Küreselleşme ve bilişim teknolojilerindeki gelişmeler, dünyayı global bir köy haline getirmiştir. Toplumda ve özellikle de iş dünyasında, ülkeler arasındaki sınırların kalktığı, ekonomilerin birleştiği ve bunun sonucu olarak kültürlerin birbirlerine benzediği görüşü yaygındır. Diğer taraftan da bütün gelişmelere rağmen, kültürel farklılıkların hâlâ geçerli olduğu, hatta daha belirgin ve ayrıştırıcı hale geldiği de gözlemlenmektedir.
Günümüzde hangi ülkede olursa olsun, farklı kültürlerden insanlarla etkileşim halinde olmaktan kaçınmak mümkün değildir. Bu konuda üzerinde en çok durulması gereken konular, farklı kültürden gelen insanların bulundukları ülke veya bölgenin kültürüne adapte olabilmeleri ve farklı kültürlerden insanlarla başarılı bir etkileşim içinde olabilmeleridir. Zira bilindiği gibi, günümüzde birçok işletme çok kültürlüdür ve dünyanın onlarca yerinde faaliyet göstermektedirler. Örneğin, ürünler, bir ülkede tasarlanmakta, üretimi birçok ülkede gerçekleşmekte ve yüzlerce ülkede satışa sunulmaktadır. Böyle bir durum, farklı kültürlerden insanların bir araya gelerek verimli ve etkili işler yapmasını kaçınılmaz yapmaktadır. Bu nedenle işletmenin nerede faaliyet gösterdiğinden bağımsız olarak, tüm çalışanların etkili iletişim içinde olmaları, birbirlerini tamamlamaları ve aynı hedefleri içselleştirmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde, işletmenin uyum içinde, planlı ve verimli çalışması mümkün olmayabilir.
Ayrıca, şirket satın almaları, birleşmeler ve ortaklıklar, iş dünyasının ve işletmelerin yaşantısı ciddi bir şekilde etkilemektedir ve doğal olarak farklı kültürleri karşı karşıya getirmektedirler.
P.Christopher Earley (London Business School) ve Elaine Mosakowski (University of Colorado at Boulder), sınırların geçilmesinin rutin bir hale geldiği bir dünyada, kültürel becerilerin sadece bankacılar ya da kredi veren kurumlar için değil, aynı zamanda herkes için önemli bir yetenek ve beceri haline geldiğini vurgulamışlardır.
Kültürel farklılıklar, yapılan birçok araştırmada, küresel şirketler, farklı kültürlerden gelen insanlardan oluşmuş takımlar, küresel yöneticiler ve farklı kültürel ortamlarda çalışan kişiler için hala büyük bir engel olduğu tespit edilmiştir.
Kültürel Zekâ, İngilizcede Cultural Intelligence (CI) ya da individual’s Cultural Quotient (CQ) olarak ifade edilmektedir. Kültürel zekâ konusu, ilk defa P. C. Earley ve E. Mosakowski tarafından 2004 yılı kasım ayında Harvard Business Review’de yayınlanan makalelerinde ortaya atılmıştır.
Kültürel Zekâ, farklı kültürlerden olan kişilerin, aynı kültüründen olan insanlar gibi karşılıklı anlayış ve etkileşim olarak ifade edilmiştir.
Kültürel Zekâ, örneğin, bir Türk’ün bir Amerikalıyı onun bir arkadaşı gibi anlaması ve davranması şeklinde ifade edilebilir. İşletmeler açısından ise, kültürel zekâ, farklı kültüre sahip bireylerin, farklı kültürel ortamlarda etkin bir şekilde birlikte çalışabilme yeteneği olarak tanımlanabilir.
Peki, farklı kültürlerden gelen bireyler, geldikleri farklı kültürlere nasıl uyum sağlayabilir veya adapte olabilirler? Bu adaptasyonun kısa bir zamanda gerçekleşmesi beklenemez. P. C. Earley ve E. Mosakowski bu adaptasyonun beş aşamalı bir sürece ihtiyacı olduğunu ifade etmişlerdir:
1. Aşama – KENDİ KÜLTÜRÜNE BAĞLI KALMAK
Yabancı kültürlerle yeni karşılaşan bireyler, kendi kültürel norm ve kurallarına sıkıca bağlıdırlar. Bu aşamadaki bireyler kültürler arası farklılıkların ne olduğunu bilemezler.
2. Aşama – TANIMA
Bir süre sonra bireyler, farklı kültürleri tanıma ve daha fazla bilgi elde etmek için istek duyarlar. Bireylerin ilgileri artar, fakat kendi kültürleri ve yeni öğrenilmeye başlanan yabancı kültürler arasında kalabilirler ve değişim onlar için sıkıntılı bir süreç olabilir.
3. Aşama - UYUM
Bu aşamada, diğer kültürel norm ve kurallara uyum başlar. Yazılı olan ve olmayan normlar ve kurallar daha anlaşılabilir ve kabul edilebilir hale gelir. Bireylerde kültürel durumlara karşı uygun davranışlar gelişmeye başlar ve bireyler kültürel durumlar karşısında daha rahat hale gelirler.
4. Aşama - ETKİLEŞİM
Kültürel olarak farklı ortamlarda bireyler sosyalleşirler ve kendiliklerinden birçok davranış sergilerler. Bu alternatif davranışlar içerisinde çeşitli kültürel normlar özümsenir ve ortaya çıkarılır. Buna ek olarak, yabancı kültürün insanları bu bireyleri kültürel anlamda bilgili olarak kabul eder ve onlarla etkileşim ve iletişim kurarken kendilerini rahat hissederler.
5. Aşama - SAHİPLENME
Kültürel zekâ deneyimi ve eğitimi alan bireyler kültürel açıdan değişimleri bu kültüre sahip olanlardan bile önce hissetmeye başlamaktadırlar. Bu kişiler bilinçli bir durumla karşılaştığında davranışlarını otomatik olarak ayarlayabilmektedirler. Bireyler içgüdüsel olarak hangi davranışların gerekli olduğunu ve nasıl davranılması gerektiğini kültürlerarası farklı ortamlarda ortaya çıkarmaktadırlar.
Kaynakça
Earley, P. C., ve Mosakowski, E.(2004). Cultural ntelligence, Harvard Business Review.
Ang, S. Dyne, L. V., Koh, C., ve Chandrasekar, N. A. ( 2007). Cultural Intelligence: Its Measurement and Effects on Cultural Judgment and Decision Making, Cultural Adaptation, and Task Performance, Management and Organization Review.
Earley, P.C., ve Ang, S. (2003). Cultural intelligence: Individual interactions across cultures. PaloAlto: Stanford University Press.
Bugüne kadar yayınlanmış tüm "PAZAR... PAZAR" yazılarını okumak için:
http://blog.hakanokay.com/pazarpazar/