Kripto parada havalar bozuldu

Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI

Kripto paralar son bir aydır dünyada tartışılır hale geldi. Bu tartışmaların ana nedeni kripto paralardaki değer yitirmesi ve hacmi küçük az tanınır bazı paraların piyasadan çekilmesi (Türkiye bunları yaşadı, yaşamaya da devam edecek). Gazetemiz Dünya da konu üzerine geçen hafta güzel haberler yaptı.

Kripto para piyasası geçen kasım en yüksek piyasa değerine, 3 trilyon dolara erişti. Bu zirvenin ardından düşüş başladı ve yaklaşık olarak 1, 3 trilyon dolar değer yitirerek 1,7 trilyon dolara kadar geriledi. Kripto paradaki bu hızlı kayıp ekonomileri etkilemedi. Etkilemesi de zor çünkü büyüklüğü ABD GSYH’sinin ancak yüzde 2,5’i kadar.

Paul Krugman, bundan olsa gerek, geçen hafta New York Times gazetesindeki köşesinin başlığını “Kripto nasıl subprime (eşik altı) oldu?” koyarken, ortaya çıkan düşüşle ilgili de “Borsa, ekonomi değilse -ki öyle değildir- o zaman Bitcoin gibi kripto para birimleri de gerçekten ekonomi değildir” ifadesini kullandı. Krugman bu düşüncesinde haksız değil fakat şunu da unutmamız gerekiyor kripto paralar varlık piyasasında önemli bir yer edindi.   

Nitekim on üç yıllık geçmişi olan kripto paraya merak duyanlar, alıp satanlar hızla arttı. Paraların sayıları arttıkça (yaklaşık 11.000 kripto para var) sorunlar da daha net görülmeye başladı. Kripto para üretip ortadan kayıp olanlar oldu; acele davranıp kripto paraya geçen El Salvador’da halk alınan işlem ücretlerinden şikâyet etmeye başladı. 

Kripto paradan zarar görenler plazaların beyaz yakalı çalışanları, yöneticilerinden çok daha alt eğitimli, gelir düzeyi düşük tasarruf sahipleri. ABD’de NORC (National Opinion Research Center at the University of Chicago) tarafından yapılan bir ankete göre kripto yatırımcılarının yüzde 44'ü siyah, yüzde 55'i üniversite diplomasına sahip değil.  Varlıklı, kolej eğitimli beyazlar için hisse senetleri, tahviller daha çekici olmaya devam ediyor. Dolayısıyla kara para aklama ve vergi kaçakçılığı dışında kripto para birimlerinin ne işe yaradığını hâlâ göremeyenler hep olacak, bu da varlık piyasasının küçük de olsa boğalara alan açmasından kaynaklanmakta.

Nitekim kripto varlıklar hisse senetleriyle güçlü bir korelasyon sergilemekte. Örneğin Nasdaq 100 endeksi bu yıl şimdiye kadar yaklaşık yüzde 11 düşerken, Bitcoin yüzde 18 düştü. Bu arada, Bitcoin gibi spekülatif yatırımlar olarak kabul edilen bir dizi kârsız teknoloji hissesi yüzde 23 değer yitirdi. Buna rağmen her geçen gün özellikle daha fazla büyük finansal kuruluş piyasaya girmekte, bu da Bitcoin'e artık geleneksel riskli bir varlık gibi davranıldığının bir göstergesidir, diyebiliriz. 

Kripto para balon mu?

Bu soruya doğru ve kesin bir yanıt vermek zor. Çünkü neyin “kripto para birimi” olarak sayıldığını bilmek bile zor. Bitcoin ve Etherium yaygın olarak para birimi kabul ediliyor, çünkü dolar veya euro gibi birçok mal ve hizmeti alıp satmak için kullanılıyor. Ancak kripto para fiyatları oldukça değişken. Özellikle bu günlerde ancak kısa yoldan servet sahibi olmak isteyenler fiyatların yükseleceğine inanıyor. Türkiye gibi gelir ve servet eşitsizliğinin, işsizliğin yüksek olduğu ülkelerde Akerlof’un limon piyasası geçerli hale gelmekte. Ahlaki çöküntü yanlış seçimlere yol açıyor. Bedelini de piyasaya giren daha çok düşük gelirliler ile prekaryalar ödüyor.

Bu risklere rağmen, ABD’de kendilerini kripto evanjelisti olarak tanımlayanlar var. Türkiye’de de kendileri bu kavramın altına sokmak isteyenler olabilir. Buna da şaşırmamalıyız. Çünkü Orhan Hançerlioğlu’nun ifadesiyle “bilginin bittiği yerde inanç başlar."

Tüm yazılarını göster