Sanal para birimlerinin ortaya çıkmasında etkili olan teknolojiler birçok mali araç ve yöntem açısından gelişmelerini sürdürmekte ve özellikle para piyasalarında etkili olmaya devam etmektedirler. Söz konusu gelişmelerin oluşumu ve zamanı konusunda ortaya çıkması muhtemel sorunların henüz ülkemizde yeteri kadar dikkate alınmadığı bilinmektedir. “Blokzincir teknolojisinin ortaya çıkardığı yeniliklerin çeşitli olması, yeniliklere katılma oranının giderek ilgi görmesi, ülkemizde de konuya ilgiyi her geçen gün artırmaktadır.”
“Kripto paranın vergilendirilmesi geleneksel paranın vergilendirilmesi şeklinde anlaşılmamalıdır. Kripto paranın volatilitesinin aşırı derecede yüksek olması bunların birçok kesim tarafından ödeme aracı olarak değil; yatırım aracı olarak değerlendirilmelerine yol açmış ve açmaktadır. (Vergi Dünyası Dergisi, Ocak 2022, Sf: 36)”
Uygulamada kripto paranın altı bini aşkın farklı varlığının olduğu tahmin edilmekte, bu konudaki oluşumun kendi içerisinde dolaşımı ile sayıca yeni katılımlara yol açtığı bilinmektedir.
Mevcut yapı çerçevesinde verginin geleneksel sınırları dışına çıkılması halinden yararlanma arzusu ve girişimleri yanında mevcut işlemlerin farklılıkları uygulamada önem arz etmektedir.
“Blokzincir teknolojisinin ortaya çıkardığı yeniliklerin çeşitli olması bu alanda yapılan vergisel düzenlemeleri de geleneksel sınırların dışına çıkarmayı ve farklı bir anlayış getirmeyi gerektirmiştir. Belli bir kalıba sokularak vergilendirmenin gerçekleştirilmesi, ifade edilen gerekçeler nedeniyle önemli vergi geliri kaybına neden olabilecektir. Bu soruna çözüm ise mevcut vergisel düzenlemelerin bu yeni alana uyarlanması olmuştur. Ancak böyle bir yöntem ülkeler arası önemli yorumsal farklılıkların orta çıkmasına neden olacaktır. Sadece kripto para işlemlerinin çeşitlenmesi bile her bir işlemin nasıl bir vergi muamelesine tabi tutulacağını önemli ölçüde farklılaştırmaktadır.”
Vergisel açıdan kripto para konusunda ülkeler konuya ilgi göstermekten çekinmektedirler. Bir başka açıdan “Ülkeler kripto varlıklarla ilgili vergilendirme işlemlerinde belli bir terminoloji kullanmaktan imtina etmektedir. Böyle bir tutumun en önemli nedeni kripto ve blokzincir teknolojsinin hızlı bir değişim ve gelişim içinde olmasıdır. Bu sebeple, verginin kaynağının teknolojik gelişmelere rağmen kavramak için; blokzincir teknolojsinin bir ürünü olarak çıkacak her varlık vergilendirilebilir kaynak olarak değerlendirilmektedir. Ancak vergisel alanı kavrama gücünün artırılabilmesi için uluslararası işbirliği ve vergisel uyum sürecine kripto paraların dahil edilmesi söz konusu olmalıdır. Böylelikle terminolojiden kaçınmanın ortaya çıkaracağı yorumsal farklılıkların suistimallere yol açması engellenebilecektir.”
Diğer yönden OECD tarafında yayımlanan “Sanal Paraların Vergilendirilmesi” raporunda politika yapıcılar için aşağıdaki önerilere yer verilmiştir.
- Politika yapıcılar sanal paraların mevcut vergi çerçevesinde nasıl değerlendirileceğine yönelik rehberler yayınlayabilir. Sanal paralar servet unsuru veya sermaye geliri olarak dahi olsa, en azından vergi mükellefleri için açıklık sağlamak üzere mevcut çerçevesinde değerlendirilebilir.
- Politika yapıcılar kapsamlı ve sanal para birimleriyle ilişkili başlıca vergiye tabi olaylar ve gelir biçimlerine yönelik rehberler sağlayabilirler. Özel olarak birkaç anahtar konseptin vergisel sonuçları mükelleflere açıklık sağlaması amacıyla gelir vergisi, katma değer vergisi veya transfer vergileri altına alınabilir. Vergisel amaçlar kapsamında diğer kripto varlık türlerinin de nasıl ele alınacağına yönelik rehberlik hizmeti genişletebilir.
Sanal Para Değerlemeleri ve Sonuç
Kripto paraların ortaya çıkışından itibaren meydana gelen gelişmeler bunların yasaklanmasının bir çözüm olarak sunulamayacağını göstermektedir. Bununla birlikte kripto paranın “ne” olarak tanımlanabileceği ve hangi işlevsel amaçlarla kullanabileceği veya kullanılamayacağı konusunda farklı uygulamalar söz konusudur. Esasında ne olduğu ve nasıl kullanılabileceği sorularının cevapları ülkelerin vergilendirme rejimlerini kripto paralara uyarlarken takip edecekleri yolu belirleyen en önemli iki faktör olmaktadır. Ülkeler arasındaki uygulama ve anlayış farklılıklarının altındaki neden bu hususlara dayanır.
Yöntem ve anlayış konusundaki farklılıkların belirlenmesinde etkili olan amaçlar da ülkeden ülkeye farklılık taşımaktadır. Özellikle ülke sınırları içinde yapılan işlemlerin yasa dışı faaliyetler kapsamında gerçekleşmesi ve bu işlem hacminin büyüklüğü ülkelerin aldıkları önlemlerin çerçevesini de belirlemektedir. Diğer taraftan yasa dışı faaliyetlere yönelik işlem hacmi yüksek olan bazı ülkelerin niyetleri farklılık gösterseler de gerekli yasal düzenlemeleri hayata geçirmek konusundaki tavırları benzerlik taşımaktadır.
Kripto paraların vergilendirilmesi konusundaki yaklaşımın farklılaşması (Yeni Zelenda, Almanya, ABD ve İngiltere), bazı ülkelerin kendini kripto para vergi cenneti haline getirmeye çalışması (El Salvado), kripto para işlemlerinin resmen yasaklanmış olması (Çin) veya bu alanda da hukuki boşluk olması göz önünde bulundurulduğunda konuya bütüncül ve uluslararası düzeyde bir çözüm getirilmesi gerekmektedir. Zira çoğunlukla yoruma bırakılmış konularda aynı prensipleri benimseyenler tarafından dahi farklı değerlendirmeler söz konusu olabilmektedir (Avrupa Adalet Divanı - David Hedqvist Davası). Blokzincir teknolojisindeki gelişim yorum ve olay bazında değerlendirmeyi gerekli kılsa da kripto paraların vergilendirilmesine yönelik üzerinde uzlaşıya varılan genel düzenlemelerin oluşturulması önem taşımaktadır.