Malum, her üç ayın istihdam ve işsizlik ile ilgili araştırmalarının verileri ortadaki ayın verileri olarak dördüncü ayın 10. gününde yayımlanıyor. Mayıs ayı olarak ortadaki ayı temsil eden rakamlar da nisan, mayıs ve haziran ayları sonuçları olarak önceki gün yani 10 Ağustos günü TÜİK tarafından yayımlandı.
İşsizlik nedir ve nasıl hesaplanır?
56 bin dolayında kişi ile yüz yüze ve telefonla yapılan anket ile ülkedeki istihdam ve işsizlik rakamları tahmin edilmeye çalışılıyor. Amaç belli. Ülkenin ekonomisi ve özellikle de sosyal politikalar açısından çok büyük önemi olan bu araştırma ile istihdam ve işsizlik ile ilgili mutlak rakamlar ve oranlar tespit ediliyor. Frekans dağılımlarıyla da sektör, cinsiyet, eğitim, yaş gibi açılardan bu rakamlar ortaya konuluyor.
Dilerseniz aynı şeyleri anlamak adına kavramları bir hatırlayalım...
İstihdam: Çalışan ya da işinin başında olmasa da üç aydan kısa süre içinde işine dönecek ve bu süre zarfında da ücretlerinin en az yarısını almaya devam eden bireylerdir.
Çalışanlar içerisinde ücretliler, yevmiyeliler, kendi hesabına çalışanlar, işverenler ve ücretsiz aile işçileri bulunur. Bireylere anketin “referans dönemi” olarak adlandırılan sabitlenmiş bir haftası için iktisadi bir faaliyette bulunup bulunmadıkları sorulur. Çalışmamış olanlar arasında, normalde çalışan ama çeşitli sebeplerle (örneğin izin) o hafta işinin başında olmayanlar da istihdamda sayılır. Kayıt dışı çalışanlar da referans haftasında iktisadi faaliyetlerde bulundukları için istihdamda sayılır.
İşsiz: Son dört hafta içinde iş aramış, iki hafta içerisinde iş başı yapmaya hazır olan bireylerdir. Bu tanımda dikkat edilmesi gereken nokta bireyin son dört hafta içerisinde iş bulmak için iş bulma kanallarından birine başvurmuş olması gerekliliğidir. Son dört haftada iş aramak için herhangi bir girişimde bulunmamış bireyler, işsiz sayılmazlar.
İşsizlik oranı: İşsiz sayısının iş gücüne bölünmesi ile elde edilir. İş gücü işsizlerden ve istihdam edilenlerden oluşur.
Son işsizlik rakamları nasıl?
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2020 yılı Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 331 bin kişi azalarak 3 milyon 826 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,1 puanlık artış ile %12,9 seviyesinde gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı 0,2 puanlık artış ile %15,2 oldu.
İstihdam edilenlerin sayısı 2020 yılı Mayıs döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 2 milyon 411 bin kişi azalarak 25 milyon 858 bin kişi, istihdam oranı ise 4,7 puanlık azalış ile %41,4 oldu.
İş gücü 2020 yılı Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 2 milyon 742 bin kişi azalarak 29 milyon 684 bin kişi, iş gücüne katılma oranı ise 5,3 puanlık azalış ile %47,6 olarak gerçekleşti.
Mayıs 2020 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların toplam çalışanlar içindeki payını gösteren kayıt dışı çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 4,7 puan azalarak %29,7 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 5,4 puan azalarak %17,4 oldu.
COVİD-19 pandemi sürecinde işsizlik verileri neden açıklanmasın?
Daha önce de belirtildiği üzere işsiz sayısı Mayıs 2019 ayında 4 milyon 157 bin kişi iken bu yılın aynı döneminde 3 milyon 826 bin kişiye düşüyor; yani işsiz sayısı 331 bin kişi azalıyor.
Bu tespitten sonra bir de aşağıdaki sonuçlara bakalım:
- İş bulma umudu olmayanların sayısı 2019 yılı Mayıs ayında 558 bin kişi iken, bu yılın aynı döneminde sayı 1 milyon 358 bine çıkıyor. Bu sonuç herhalde işsizliğin düştüğü anlamına gelmiyor?
- Aynı şekilde iş aramadığı halde çalışmak isteyen (emekli, öğrenci, mevsimlik işçi gibi) kimselerin sayısı da 2019 Mayıs ayında 2 milyon 294 bin kişi iken, bu yılın aynı döneminde sayı 4 milyon 713 bine yükseliyor. Bu da herhalde işsiz sayısının azaldığını göstermiyor?
- Bu arada iş gücüne katılım oranı 2019 Mayıs ayında yüzde 52.9 iken bu yılın aynı döneminde yüzde 47.6’ya düşmesi de olumlu bir gelişmeyi ifade etmiyor?
Açıkçası bu sonuçlardaki çelişkiler, analizlerde de yanılgıları beraberinde getiriyor.
Konunun bir de henüz rakamlara yansımayan ya da işsizlik ile ilgili istatistiklerde tam açıklanamayan yönü var. Özellikle istihdamı korumaya yönelik hem yasaklayıcı ve hem de teşvik edici düzenlemeleri göz ardı etmemeliyiz.
COVİD-19 salgını sürecinde yasa ile işten çıkarma yasağının getirilmesi ve halen sürdürülmesi işsizlik ile ilgili rakamları gerçekçi olmaktan uzaklaştırıyor.
Yeni çıkarılan yasa doğrultusunda işveren tarafından zorunlu olarak ücretsiz izne çıkarılanların sadece devletin verdiği 1170 lira ile geçinmesini de istihdam açısından dikkatli değerlendirmek gerekiyor.
Kısa çalışma mevzuatı çerçevesinde işçilerin ayın belli süresiyle sınırlı olarak çalıştırılması ve ücretlerinde sınırlandırma getirilerek bu sınırlı ödemelerin işveren ve devlet tarafından paylaşılması da istihdam ve işsizlik açısından sorun yaratıyor.
Bu arada pandemi salgını sürecinde iş yerlerinin geçici kapatılması gibi istihdamı olumsuz etkileyen uygulamaların da sıkıntı yarattığı çok iyi biliniyor.
Dolayısıyla bu olağanüstü dönemin işsizlik verilerini açıklamamak daha iyi olacak!...