Kulüpler finansal krizden çıkamıyor!

Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR

Futbol kulüplerinin 31/5/2021 itibariyle finansal tabloları kısa bir süre önce açıklandı. Açıklanan finansal tablolar, futbol kulüplerimiz cephesinde bir değişme olmadığını bize söylüyor. Maalesef finansal sorunlar kulüplerimiz için kronikleşmiş bir sorun haline gelmiş durumda. Bugünkü eko-finansal sistem kulüplerin bu batklıktan çıkmasına çok izin vermiyor. Bir yandan geçmişten gelen kötü yönetim kaynaklı sorunlar, diğer taraftan ülke ekonomisinin içinde yaşadığı makro ekonomik olumsuzluklar ve pandemik sıkıntılar, kulüplerimizi iyice köşeye sıkıştırmış vaziyette. Ve en kötüsü de kaybolmuş finansal dengelerini tekrar dengeye getirebilecek, sağlıklı ve sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olmalarını sağlayacak bir ümit ışığının bulunmayışı.

Biz dört büyük kulüp özelinde Türk futbolunun içinde bulunduğu duruma bir bakalım.

Borçlar Gelirlerin Altı Katına Çıkmış Durumda!

Dört kulübün 31/05/2020/-31/05/2021 dönemine ilişkin özet verilerine ilişkin analizimize geçersek, aşağıdaki olumsuzluk ve yetersizliklerle karşılaşıyoruz.

Aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere, dört kulübün toplam gelirleri 2.190 milyon TL’ye ulaşırken, toplam borçları 5,5 katı bir büyüklüğe, yani 12 milyar 64 milyon TL’ye ulaşmış durumda. Kulüp başına ortalama tutarlara bakıldığında ise; kulüp başına ortalama gelir 548 milyon TL olarak gerçekleşirken, kulüp başına ortalama borç ise 3 milyar 16 milyon TL olmuş.

1 milyar 265 milyon TL net dönem zararı yapan kulüplerin, birikimli zararları ise 5 milyar 111 milyon TL’ye yükselmiş görünüyor. Bir diğer ifadeyle, kulüplerin birikmiş zararları, gelirlerinin 2,3 katına ulaşıyor. Kulüp başına ortalama birikimli zarar ise 1 milyar 278 milyon TL seviyesinde.

Gelir yaratmakta zorlanan kulüpler giderlerini karşılayabilmek ve finansal yükümlülükleri yerine getirebilmek için yoğun kredi kullanımına yönelmişler. Gelir ve giderler arasındaki aleyhteki fark, kulüpleri yeni kaynak arayışına itiyor. Bu da genellikle bankacılık kesiminden sağlanan kredilerle gerçekleştiriliyor. Ne var ki, burada da deniz bitt. Zira, kulüp borçları ikinci kez yapılandırılmış durumda.

Tablo:1 DÖRT KULÜBÜN GENEL FİNANSAL VERİLERİ

Kulüplerin artan zararları, onların özkaynaklarının da erimesine neden oluyor. Nitekim, dört kulübün toplam özkaynak açıkları 4 milyar 61 milyon TL’ye ulaşmış görünüyor. Kulüp başına 1 milyar 15 milyon TL özkaynak açığı veren kulüplerin, bu açıklarını nasıl kapatabilecekleri ise bir muamma!

Ençok borca ve zarara sahip kulüp Beşiktaş!

Tablo 1’e göre kulüp bazında kısa bir değerlendirme yaparsak; 

  • 689 milyon TL’lik yıllık geliriyle en yüksek gelire sahip kulüp olarak Fenerbahçe’yi görürken, Galatasaray 619 milyon TL’lik gelirle ikinci, beşiktaş 534 milyon TL ile üçüncü ve Trabzonspor da 348 milyon TL’lik gelirle dördüncü sırada yer alıyor. Kulüp başına ortalama gelir ise 548 milyon TL olarak gerçekleşti.
  • En yüksek borca sahip olarak Beşiktaş’ı görüyoruz. Beşiktaş’ın toplam borcu 3.9 milar TL civarında. İkinci en borçlu kulüp 3.4 milyar TL’lik borçla Fenerbahçe olurken, Galatasaray’ın toplam borcu 3 milyar TL dolayında. Trabzonspor ise 1.7 milyar TL’lik borçla dördüncü sırada.
  • Galatasaray 435 milyon TL ile en fazla dönem zararı yaparken, Beşiktaş’ın net dönem zararı 399 milyon TL olarak gerçekleşti. Birikimli zararlarda ise Kartal 1.537 milyon TL ile birinci sırada. İkinci sırada 1.4 milyar TL’lik birikimli zararla Fenerbahçe yer alırken, Galatasaray 1.3 milyar TL’lik birikimli zararla üçüncü sırada yer alıyor.
  • 3 milyar 868 milyon TL ile en yüksek borca sahip kulüp Beşiktaş olurken, onu 3 milyar 439 milyon TL ile Fenerbahçe izliyor. Galatasaray’ın borcu 3 milyar 28 milyon TL’na ulaşıyor.
  • En yüksek banka kredisine sahip kulüp ise 2 milyar 938 milyon TL’lik borçla Beşiktaş. İkinci sırada 2.5 milyar TL’na yaklaşan kredi borcu ile Fenerbahçe’yi, üçüncü sırada 3 milyar TL civarında kredi borcuyla Galatasaray’ı ve son sırada da 1 milyar TL’lık kredi borcuyla Trabzonspor’u görüyoruz.

Özetle;

  • Dört kulübün konsolide gelirleri toplamı 2.1 milyar TL olarak gerçekleşirken, Yıllık zararları toplamı 1.265 milyon TL’ye ulaşmıştır. Yani gelirlerinin % 61’ini kaybetmişler.
  • Yıllar itibariyle biriken kümule zarar toplamı ise 5.1 milyar TL’ye yükselirken, Birikimli zarar toplamı gelirlerinin 2.5 katına yaklaşmıştır.
  • Toplam borçları 12 milyar TL seviyesinde olup toplam yıllık gelirlerinin 5,8 katına ulaşmıştır.
  • Toplam borçlar içinde banka kredilerinin payı 8,6 milyar TL ile %72’ye ulaşmıştır. Bu kredilere karşın yapılan yıllık finansman gideri ise 650 milyon TL olmuştur. Yani gelirin neredeyse üçte birine yaklaşmıştır.
  • Artan zararlar sonucu özkaynak açıklarıysa, 4.1 Milyar TL’na yükselmiştir. Yani özkaynakları negatife dönmüştür.
  • Ödenmiş sermayeleri toplamı 1.380 milyon TL olan 4 kulübün birikimli zararlarının 5.1 milyar TL olduğu dikkate alındığında, ortada herhangi bir sermaye ve özkaynak kalmadığı anlaşılıyor.

Bu mali yapı sürdürülemez

Bu verilere göre dört kulübün finansal dengeleri kaybolmuş durumda. Mali dengesini yitiren bu yapıların sürdürülebilirliği kalmamıştır.

Sağlığını ve dengesini yitirmiş bu finansal yapılar, zaman içinde kulüplerin sportif anlamda rekabetçi yeteneklerini de daraltıcı bir etkiye sahiptir.

Dört kulübün sahip oldukları finansal veriler, bu kulüplerin mevcut koşullar içinde, benzer politikalarla içinde bulundukları mali olumsuzluklardan kurtulamayacaklarını bize gösteriyor.

Kulüplerin genel finansal rasyolarını gösteren Tablo 2’yi özetleyecek olursak;

Tablo:2

KULÜPLERİN GENEL FİNANSAL RASYOLARI

 

  • Konsolide borçları, konsolide gelirleri toplamını aşmıştır. Buna göre, dört kulübün toplam borçları, toplam gelirlerinin 5,5 katına ulaşmıştır. Ya da bir başka ifadeyle, kulüpler hiç harcama yapmasalar bile, mevcut gelir yapısıyla borçlarını ancak 5.5 senede ödeyebileceklerdir.
  • Kulüplerin yıllar itibariyle artan zararları toplamı, gelirlerinin 2,3 katına ulaşmıştır.
  • Artan zararlar, kulüplerin özkaynaklarını eritmiş ve onları negatife döndürmüştür. Bu bağlamda kulüplerin özkaynak açıkları toplamı, mevcut gelirlerinin 1,8 katına ulaşmıştır.
  • Kulüpler artan finansman ihtiyaçlarını mali kesimden sağladıkları kredilerle karşılama yoluna gittiklerinden, kazandıkları her 100 TL’nin 35 TL’yibankalara faiz gideri olarak ödemişlerdir.Bu oran yapılandırma öncesi % 58 idi.  

Genel sonuç: Kulüpler teknik iflasta

Bildiğiniz üzere, Türk Ticaret Kanunu 376. maddesi uyarınca “şirket esas sermayesinin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde, genel kurul kararı ile; sermayenin tamamlanmasına veya kalan sermaye ile yetinilmesine karar verilmediği takdirde, şirket feshedilmiş sayılır.” Ayrıca yine aynı madde uyarınca, “öz sermayesi negatife dönen şirketler için, alacaklıların mahkemelerden şirketin iflasını talep etme hakkı” bulunmaktadır.

Bu kapsamda aynı zamanda kulüplerin bu olumsuz mali yapılarının devamının, ekonomik, finansal, sportif ve yönetsel alanlarda ne gibi olası sıkıntılara açıp açmayacağını iyi analiz etmemiz gerekiyor. Buna ilişkin değerlendirme yaparken, aşağıdaki konulara dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

  • Kulüpler zararlarını telafi edebilecek finansal güce ve yeterliğe sahip değiller.
  • Kulüplerin zararlarını telafi etmeye yönelik bir aksiyon planları bulunmuyor.
  • Mevcut borçların, var olan mali yapı ile ödenebilme yeteneği kaybolduğundan, borçların döndürülmesi her geçen gün daha da zorlaşıyor.
  • Cari finansal durumları bu kulüpleri finansal, ekonomik ve sportif refaha eriştirmeye yetmiyor.
  • Finansal yetersizlikler nedeniyle bu kulüpler özellikle UEFA organizasyonlarında rekabet güçlerini yitirmiş durumdalar, rekabette daha da geride kalacak gibi görünüyorlar.
  • Lokal rekabet üstünlüklerini devam ettirebilmek için daha çok kamu fonlarını kullanmak ve siyasetin desteğini daha da arkalarına almak istiyorlar.
  • Dört kulübün de özkaynak açıkları, kulüp sermayesini eritmiş ve ödenmiş sermayelerinin üçte ikisini kaybettikleri için teknik iflas konumundalar.
  • Önümüzdeki yıllarda yapılandırılan kredilerin geri ödemeleri de söz konusu olduğunda, mevcut finansal yük daha da ağırlaşacak ve kulüpleri temerrüte düşürebilecektir.

Finansal yeterliğe, sağlıklı ve sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olmayan futbol yapılanmasında, futbolun uluslararası rekabet gücü düşer. Bu düşüş kendisini kulüp futbolunda UEFA sıralamasında, milli takımlar futbolunda da FIFA sıralamasında gerileme olarak gösterir.

Bugünkü kulüp ve milli takım futbolundaki sportif performansımıza göre Türk futbolu UEFA’da 17. ve FIFA sıralamasında da 39 sıraya gerilemiş durumda. Yani, Türk futbolu bugün sportif performans olarak 2000 yılının gerisine düşmüş görünüyor. Sportif performansımızın 2000-2021arasındaki gelişimini Tablo 3’ten de görülebilirsiniz.

Türk futbolunun bir yandan gelirleri artarken, sportif performansının geriliyor olması, Türk futbol kaynaklarının iyi yönetilemediğini ve bu bağlamda bir üst yapı problemimizin bulunduğunu bize gösteriyor.

Modern futbolu bir sanat olarak gören ve ölünceye kadar bu sanatın gelişimine katkılar sağlayan efsane futbol insanı Johan Cruyff’a göre “Futbol vizyonunda performans: teknik + taktik + eğitim + finansın toplamından oluşur.”[1] Bu kapsamda günümüz futbolunda finansal refah seviyesini yükseltemeyen bir ligin sportif başarıya ulaşma şansı bulunmuyor.

Tablo:3

TÜRK FUTBOLUNUN 2000-2021 ARASI UEFA VE FIFA SIRALAMASI GELİŞİM TABLOSU

Süper Lig’in gelirleri artarken, UEFA organizasyonlarındaki başarısızlığı, Türk futbolunun temel sorunsallarından birisi olarak karşımızda duruyor. İşin daha da kötüsü, bu problem Türk futbolunda yapısal bir soruna dönüşmüş durumda. Bu sorun çözümlenmesi ise yapısal değişim ve dönüşümlere bağlı. Bu temel problem çözümlenmediği sürece Türk futbolunun içinde bulunduğu sorunlardan kurtulma şansı bulunmuyor.[2] 

Son yirmi yılda Süper Lig’in gelirleri yaklaşık beş kat artarak, 700 milyon Euro’ya ulaşmıştı. Ne var ki, ekonomik, finansal ve sportif yetersizliklerle boğuşmak durumunda olan Süper Lig’e son darbe pandemiden geldi. Pandeminin sorunu artırıcı etkisiyle, gelirleri yüzde kırk azalan Süper Lig’de var olan kriz daha da derinleşip ağırlaştı. 

Bugün Türk futbol yapılanması için tüm paydaşlarını da içine alacak şekilde ekonomik, finansal, yönetsel ve örgütsel olarak kökten yenilenmek ve yapılanmak kaçınılmaz bir zorunluluk.

Kaynaklar:

[1] Tuğrul Akşar, Finansal Futbol, Literatür yay., İstanbul 2020, sh.7

[2] “Türk Futbolu Düşüşte”, Tuğrul Akşar, http://futbolekonomi.com/index.php/haberler-makaleler/genel/122-tugrul-aksar/5340-2021-09-02-08-02-30.html

Tüm yazılarını göster