Küp delikse enflasyon düşmez

Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI

Yüksek enflasyona yakalanmış ülkelerin çoğunda ortak bir sorun var. Bütçe açığı. Bu noktadan bakarsanız devlet enflasyonun yaratıcısıdır. Eğer bütçe açığına bir de cari açık eşlik ediyorsa ülke enflasyonun yanında kur baskısı altına da girer. Bundan dolayı eğer gerçekten enflasyon ile mücadele etmek isteniyorsa bütçe açığı en aza indirgenmeli hatta gücü tümü ile kapatmalı. 

Bütçe açığı üç yol ile kapatılır. Harcamaları kısmak, vergi gelirlerini artırmak ve de borçlanmak. Sonuncu yöntem enflasyona davet çıkartmaktan başka bir şey değil. 21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlarken yüksek enflasyon ile yaşayan ülke sayısı gittikçe azaldı. Gelişmiş ülkeler yüzde 5’lik enflasyonu bile yüksek bulduklarından son iki yıldır uyguladıkları sıkı para politikası ile enflasyonu oranını yüzde 3’ün altına çektiler. Ağustos 2024 ayı itibari ile yıllık enflasyon oranı ABD’de yüzde 2,5, İngiltere’de 2,2, Japonya’da 3, Euro Bölgesinde yüzde 1,8’e kadar geriledi.

Bu ülkelerin birçoğunda borçlanma oranı yüksek olmasına rağmen borç sorunu da yaşamıyorlar. Çünkü maliye politikasında etkinliği korudular. Borçlanma oranı daha düşük olan bazı gelişmekte olan ülkelerde ise hem yüksek enflasyon oranı var hem de borç ödeme sorunu var. 

Enflasyon oranının yüksek olduğu ülkelerin başında Arjantin, Venezüella ve Türkiye gelmekte.  Arjantin’de enflasyon oranı yüzde 237, borçlanma oranı ise (Toplam borç/GSYH) yüzde 100,7, Venezüella’da enflasyon oranı yüzde 25,5 (eylül), borçlanma oranı yüzde 148,2. Türkiye bu ülkelere göre borçlanma oranı düşük olmasına karşın borçlanma hızı yüksek. Nitekim 2023’de TCMB net döviz rezervi negatif olmuştu. 

Türkiye’nin borç tablosunun bozulmasında en etken olgu bütçenin ilkesiz yönetilmesi kaynaklı. Özellikle Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra borçlanma hızla arttı. Yer darlığından tüm yıllara ait bir tablo veremeyeceğiz ama kritik tarihlerdeki borç rakamlarını vererek analizimize devam edelim. 

2002 yılı toplam kamu borcu (TKB) 258,9 milyar dolar AKP iktidara geldi.

2007 yılı TKB   335,1 milyar TL AKP’li Gül Cumhurbaşkanı oldu.

2010 yılı TKB 461,3 milyar TL Anayasa değişikliği.

2014 yılı TKB 580 milyar TL Erdoğan Cumhurbaşkanı.

2018 yılı TKB   1.123 milyar TL Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş.

2023 Haziran TKB 6.344 Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı ve Şimşek Bakan oluyor

2024 Ağustos TKB 8.338 milyar TL son durum.

Şimdi bu rakamları analiz edelim. Borç stok bir değişkendir. Tıpkı barajdaki su gibi. Buna 1923’den 20022’ye kadar 79 yılda 258,9 milyar TL borç yapıldı, AKP hükümeti ise 22 yılda 8.079,1 milyar (Sekiz trilyon 79 milyar bir milyon TL) yapıldı, üstelik bu arada geçmiş hükümetler ülkenin varlık sepetine attıkları 70 milyar dolarlık fabrika, banka, arsa, liman vb. satııldı.

Bu kadar büyük borçlanmaya rağmen ülkenin varlıkları artmadı tam aksine borç ödeme krizine girildi.

Türkiye ekonomisi iyi kötü sürekli olarak büyümesine rağmen kamu borcu neden bu kadar arttı? Bütçede para olmadığı için emekliyi adeta ölüme yatmayı layık gören bir hükümetin borç stoku neden bu kadar artıyor?

Gelin bunun yanıtını Yunan Mitolojisinden verelim: Danaos ve Aigyptos sürekli kavga eden ikizlermiş. Kardeşlerde Danaos’un elli kızı, Aigyptos’un elli oğlu olur.  Danaos kardeşinin ısrarı üzerine istemeyerek de olsa kızlarını verir. Ancak kızlarına tembih eder, yanınıza hançer alın ilk gece tüm oğlanları öldürün. Elli kızdan biri dışında tümü kocalarını öldürür. Tanrı Zeus bu kızlara bir mağarada küplere su doldurma cezası verir. Ancak küpler hiçbir zaman dolmaz. Çünkü altları deliktir. 

Türkiye bütçesi de Danaos’un kızlarının küpleri gibi devlet ne kadar çok vergi toplasa da emekliye ne kadar az maaş verse de küpler delik, sayın Şimşek’in gücü de bu delikleri kapatmaya yetmiyor. Bundan dolayı Türkiye’de enflasyon oranı zor düşer, borçlar da kolay kolay bitmez.

Okuma Önerisi: Haydar Kazgan, Galata Bankerleri. 

Tüm yazılarını göster