor. 

Son iki aydaki ortalamanın, gidişata göre 28.90, en fazla 29 olabileceğini, böylece yıllık ortalamanın 23.63 dolayında kalacağını, yılın da 29.70 düzeyinde kapatılacağını tahmin edebiliriz.

Tüm yazılarını göster