Türkçe Google’a “Korona ve Robot” yazınca 10.5 milyon kayıt çıkıyor. “Korona ve Drone” yazınca 3 milyon. Teletıp yazınca 400 bin. Ama İngilizce Google’da “telemedicine” yazınca 24.3 milyon !! Google’daki bu rakamların gösterdiği: Salgınla mücadelede robotlar, drone’lar ve teletıp arka plandalar, ama etkililer: Ortamı arındıran (dezenfekte eden) robotlar. Korona testi yapan robotlar. Sokağa çıkma yasağını delenlere “havadan” seslenen drone’lar. Öncü tanıyı hızla koymak için teletıp… Ve tabii bütün bunlar, sanayi-ötesi toplum düzenine geçmiş, teknik hükümetlere sahip ülkelerde…
Örneğin, Avrupa’da İtalya’dan sonra salgından en zarar gören İspanya’da Korona testini robotların yapacağını Bloomberg 21 Mart’ta haber verdi (https://bloom.bg/33OjdeL). Ülkede o tarihe kadar virüs kapan 35 bin kişiden 4 bin 200’ü (yüzde 12) sağlıkçılardı. Aradan geçen bir haftada teşhis sayısı 40 bine çıktı, virüs kapan sağlıkçı oranı yüzde 14’e. Bu durumun giderek daha da kötüleşmesini engellemek amacıyla günde 80 bin Korona testi yapacak robotlar kullanılacağı açıklandı. Şu sırada İspanya’da sağlıkçılar günde 15 – 20 bin test yapabiliyor. Göreve başlayacak 4 robotla bu test sayısı artacaktı. Ancak, robotların nasıl ve nerede çalışacağına dair bir bilgi dün sabaha kadar çıkmamıştı.
Çin de Korona’yla mücadelede robot kullanıyor. Salgının kaynağı Wuhan’da doktorlar, telekomcular, CloudMinds robotik şirketinin mühendis ve teknisyenleri sırf bu iş için kurulan “Akıllı Hastane”de 14 robotla deneysel olarak çalışmaya başladılar. Amaç, sağlıkçıların yaşamını tehlikeye atmadan, tanıyı robot kullanarak koyma yöntemi geliştirmek. Robotlar hastaların ateşini, nabzını, kanındaki oksijen oranını ölçecek, onlara su ve ilaçlarını getirecek şekilde programlandı. Hastanın bileğine takılı “akıllı bilezikler” robotla ilişkilerini ayarladı. Doktor ve hemşireler, hastanın yanına kadar gitmeye gerek kalmadan, robotun ilettiği bilgiyi ekrandan izlediler. Onlar da aynı bilezikten takarak robotun sürekli gözlemi altına girdiler. Hastalık kapma riskini azalttılar. Böylece, hem hasta bakımı, hem sağlıkçıların sağlığı yapay zekâya bırakıldı. [Wuhan’da 3 bin sağlıkçı virüse yakalandı, virüsü ilk haber veren dahil 13 doktor öldü (https://bit.ly/2vRfnop].
Akıllı Hastane’de yapay zekânın görevi giriş kapısında başlıyordu. Kapıdan girenlerin ateşini kızılötesi ışınla ölçen robotun yazılımı, kişinin acil bir durumu olup olmadığına “karar verecek” şekilde ayarlandı. Hastanede bütün bu işler ve “şeylerin interneti” (IoT) için 5G altyapısı “zaten” kurulmuştu.
Başka ülkelerin yenilikçi şirketleri de mücadeleye katıldı. Danimarka’lı UVD Robots, dezenfekte işlemi yapan robotlarını Wuhan’a gönderdi. İnsana gerek kalmadan, kendi kendine (sürücüsüz araç sistemiyle) hastane koridorlarını, hastası boşalan odaları ve diğer yerleri dezenfekte eden robotlar İtalya’ya da gönderildi. Bunlar, temizlik için ultraviyole ışın yayıyorlar. Odaya girmeden önce robot, “Burayı temizleyeceğim, odayı boşaltın” diye uyarıyor (https://bit.ly/3bwMQDE). Robot, bir şarjla 2,5 saat çalışabildiği için sağlıkçılar bir de arındırmayla uğraşmak zorunda değil artık. Amerikan Xenes Disinfection Services de benzer yöntemle çalışan LightStrike robotlarını, ambülans içlerini, acil servis ortamlarını sürekli arındırmak için işe koştu. Şirketin beyanına göre “binlerce robotu” halen İtalya, Japonya, Singapur, Tayland ve Güney Kore’de çalışıyor (https://bbc.in/2JkB3fW).
Sanal muayene: Teletıp
Özellikle Çin’de sadece robotlarla değil, “uzaktan muayene” (teletıp) yöntemiyle de salgın -şimdilik- yavaşlatılıyor mu acaba? Teletıp, 1990’lardan beri bilinen, bazı gelişmiş ülkelerde şöyle böyle uygulanan bir uzaktan tanı yöntemiydi. Yapay zekâdaki gelişmelerle birlikte iletişimde bant genişliğinin artması (4G), teletıbbın son 10 yılda “yeniden keşfedilmesini” sağladı. Hele şimdiki salgında, ilk tanıyı hızla koyma gereği ile birlikte teletıp “aniden” cankurtaran oldu. ABD’nin ciddi tv kanallarından CNBC’de “Çin’in teletıp ve robot kullanımından, Amerika’nın öğreneği şeyler var” bile denildi (https://cnb.cx/2UjuLSD). [Bizde de Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü’nün Teletıp ve Teleradyoloji Bölümü 2018’den beri var. MR, tomografi, röntgen kayıtları sistemde tutuluyor, paylaşım erişimi hızla sağlanıyor].
Ancak teletıp, sadece radyolojik bilgiyi dijital “depolamaktan” çok daha geniş bir uygulama: Hastaneye, doktora, acil servise gitmeden, internet üzerinden bir doktorla “yüzyüze” görüntülü veya sadece konuşmak, ona tahlil ve tetkik sonuçlarını gönderebilmek, ondan görüş almak, ilk öncü tanıyı koymasını sağlamak, doktorun ilaç yazması gibi bir bilgi alışveriş ortamı, aslında sanal bir muayene.
Bizde de bu tanıma en uygun ve tam zamanında girişimi Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof.Dr. Nebahat Bulut “Lütfen acil olmayan durumlar için hastanelere gitmeyelim, evde kalalım” diyerek “Sanal Hastane” adıyla twitter üzerinden başlattı. Girişime katılan uzmanlar ücretsiz gönüllü danışmanlık hizmeti veriyor. (https://twitter.com/BulutGulcuN).
Teletıp konusunda The Economist, “Akıllı Telefonunuz şimdi sağlık sorununuzla ilgilenecek” başlıklı makalesinde, Çin’de “Ping An, İyi Doktor” teletıp uygulamasının 300 milyon abonesi olduğunu, Korona’dan sonra da “internet hastaneleri”nin gündelik yaşamda yer alacağını yazdı (https://econ.st/2Jfop1L). Washington Post da “Web kamerası şimdi sizinle ilgilenecek” diyerek, doktorların, hele salgın koşullarında muayene¬/tanı işlemlerini “uzaktan” yapmak istediklerini haberleştirdi (https://wapo.st/33To6TB). Teletıp sektörü öncelikle ABD’de büyüyor: Oradaki en büyük teletıp şirketi Teladoc’un 36.7 milyon aboneli üyesi var. 19.3 milyon kişi ise abone olmadan, muayene başına ücret ödeyerek hizmet aldı (https://bit.ly/2Ukxywf). Üstelik bu veriler, şirketin 2019 yılı son çeyrek raporunda açıkladıkları. 13 Mart’ta Teladoc, günde 15 bin “teletıp talebi” almaya başladıklarını duyurdu. Acaba aradan geçen iki haftada talep nereye yükseldi?.. Teladoc doktorları profesyonel çalışıyorlar. Onlardan görüş almak bedava değil, ücretli. Şimdiki salgında bazı Avrupa hükümetlerinin sunduğu teletıp hizmeti ise sosyal devlet hizmeti kapsamında ücretsiz. 5G’nin 2030’larda yaygınlaşmasıyla teletıp uygulamaları da artacaktır.
Uçan robot: Drone
Drone, yerde yürüyen robotun havada uçanı… Korona mücadelesinde en kolay kullanılan ileri teknoloji bu oldu. Örneğin Güney Kore’de salgının yoğunlaştığı Deagu şehri ve başka yerler drone’larla arındırıldı. Çin’de drone’lara takılan hoparlörlerle halka uyarılar yapıldı. Bunlar bazen anonimdi, bazen de kişiye özel ayarlandı. Çin Global Times gazetesi twitter sitesinde yayınlanan videolarda, bazı vatandaşlara doğrudan seslenerek örneğin “Hey, sen, pembe montlu! Neden masken yok?” gibi uyarılar yapıldığı görülüyor (https://bit.ly/2QPKs39). Sadece Çin’de değil, Batı Avrupa’da Madrid, Paris ve başka şehirlerde drone’lar, korunma kurallarına uymayanlara havadan uyarı için kullanıldı. Ancak, galiba en sıra dışı uygulama Bulgaristan’ın Karadeniz kıyı şehri Burgaz’da olabilir (eğer gerçekleşirse?..). Buradaki “büyük” Roman yerleşiminde salgın durumu drone’larla yapılacak vücut sıcaklığı ölçümleriyle denetlenecekmiş.•