Ekonomiler salgın molasında. Üstelik Korona Kışı uzun süreceğe benzer. Bazı ülkeler yeni normal baharının 2022’yi bulacağı planını yapmaya başladı. Biz ise Yeni Ekonomik Program ile eski sorunlarımızı yüzdürme gayretindeyiz.
Aslında korona bize ayna tuttu ve dedi ki; böyle geldi ama böyle gitmeyecek… Gerçekçi hedef koy, kapsayıcı çözüm üret ve güvenilir uygulayıcılar bul. Peki, biz ne yaptık? Orhan Veli’nin dediği gibi; “Neler yapmadık bu vatan için / Kimimiz öldük / Kimimiz nutuk söyledik” Yetti mi? Yetmedi tabii…
Türkiye, zaten eskimiş türküsünü değiştirmesi gerekiyordu. Aslında ekonomiye gereken, yeni bir öykü… Çiğnenmiş sakız gibi alınan her tedbir, sağa sola yapışıyor; işe yaramıyor. Bana göre bize uyan öykü, 3T olmalı… Turizm, Tarım ve Teknoloji…
TURİZM için şimdiye dek 100 milyar $ yatırdık ve yılda 35 milyar $ üretebilen bir döviz makinesi yarattık. Ona, deniz-kum-güneş üçgeni dışında yeni öykü bulmalıyız.
TARIM; henüz kullanmadığımız kartımız. Hem gençlere istihdam kaynağı oluşturacak hem de biz dâhil etrafımızdaki coğrafyaları besleyecek potansiyel barındırıyor. Buna da yeni öykü bulmalıyız.
TEKNOLOJİ; tüketicisi olduğumuz aşikâr. Ama üreticisi olmalıyız ve gençlerimiz bu konuda çok hevesli, kabiliyetli. Her yıl bir unicorn çıkarabilmek için bu alanda da yeni öykü bulmalıyız.
Özetle, Türkiye, 3T öyküsüyle, Korona Kışını yeni zenginlik baharına çevirebilir. Gerisi hikâye…
TÜRKİYE’NİN ALTIN ÜÇGENİ: TURİZM TARIM TEKNOLOJİ
Biliyorum bazıları “tekstil, inşaat da var” diyecek ama… Bize yeni öyküler gerek ve bunlar ancak 3T üçgeninde yazılabilir. Bu altın üçgenin iç açıları toplamı; orta gelir tuzağından kurtulmuş Türkiye olabilir.
Aksi halde şimdiki köhne üçgenin iç acılarıyla debelenip duracak, sloganlarla yemlenecek, ekonomide YEP’leneceğiz.