Çiçekler doğanın ışıltıları, anma, doğum, düğün, yas, gönül alma ve özellikle sevda süreçlerinin vazgeçilmezleridir. Kime, hangi çiçeğin, nasıl, nerede takdim edileceği adab-ı muaşeret kurallarında bellidir. Büyük hatalar yapılabilir. Kafalara her zaman buket fırlatılmaz. Çiçeği alan hatayı çoğunlukla sessizce karşılar. Sözün özü çiçek takdimi mühimdir. Anadolu’da Rumeli’de çiçeklerin dili vardır. Saksılar evimizdeki doğamız ve ormandır. Çiçekli oyalar kadının dışa söylemidir. Tek bir papatya, bir demet karanfil, vazodaki gül, kurutulmuş mimoza, erguvanın zerafeti, yeni yılın müjdecisi kokinalar, kitap arası kuru çiçeklerimiz, hele de mor menekşelerin hepsi ne güzeldir. Kısacık bir koklama bizleri nerelere taşır. Çiçeklerin renk ve kokusunda adeta harika bir film, müthiş bir senfoni, duygular gizlidir. Çiçekler mutluluktur. Nazım Hikmet Ran’a şiirinde “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” diye sorunca, Abidin Dino mutluluğun çiçeğini çizerek “Sen mutluluğun çiçeğini çizebilir misin” diye cevap verdi. Abidin Dido’nun çiçeklerinde yaşam ve vatan vardır. Vatanımızda hep umut olsun. Necati Cumalı’nın mısralarındaki gibi:
Bir gül açıyorsa şimdi Türkiye’de, aşkla ümitle açıyor
Güzelim ülkemiz için kesme çiçek üretimi devasa, kıymetli bir sektörümüz. 77 ülkeye ihracat yapan, doğrudan 25 bin, dolaylı 300 bin kişiye istihdam yaratan süs bitkileri sektörümüz Türkiye’mize çok yakışmaktadır. Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Kasım 2022’de sektörün en önemli platformu olan Hollanda’daki Trade Fair Aalsmeer Fuarı’na ilk kez katılarak çiçeklerimizin ihracaat gücünü artıracak. Kraliçe II. Elizabeth’in ölümü ardından ülkemizden 500 bin daldan fazla taze kesme çiçek Londra’ya ihraç edildi. Yas süresince tonlarca buket, balon, kart ve oyuncaklar konut, kale, şato, saray ve kraliyet parklarına bırakıldı. Çiçek ambalajları çiçekleri korur ve bukete şıklık katar. Devasa miktarda ambalajlı çiçek atıkları oluştu. Kraliyet parkları yönetimi ve sivil toplum yas tutanlara sadece organik, kompostlanabilir malzemeleri koymaları ve ambalajları kaldırarak başta selofanı ayrı toplama çağrısı yaptı. Atık toplama kutuları kondu. Selofan kaldırılmasının çiçek ömrünü uzatacağı ve atığı kompostlamaya hazırlayacağı belirtildi. Çağrıda oyuncak ve yumuşak oyuncak getirebileceği ancak sürdürülebilirlik yönetimi gereği getirilmemesinin ricası da yapıldı. Çiçeklerin kaldırılması için gönüllüler de çalıştı. Geri dönüşüm merkezlerine ömrünü tamamlamış çiçekler, ambalajları ve diğer atıklar taşındı. Kraliçe ve kraliçenin çiçekleri, biyojenik karbon toprağa karıştı. Atıklar işlenerek ekonomik değer kazandı. Geçit resminde naaş taşınırken taç yanındaki pembe, lila, mor çiçekler Kraliçe’nin son sesi gibiydi. Doğa sever Kraliçe II. Elizabeth’in ruhu şad olsun. Bu vesile ile hiç unutmayalım. Ambalajlar ürünün su ve karbon ayak izini artırır. Gezegenimizin biyoçeşitlilik, kirlilik, iklim başlıklı üç acil sorunu için mümkün en az atık çıkarılmalı, atıklar döngüsel ekonomide değer yaratmalıdır. Kat kat ambalajlar geleceğimizin tehdidi, ekonomik kayıptır. Ambalaj sunacağı işleve uygun ve teknik yeterli miktarda olmalıdır. Ambalajın şıklık için abartılması hakkı kimsede yok. Dünya hepimizin. En iyi atık yönetimi yapılmamış ambalajlı bir çiçek, insanoğluna acaba hangi çiçekle üzüntü ve ekosistem için kaygısını sunardı?