“Kümesteki kazdan en az gürültüyle en fazla tüyü” yolmak mı? Yoksa…

Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Bundan 400 yıl önce Fransa’da 14. Louis’nin Maliye Bakanlığı’nı yapan Jean-Baptiste Colbert “Vergi sanatı, kazdan en az gürültüyle en fazla tüyü yolmaktır” demiş. Biraz kaba ve hatta aşağılayıcı olsa da bu tanım daha sonra çok tuttu, literatüre yerleşti. O kadar tuttu ki; yıllar sonra vergisini zamanında ödeyen mükelleflere “kümesteki kaz” denildi. 

Güneş kral lakaplı Louis’nin döneminde 22 yıl boyunca bakanlık yapan Colbert, bu bakış açısıyla vergi adaletini sağlamadı ama o dönemde yaptıkları nedeniyle Louis’in kasasını doldurdu; kralın güvenini, kazandı ve Fransa’da “Büyük Colbert” diye anılmaya başlandı.

Oysa etkin ve güçlü bir maliye politikasının temel amacı, hükümet harcamaları ve vergilendirmeyi kullanarak güçlü ve sürdürülebilir bir büyümeyi teşvik etmek ve yoksulluğu azaltmaktır. Bu nedenle maliye politikası, “Büyük Colbert”in dediği gibi kazları en az gürültüyle yolmayı değil; kümesteki kaz sayısını artırmayı ve kazların tüylerini “en adil” şekilde yolmayı hedeflemelidir. 

Önceki gün TBMM’ye sunulan vergi paketi haziran ayında tartışılmaya başlandığında eski bir üst düzey bürokrat dostum “Piyasa oyucuları, tartışılmakta olan vergi kanunu taslağına çok kısa vadeli bakıyorlar. Taslak yasalaşırsa, bütçeye ne kadar düzeltme gelir onu hesaplamaya çalışıyorlar. Oysa taslağın bazı maddeleri hayata geçirilirse, Türkiye’nin önü açılabilir” demişti. O zaman taslak henüz TBMM’ye gelmediği için Türkiye’nin önünü açacak nitelikte düzenlemeler olup olmadığı bilinmiyordu. Ancak tasarı ortaya çıktı. Beklenen bazı düzenlemeler kanun teklifinde yer almasa da paket kısmen budanmış da olsa mevcut haliyle kapsamlı ve olumlu yönde bir gelişmedir.

Cezaların etkinliğinin artırılması, yap-işlet-devret ve kamu-özel iş birliği ile yürütülen projelerdeki kurumlar vergisi oranının yükseltilerek eşitliğin sağlanması, dolayısıyla vergi adaletinin iyileştirilmesi yönünde adım atılması, yatırım fon ve ortaklıklarına tanınan kurumlar vergisi istisnasının, fon ve ortaklıkların gayrimenkul kazançlarının en az yarısının kâr olarak dağıtılması koşuluna bağlanması, vergi aslının uzlaşma kapsamından çıkartılması, kurumlar vergisi mükelleflerine getirilen asgari kurumlar vergisi düzenlemesi, ticari meslek kazanç sahiplerinin hasılatlarına yönelik yapılacak tespitlerle bunların matrahlarının tespiti konusunda ek bir vergi güvenlik önlemi getirilmesi olumlu düzenlemelerdir. Aynı şekilde serbest bölge kazanç istisnasının yurt dışına satışlardan elde edilen kazançlarla sınırlandırılması da bu yönde atılan adımlardan biridir. 

Bu değişikliklerden sonra belki “kazdan daha fazla tüy yolarken” çok fazla gürültü çıkacaktır ama bu değişiklikler aynı zamanda “kazların tüylerinin daha adil” bir şekilde yolunmasını sağlayabilir.

Kayıt dışı ekonomiye yönelik vergi cezalarının artırılması geçmişteki vergi afları ile bozulan disiplini sağlayıp caydırıcılığı arttırabilir. İstisna ve muafiyetlerin gözden geçirilerek bazı düzenlemelerin yapılması sistemde adaleti sağlamaya, dolaysız vergilerin toplamdaki payının artmasına katkıda bulunabilir.

Türkiye ekonomisindeki borç verilebilir kaynakların önemli bir kısmını kamu talep ediyor. Önceki gün açıklanan bütçe rakamlarından da görüldüğü gibi Türkiye harcamalarını karşılayacak kadar vergi toplayamıyor. Yılın ilk altı ayında 4,6 trilyon lira harcamışız ama ancak 3,8 trilyon toplayabilmişiz. Aradaki farkı kapatabilmek için Hazine içeriden ve dışarıdan borçlanmak zorunda kalıyor. Yani piyasadaki paranın önemli bir bölümünü hazine bütçe finansmanı amacıyla çekiyor. Oysa bütçe açık vermese, Hazine borçlanmak durumunda kalmasa ve bu para piyasada kalsa hem faizler düşecek hem de istihdam ve büyüme yaratacak daha verimli yatırım alanlarına gidecekti. Bu durumu tersine çevirmenin yolu kamu harcamalarını disipline etmek ve vergi sistemini iyileştirerek daha geniş bir kesimden daha adil vergi toplamaktır. 

Bu nedenle TBMM’ye bu hafta sevk edilen kanun teklifi önemlidir; umarım gazeteci arkadaşım Ali Ağaoğlu’nun deyişiyle teklif balık olarak geldiği meclisten kılçık olarak çıkmaz. 

Tüm yazılarını göster