Kriz ve iş yeri yönetimleri: 2

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ

Her işyerinin "saklı potansiyelleri" vardır.

Kriz nedeniyle "Yarın ne olacak?" sorusuna abanırken, "Yarın ne yapmalıyım?" sorusunun yanıtlarını ihmal etmemeliyiz.

İş yeri yönetimleri krizin yarattığı zorlukları aşmak için 7 alanda dingin düşünerek "zihinsel netlik" yaratmalıdır:

1- Girdi alınan alanlarda fırsat ve tehditler: Daha önce başlıklar halinde anlatmaya çalıştığımız "kriz etkileri" tedarik zincirinde akışları aksatmıştır. Aksaklık ister istemez "girdi akışlarını" etkilemiştir. Etkilerin bazıları "aşılamaz fiziksel ve idari zorluklar" içerebilir, ama belki yarısına yakın bir bölümü "panik etkisiyle yaratılan aksaklık" olabilir.

İş yeri yönetimleri bu noktada "büyük veriyi" elbette dikkate almalıdır. Ama gün büyük veriyle uğraşma günü değildir. Sahada "küçük veriye" bakma zamanıdır. Girdi aldığımız kanalların sahada yüz yüze görüşmelerle incelenmesi gerekir. Bu görüşmelerde kısa dönemli çıkarlar yerine uzun soluklu ilişkiler karşılıklı paylaşılmalı "birbirimiz için yarında var olmalıyız" yaklaşımıyla yaşananlar sorgulanmalıdır.

2- Girdi verdiğimiz alanlardaki fırsat ve tehditler: Girdi verdiğimiz alanlarda da müşterilerimizi kriz penceresinden bakarak tanımaya çalışmalıyız. Ürünlerimizi satın alanların akışlarındaki aksamanın niteliğini, akışın "talep cephesindeki daralmadan mı, yoksa mal ve hizmet erişiminin aksamasından mı" kaynaklandığını birlikte sorgulamalıyız.

Müşteri cephesi de saha araştırmalarında elde edeceğimiz "mikro veriler" değerlendirilmeli. Bugün birbirimiz için var olmamızı, geleceğe taşıma konusu sorgulanmalı, iş örgütlenmesinde her zaman varlığını koruyan "boşluk yarattığımız alanlar" üzerine odaklanmalıyız.

3- Girdi sağlamada alternatif alanların analizi: Bildik ve alışık olduğumuz "girdi akışlarında" telafi edilemez tıkanmalar olabilir. Bilinen girdilerin sağlanmasında "alternatif" arayışını yoğunlaştırmalıyız. Bir adım daha ileri giderek "alışık olduğumuz girdilere alternatif ve erişebilir girdi arayışını" da ihmal etmemeliyiz.

"Doğa boşluk sevmez", her "normal koşulun" bir "krizi" vardır; krizler ise ister doğanın "ayıklaması" sonucu olsun isterse "insan aklının mücadelesiyle sonuçlansın" boşluklar mutlaka doldurulacaktır ve "yeni normal koşullarına" geçilecektir. Kriz koşulları kadar yeni normal koşullarını fırsatlarını da düşünerek daha sağlıklı bir gelecek inşa edebiliriz.

4- Ulaşabilirlik ve erişebilirlik analizi: Akışlardaki aksamanın altyapısını oluşturan ulaşabilirlik ve erişilebilirlik analizi de iş yeri yönetimlerinin gündeminde yer almalıdır. Mal ve hizmetin müşteriye ulaştırılması ve eriştirilmesinde "kriz tıkanmalarının alternatif yol ve yöntemleri" vardır; arandığı zaman bulunabilecektir. Ulaşabilirlik ve erişilebilirlik potansiyelleri daha önce değindiğimiz diğer alanlardan daha büyüktür.

5- Ölçeklerin gözden geçirilmesi: Dünya genelindeki "büyük verilerin" yarattığı "eğilimlerin fırsat ve tehlikelerini" izlemek önemli. Ama krizi aşmak için iş yerleri ölçeğinde "küçük verinin" önemi daha büyük. Kriz koşullarını dikkate alarak "geçici ölçeklendirme" çalışması yapılmalıdır. En değerli varlıklarınızı bir panik havası içinde yitirmek istemiyorsak, iş yeri yöneticileri olarak "geçici ölçeklendirme" orta ve uzun dönemde "kalıcı ölçeklendirme" çalışmaları yapmalıyız.

6- Odak değişikliği fırsatları: Krizde iş yeri yöneticilerinin üzerinde durmaları gereken bir alan da "odak değiştirme" olmalıdır. Bütün analizleriniz kriz dönemi ve kriz sonrası fırsatlar için "olumlu sinyal" vermiyorsa yapılacak en olumlu iş "odak değiştirme planı" yapmaktır.

7- En uygun koşullarda çekilme senaryosu: Kendi bilginiz ve işin uzmanlarıyla yaptığınız çoklu düşünce analizlerimiz işinizi uzun soluklu sürdürülebilirlikte olmadığını gösterebilir. O zaman, en akıllıca iş "geri çekilme planı" yaparak, varlıkların bir sıralamasını yapmak, elden çıkarma önceliklerini belirlemek, işin tasfiyesini panik ve büyük kayıplar yerine en az kayıpla sonuçlandırmak olmalıdır.

Tüm yazılarını göster