Mart ayında koronavirüsün pandemi ilan edilmesinin üzerinden 7 ayı geride bıraktık. Birçok firma bu süreçte, kendi içine dönerek iyileştirmelere gitti. Gelecekte karşılarına çıkabilecek olası durumlara karşı, planlarını yaptılar. Bugüne kadar yoğunluktan dolayı üzerinde duramadıkları yönetim sistemleri konusunda, yönetim danışmanlıkları almaya başladılar. Özellikle, stratejik planlama ve pazarlama eksikliklerinde ciddi iyileştirmeler yaptılar. Bazı firmalar ise, bu süreci hiçbir şey yapmadan ve sürekli şikâyet ederek geçirmektedir. Kısaca, koronavirüs döneminde kendi içine dönerek iyileştirmeye giden işletmelerin hayata geçirmesi gereken 5 adım hakkında şunları söyleyebiliriz.
1- Firmalar, koronavirüs sürecinde kendi içlerine dönerek, özellikle kendilerinin ve müşterilerin işine yaramayan bazı detay operasyonları ve istasyonları iş sürecinden çıkarmalıdır. Bu çalışmaya “süreç temizliği” diyoruz. Bunun için her departmanı beyin işleyişi kadar esnek ve kolay karar alabilecek hale getirmek gerekiyor. Yani, “öğrenen departmanlar” oluşturuluyor.
2- Şirketlerin, “hazine yönetimi” üzerine çalışmalar yapması lazım. Birçok işletmenin kurulduğu günden itibaren birçok ortağı da oluyor. Bunlar, devlet, banka, tedarikçi, müşteri ve çalışan gibi paydaşlardan oluşuyor. Buradan hiçbir emek koymadan ortak olan bankalardır. Dolayısıyla verdikleri kredileri kat kat misli ile alırlar. Girişimcilerimiz para sıcak geldiği için, bu borcu nasıl ödeyeceğini düşünmeden krediyi kabul eder. Olası bir nakit akışı krizinde ise, süreç sarmala girebilir. Bu sarmalı önlemenin en iyi yolu “Finans Mühendisliği”dir. Bu dönemde finans mühendisliği yapıp, “Hazine Komitesi” oluşturulmalıdır. Böylece işletmeler, ortak akıl ile hazine yönetimlerinde, dışa ihtiyaç kalmadan kendi kaynakları ile karlılıklarını daha fazla artırmaya başlayacaktır. Şirketler şunu bilmelidir ki, borç demek, varlık üzerinde hak sahibi demektir. O yüzden her kimden borç alıyorlarsa, firmalar bilsinler ki tırnakları ile kazandıkları varlıklarının, hiçbir emek harcamadan yeni sahipleri borç aldıkları kişi veya kurumlar olabiliyor. O yüzden, borç gücü yani kaldıraç oranlarını sürekli takip etmelidirler.
3- İçinde bulunduğumuz bu süreçte, üzerinde durulması gereken bir diğer konu, “müşteri” tarafıdır. Bu dönemde, müşterilerin alışkanlıkları değişti ve değişmeye de devam edecektir. Şirketler, müşteri yönetimi ve analitik alt yapılarını kurmalıdır. Örneğin, kar bölgelerini tekrar gözden geçirebilirler. Çoğu zaman, anahtar müşteri ile 4’üncü sıradaki müşteriye aynı enerji harcanabiliyor. Diğer bir ifadeyle, 1 milyon Dolar ticaret yapan müşteri ile, 10 bin dolar ticaret yapan müşteri aynı kategoride. Hatta, kategori yok. Lojistik sektöründe şöyle bir söz vardır. “Başarılı lojistik, elleçleme ile oluşur”. Yani, gruplandırırsınız. Ona göre deponuzu ekonomik kullanırsınız, ona göre istediğinizi istediğiniz zamanda bulursunuz ve sevk edersiniz. Müşterileri gruplandırmazsanız; ne iletişim planını, ne kampanyanızı, ne promosyonu, ne de satış ve tahsilatını sağlıklı yaparsınız.
4- Bu süreçte en önemli yapılacak konulardan bir diğeri, nitelikli işgücü oluşturma ve dijital dönüşüm projeleri olmalıdır. Bu konuda, işletmelerin ciddi alt yapı eksiklikleri bulunuyor. Şirketler bu konularda, danışmanlık ve eğitim hizmetleri almalıdırlar. Değişen çevre koşullarında, insan kaynakları sistemini yeniden kurgulamalıdırlar.
5- Aslında en önemlisi bu süreçte firmalar, “biz markalaşmak istiyoruz” demeye başladılar. Kısaca, ciddi bir “markalaşma bilinci” oluşmaya başladı. Tabiki bu konuda ve yukarıda bahsettiğim konuları da kapsayacak şekilde devreye “Turquality” girdi. Ülkemizin devlet destekli ilk marka programı olan Turquality, hem işleri sistematikleştiriyor, hem de şirketin yaptığı masrafları limitsiz destekliyor. Bu süreçte firma olarak, Turquality Yönetimi ve Marka Yönetimi konusunda çok ciddi çalışmalar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.
Turqualiyt’nin, işletmelere sağladığı değer nedir?
- Mevcut verimlilik artışına katkısı: %17
- Mevcut ihracat artışına katkısı: %15
- Mevcut iç piyasa artışına katkısı: %10
- Mevcut karlılığın artışına katkısı: %14
- Mevcut yeni ürün geliştirmeye katkısı: %12
- Mevcut marka bilinirliğine katkısı: %7
- Müşteri memnuniyet seviyesi: %97
- İsraf ve maliyetleri azaltmaya katkısı: %14