Ayakkabı Yan Sanayicileri ve İhracatçılar Derneği AYSAD’ın Gaziantep’te düzenlediği paneldeyiz. Ekonominin zorladığı sektörlerden biri de ayakkabıcılar… Ancak krize karşı gösterdikleri tepki, takdire şayan; “Krize pabuç bırakmayız.” Nasıl mı? Tam da bunları konuştukları paneli izledim, muhteşemdi.
AYSAD Başkanı Sait Salıcı, sorunları tanımladığında aslında tüm diğer sektörleri de ilgilendiren ortak dertler olduğunu anlıyorsunuz. Bütün mutluluklar aynı olabilir ama herkesin mutsuzluğu, farklı farklıdır. Salıcı, önceliği; sektörün ithalata bağımlılığına vermiş ve “yapısal çözüm geliştirmeli” diyor.
39 parçalı ayakkabı
Ayakkabı, gıda kadar olmasa da daima ihtiyaçlar listesinde var olacak bir ürün. 39 farklı parçadan oluşuyor ve sektörün üreticileri, yakın gelecekte yüzleşecekleri dertlerin farkında. Bu yüzden ortak akıl üretmeyi seçmişler. Başkan Salıcı; “Pansuman çözümlerle bir yere varılamayacağı” iddiasında…
Pansuman çözümler yerine uzun vadeli ve kalıcı önlemler almak zorunlu. “3T kuralına odaklanarak doğru tespit, teşhis ve tedavi ile sektörümüzü yeniden güçlendirebiliriz. Her fabrika bir kaledir ve bu kaleleri kaybetme riskiyle karşı karşıyayız.” Bu teşhis, gerileyen sanayi üretimi için çıkış önerisi gibi.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…
Ayakkabı yan sanayi neden önemli?
Çünkü bu alan, ülkemizin geliştirdiği üretim kaslarından biri… Gaziantep, 160 alanda üretim yapıyor ve 5 bini aşkın üretici firma burada… İlk 10 ayda 98 milyon $’lık ayakkabı üretilmiş. Ancak geçen yıla göre bu rakam %35 gerilemiş. Girdi maliyetleri ve nakliye, en büyük etken fakat pes etmek yok.
Bu sektörün yaşaması için neler yapılmalı?
Dünya markalarına fason üretim yapmak yerine kendi markalarını yaratacak düzeye gelen sektör aktörlerinin yaşadığı en temel sorun, finansmana erişim ve ihracatta kurdan kaynaklanan dertler. Aşılası şeyler fakat sektörün dünyada başat üretici olabilmesi için kamu desteği kaçınılmaz görünüyor.
not / 2025 yılında her alanda pabuç pahalı ama biz üstesinden geliriz
Ayakkabı Yan Sanayi aktörlerinden edindiğim izlenim; kök sorunlara doğru arayışın başladığıdır. Aynı duyguyu depremin zedelediği Kahramanmaraş ve Hatay’da da hissettim. Şartlara, olan bitene söylenmek yerine soruna dair gerçekçi tespitlerden yola çıkıp kapsayıcı çözümler üretmek gerekiyor.
Yapılması gerekenler aslıda sır değil. Benzer sıkıntıları yaşayanların eylemlerinden ilham almalı. Misal bu sektör halâ “yığın” görünümünde fakat kümelenmeye çok yakınlar. Zira zorluklar ister istemez çözüm arayışını tetikliyor. Misal mobilyada İnegöl “yığın” olmaktan çıkıp Kayseri gibi “küme” olmalı.
Teknoloji, ayakkabı yan sanayi için olmazsa olmaz bir zorunluluk. Zira üretimine, süreçlerine, pazarlama, finansman ve yönetim modellerine teknoloji sokmayan, yapay zekâyı benimsemeyen sektörlerin yakın gelecekte zorlanacağını biliyoruz. AYSAD üyeleri bunun derinlemesine fark etmiş.
Sektörün dünya büyüklüğü 150 milyar $ iken ve bu alanda küresel beceri sahibi olabilmiş iken, kalıcı çözüm geliştirmemek yazık olurdu. Mesela İK konusunda “yüksek ayakkabı mühendisliği” gibi yaratıcı çözümler, sektörün krizlere pabuç bırakmayacağına delildir. Yeter ki 2025’i az hasarla atlatabilsinler.
Netice; ülkemizde sanayi üretimindeki gerilemeyi ciddiye alan, sorunların kök sebebini irdeleyen ve bu amaçla “durum tespiti” aşamasını geride bırakıp “çözüm safhasına” gelmiş bir gayret söz konusu.